Kemik çok dinamik bir organdır; sürekli kaybedilip yeniden yapılır. Bu döngü 20’li yaşlara kadar yapım yönünde, yaklaşık 20-30 yaşlarda olanı muhafaza etmek yönünde iken, bunun sonrasında yıkım yönünde ilerler. Kadında menopozla ve her iki cinsiyette yaşlanmayla birlikte kemik kaybı artar.

Osteoporoz nedir?

Osteoporoz Latince "Gözenekli kemik" anlamına gelmektedir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından “düşük kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikro mimari bozulması ile buna bağlı olarak kemik kırılganlığına yatkınlıkla karakterize ilerleyici sistemik iskelet hastalığı” olarak tanımı yapılmıştır.

Osteoporozun klinik önemi, ortaya çıkan kırıklarda yatmaktadır. Kırılganlık (frajilite) kırığı denilen, normalde kırık oluşturmayacak derecede düşük düzeyli, düşük enerjili travma olarak bilinen mekanik güçler sonucu, hatta hiçbir darbe olmadan dahi kırıklar görülebilmektedir.

Vücudun hangi bölgelerinde görülür, nasıl seyreder?

Osteoporotik kırık için yaygın bölgeler omurga, kalça, ön kol (bileğe yakın) ve omuz bölgesidir.

Kalça kırığı, yaşlı insanlarda acil anestezi ve cerrahinin en yaygın nedenidir; ayrıca sık bir ölüm nedenidir. Hastanede kalış süresi, tedavi süreci, bağımsız hareket etmede güçlük ve fizik tedavi vs ek süreçler de hesaplandığında toplumsal ve kişisel olarak maliyeti yüksektir.

Omurgadaki çökme kırıkları, osteoporotik hastalarda günlük aktivite sırasında, düşme veya travma olmaksızın da oluşabilir. Kırığın bulunduğu bölgeye göre farklı şikayetler görülebilmektedir. Sindirim sisteminin yerleşme alanında bir daralma ve baskı olduğunda buna bağlı olarak sindirim ile ilgili yakınmalar, erken doyma, karında şişkinlik vs görülebilir. Sırttaki omurgalarda yükseklik kayıpları olduğunda ise göğüs bölgesinde daralma ve baskı oluşur. Akciğer kapasitesi azalır ve solunum yetmezliği gelişir; bu problem dolaylı olarak kalp fonksiyonlarını da etkiler.

Hastaların ilk şikayetinin ağrı veya hareket kısıtlılığı olması beklenirken, fark edilmemiş omurga kırıklarına bağlı boy kısalması da olabilir. Omurgadaki yükseklik azalmaları (çökme) bundan sorumludur; çok sayıda vertebral kırık olduğunda ise kamburluk görülebilmektedir. Hastanın boyunun ölçülmesi; muayenede hastanın gençliğinde (20 yaşındaki) bildiği boy uzunluğundan 4 cm veya daha önceki muayenede kaydedilmiş boy uzunluğundan 1.5- 2 cm daha az olması önemli bir bulgudur.

Osteoporotik kırık riskini artıran faktörler nelerdir?

· Hastanın yaşı (ilerleyen yaşlarda risk artmaktadır)

· Osteoporoz için karakteristik bölgelerde daha önceden geçirilmiş kırık olması kırık riskini 2 misli arttırır; daha önceki kırık omurgada ise, kırık riskindeki artış 2 kattan daha fazladır.

· Ebeveyndeki kırık hikayesi önemli bir risk faktörüdür.

· Sigara içimi bir risk faktörüdür. Birçok araştırma sigara içiminin, osteoporotik kırık riskini arttırdığını saptamıştır.

· Glukokortikoidlerin (kortizol içeren ilaçların) kullanımı önemli bir kırık riski faktörüdür. (3 ay veya daha uzun süre günde 5 mg prednizolon veya eşdeğeri)

· Alkol kullanımı, doza bağlı olarak kırık riskini arttırır. Üç veya daha fazla ünite alkol alımı, dozun artışı ile orantılı olarak kırık riskini arttırır.

· Tiroid, paratiroid, cushing, diyabet gibi bazı hormonal hastalıklar risk faktörüdür.

· İnflamatuar barsak hastalıkları (ülseratif kolit veya crohn) ya da sindirim sisteminde emilim bozukluğuna neden olan durumlar risk faktörüdür.

· Romatoid Artrit hastalığı, tedavide kullanılan kortizollerden bağımsız olarak risk faktörüdür.

