Magnezyum, insan vücudunda en bol bulunan dördüncü elementtir (Kalsiyum >Potasyum >Sodyum >Magnezyum). Magnezyumunun büyük kısmı kemikte depolanır (%50-65). Burada kalsiyum ve fosforla birlikte iskeletin yapısına katılır. Ayrıca kas, yumuşak dokular ve organların (%34-39) oluşumuna katılırken, %1-2'den azı kanda ve hücre dışı sıvılarda bulunur.
Magnezyum hücre içindeki hemen her önemli metabolik ve biyokimyasal süreçte yer alır. Fizyolojik rolü açısından birçok enzimatik reaksiyon için gereklidir.
Mg eksikliği hipertansiyon, kalp aritmileri, kalp krizi, potasyum düşüklüğü ve kalsiyum eksikliği ile ilişkilendirilmiştir. Mg'nin yaklaşık %50-60'ı iskelette bulunduğundan, Mg eksikliği osteoporoz için de bir risk faktörü olarak gösterilmiştir.
Magnezyumun şu ana kadar bilinen etkileri şunlardır:
· Enerji oluşum metabolizmasında rol oynar; yorgunluğun azalmasına katkıda bulunur.
· Magnezyum elektrolit dengesine katkıda bulunur.
· Magnezyum sinir sisteminin normal çalışmasına katkıda bulunur.
· Magnezyum normal kas fonksiyonuna katkıda bulunur.
· Magnezyum protein sentezine katkıda bulunur.
· Magnezyum normal psikolojik fonksiyona katkıda bulunur.
· Magnezyum kemiklerin ve dişlerin korunmasına katkıda bulunur.
· Magnezyum hücre bölünme sürecinde rol oynar.
Magnezyumun kalsiyum ve potasyum taşınmasında, hücre sinyalizasyonunda, enerji metabolizmasında, DNA onarımında ve çoğalmasında oynadığı rol göz önüne alındığında, eksikliğinin hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, diyabet, osteoporoz ve çeşitli nörolojik bozukluklar dahil olmak üzere birçok hastalıkla ilişkilendirilmesi artık şaşırtıcı değildir.
Magnezyum eksikliği kan tahlili ile anlaşılır mı?
Magnezyum depoları, normal koşullar altında bağırsaktan emilim ve böbreklerden atılım arasındaki denge ile sıkı bir şekilde düzenlenir. Tüm bu dengeye rağmen magnezyum alımı düşük olduğunda, normal serum magnezyum seviyelerini korumak için, magnezyum kemikten (ayrıca kaslardan ve iç organlardan) elde edilebilir. Bu şekilde kan/plazma magnezyum değerleri sağlıklı aralıkta kalırken, hem kemik hem de yumuşak dokudaki hücre içi magnezyum değeri tükenebilir. Yani kan magnezyum düzeyleri vücudun farklı bölgelerindeki magnezyum azalsa da normal kalabilir. Bu nedenle, serum magnezyum düzeyinin normal olması, magnezyum eksikliğini dışlamaz.
Magnezyum eksikliğinde neler görülür?
Magnezyum eksikliğinin erken belirtileri arasında halsizlik, iştahsızlık, yorgunluk, mide bulantısı ve kusma bulunur. Daha sonra kas kasılmaları ve krampları, uyuşma, karıncalanma, kişilik değişiklikleri, koroner spazmlar, anormal kalp ritimleri ve nöbetler meydana gelebilir. Son olarak, şiddetli magnezyum eksikliği, mineral denge bozulduğundan kandaki kalsiyumun ve potasyumun düşmesine neden olabilir
Son 20-30 yılda, çok sayıda epidemiyolojik, klinik ve deneysel araştırma makalesi, magnezyum eksikliğinin vücuttaki neredeyse her organda rahatsızlıklara yol açabileceğini, patolojik sonuçlara katkıda bulunabileceğini veya bunları kötüleştirebileceğini ve potansiyel olarak ölümcül komplikasyonlara neden olabileceğini göstermiştir
Magnezyum kemiklerin korunmasına nasıl katkıda bulunur?
Magnezyum eksikliği olan hayvanlara ait kemiklerin kırılgan ve hassas olduğu, mekanik özelliklerin ciddi şekilde bozulduğu gözlemlenmiştir. Genel olarak, hayvan çalışmalarından elde edilen tüm deneysel veriler, magnezyumun diyetle alımının azalmasının çeşitli mekanizmalar yoluyla osteoporoz için bir risk faktörü olduğunu göstermektedir.
Kemiğin doğrudan yapısında bulunmasının yanı sıra, magnezyum ve kemik sağlığının yapısal rolünde başka mekanizmalar da yer alır. Magnezyum, D vitaminini biyolojik olarak aktif formuna dönüştürmek ve hedef dokulara ulaşmasını kolaylaştırmak için önemli rol oynar. Magnezyum ve paratiroid hormonu (PTH) arasında ve dolayısıyla magnezyum ve kalsiyum arasında da ilişki vardır.
Birçok çalışma, insanlarda orta veya henüz klinik bulgu vermemiş bir magnezyum eksikliğinin kronik düşük dereceli iltihaplanmayı tetikleyebileceğini göstermiştir. Bu durumun da kemik yıkımını artırabileceği düşünülmektedir.
Osteoporotik hastalarda, sağlıklı olanlara kıyasla serum magnezyum, bakır ve çinko değerleri daha düşük bulunmuştur
Magnezyum eksikliği neden görülüyor?
1. Alım yetersizliği
Birçok çalışmadan elde edilen veriler (Amerika’da) yetişkinlerin yaklaşık % 60'ında diyetten magnezyum alımının yetersiz olduğunu ve subklinik (henüz belirti vermeyen) magnezyum eksikliğinin yaygın olduğunu göstermektedir. Mineralsiz su, işlenmiş gıdalar ve gıda yetiştirmek için magnezyumdan yoksun toprak kullanan tarımsal uygulamalar ile besinlerden giderek daha az magnezyum alınmaktadır.
2. Artan magnezyum ihtiyacı (sporcular ve hamilelik gibi durumlar)
Sporcuların daha yüksek miktarlarda potasyum ve magnezyum tüketmeleri önerilir. Yoğun egzersiz sırasında magnezyum kaybı önemli ölçüde artabilir. Dahası, Mg 2+ protein sentezinde yer alan enzimleri aktive ettiğinden, ATP yani enerji metabolizmasında rol oynar ve Mg 2+ serum seviyeleri egzersizle azalır. Bu nedenle daha fazla magnezyum takviyesine ihtiyaç vardır.
3. Yaşlılık
Yaşlı insanlar bağırsaktan daha az magnezyum emer ve artan böbrek atılımı nedeniyle daha fazla magnezyum kaybederler. Kronik magnezyum eksikliği yaşlılarda yaygındır, genellikle hem diyet alımında hem de bağırsak emiliminde bir azalmaya bağlıdır ve muhtemelen yaşlı kadınlarda ve erkeklerde görülen hormonal eksiklikler de magnezyum eksikliğini daha da artırmaktadır.
4. Emilim sorunları
Crohn hastalığı, inflamatuar bağırsak hastalıkları ve çölyak hastalığı gibi bağırsaklardan emilim problemine sahip sindirim sistemi hastalıklarından etkilenen kişilerde mineral eksikliği sık görülmektedir.
5. Tip 2 diyabet
Tip 2 diyabetten etkilenen kişilerde, magnezyum eksikliğinin bu patolojinin bir nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu hala belirsizliğini korumaktadır
6. Alkol
Alkol bağımlısı olan veya uzun süreli alkolizmden etkilenen kişiler ve bu nedenle oluşan bağırsak emilim bozukluğu da magnezyum eksikliği nedenidir. Ayrıca etanol idrarla magnezyum kaybını artırmaktadır.
7. İlaç tedavisi gören kişiler
Diüretikler(idrar söktürücüler), mide koruyucular, takrolimus, immün baskılayıcı yada kemoterapi ilaçları ve bazı fosfat bazlı ilaçlar magnezyum eksikliğine sebep olabilmektedir.
Amerika’da yetişkinlerin %60'ının ortalama diyet alımını karşılayamadığı ve %45'inin magnezyum eksikliği yaşadığı ve bununla ilişkili hipertansiyon, diyabet ve nörolojik bozukluklar gibi hastalık durumlarıyla karşılaştığı tahmin edilmektedir. Magnezyum eksikliği en fazla hazır gıdalarla beslenmeye, tarım ilaçlarına ve çiftçilik tekniklerine bağlanmaktadır.
Sebzelerin mineral içeriğinin son 100 yılda %80-90'a kadar azaldığı tahmin edilmektedir. Bu da magnezyum ile birlikte diğer minerallerin de eksikliğinin artacağını düşündürmektedir.
https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8065437/ https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S0955286304001573?via%3Dihub