Bazı ilaçların kemik mineral metabolizması üzerine olumsuz etkileri mevcuttur. Özellikle yaşlılarda, daha önce ve/veya yakın zamanda kırılganlık kırığı geçirmiş kişilerde ilaç tedavisinin seçiminin dikkatli yapılması; kar/zarar dengesinin korunması; bunları kullanan hastaların da takiplerinde dikkatli olmaları gerekmektedir.

v Glukokortikoidler (organ nakli, otoimmün hastalıklar, astım vs nedenlerle kullanılır),

v Levotiroksin (tiroid hormonu takviyesidir),

v Heparin ve warfarin gibi kan sulandırıcılar,

v Antidepresanlar (SSRI),

v Loop diüretikleri (lasix, desal gibi idrar söktürücü ilaçlar),

v Proton pompa inhibitörleri (mide koruyucu ilaçlar),

v Antiepileptikler (fenitoin ve karbamazepin gibi nöbet önleyici ilaçlar),

v Aromataz inhibitörleri (meme kanseri tedavisinde kullanılır),

v GnRH agonistleri (prostat kanseri tedavisinde kullanılır),

v Siklosporin ve Metotreksat (immün baskılayıcı ilaçlar),

v Lityum (psikiyatrik hastalık tedavisinde kullanılır),

v Tiazolidindionlar (glifix, dropia vs tip 2 diyabet tedavisinde kullanılır).

Nelere dikkat edilmelidir?

Osteoporozu olan veya kırılganlık kırığı riski taşıyan menopoz sonrası kadınlara ve 50 yaş üstü erkeklere aşağıdakiler önerilmektedir:

  1. Sağlıklı, besin açısından zengin ve dengeli bir beslenme ( şiddetle tavsiye edilir ).
  2. Yeterli kalsiyum alımı, tercihen besinlerle veya başka şekilde takviye yoluyla sağlanır ( şiddetle tavsiye edilir ).
  3. D vitamini yetersizliği veya D vitamini yetersizliği için risk faktörleri tespit edilmişse, günlük D vitamini takviyesi reçete edilmelidir(magnezyum ile birlikte). Evden çıkamayan veya huzurevi/bakımevinde yaşayanların, kalsiyum ve D vitamini takviyesine ihtiyaç duyma olasılığı daha yüksektir ( güçlü öneri ).
  4. Bireysel hastanın ihtiyaçlarına ve yeteneklerine göre uyarlanmış, düzenli ağırlık taşıma ve kas güçlendirme egzersizlerinin birleşimi ( şiddetle tavsiye edilir ).
  5. Kişi sigara içiyorsa sigarayı bırakması konusunda tavsiyeler ( şiddetle tavsiye ).
  6. Alkol alımının günde ≤ 2 ünite ile sınırlandırılması tavsiye edilir ( güçlü öneri ).
  7. Osteoporoz ve kırılganlık kırıkları olan tüm hastalarda düşme değerlendirmesi yapılmalı; risk altında olanlara dengeyi iyileştirmeye yönelik ve/veya kombine egzersiz protokolü içeren egzersiz programları önerilmelidir ( şiddetle tavsiye ).

Düşme için risk faktörleri; banyoda tutunma aparatlarının olmaması, kayan zemin veya halılar, basamaklar/eşikler, uygunsuz terlik, yetersiz aydınlatma, hareket yeteneğinin az olması, kötü beslenme, görme bozukluğu, daha önce düşme öyküsü, zeminde kablo gibi takılabilecek şeylerin olması, idrara sık çıkma ve sıkışma hissi ile acele edilmesi, vitamin D eksikliği, denge bozukluğu ve kas güçsüzlüğüdür. Risk faktörlerinin ortadan kaldırılması önemlidir

Sonuç olarak:

· Kemiğin yapımı ve yıkımı arasındaki denge çok önemlidir. Kemik yıkımı yapımdan daha fazla olduğunda, kemik kaybı başlar, osteoporoz ortaya çıkar.

· Kalsiyum, D vitamini(K2 ile birlikte), Magnezyum, Çinko, Vitamin C, Kollajen ( tip 1 ,tip 5 ve 10) kemik döngüsünde yer alır ve eksikliğini mutlaka sağlıklı beslenme ve takviyeler ile tamamlamak gerekir.

· Osteoporoz ve/veya kırılganlık kırığı olan hastalarda altta yatan nedenler araştırılmalı, buna rutin kan testleri ve yaşam önerileri de dahil edilmelidir.

· Osteoporoz önlenebilir ve tedavi edilebilir, kırık oluncaya kadar uyarıcı bulguları olmayan sessiz bir hastalıktır.

· 65 yaş üzerindeki tüm kadınlar ve 65 yaşından genç ama risk faktörü taşıyan kadınlar kemik mineral yoğunluğu ölçümü ile değerlendirilmelidir.

· 70 yaş üzeri tüm erkekler ve 50-69 yaş arası risk faktörü olan erkeklere kemik mineral yoğunluğu ölçümü yapılmalıdır.

· Hareketsizlik bir risk faktörüdür. Kırıkların önlenmesi, kemik kütlesinin korunması ve düşme riskinin azaltılması için düzenli ağırlık ve direnç gibi kas güçlendirici bir egzersiz yapılması önerilir.

· Osteoporotik kırıkların oluşmasında düşmeler çok önemlidir; düşmeyi kolaylaştıran faktörlerin sorgulanıp ortadan kaldırılması önemlidir.

https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC7026233/ https://pmc.ncbi.nlm.nih.gov/articles/PMC8979902/ https://file.temd.org.tr/Uploads/publications/guides/documents/20210104143325-2021tbl_kilavuz5e76bb3d16.pdf