Sonbaharın serin rüzgârları kendini hissettirmeye başlarken Karadeniz kıyılarında büyük bir heyecan yaşanır. Her yıl Eylül ayında açılan balık sezonu, yalnızca denizciler için değil, sofralarımız için de adeta bir bayramdır. Günün ilk ışıklarıyla denize açılan tekneler, tezgâhlara bereket taşır. Bu bereketin adı kimi zaman palamut olur, kimi zaman istavrit ya da sardalya.
🎣 Eylül Ayında Tezgâhların Yıldızları
Eylül ayı, bazı balıkların en lezzetli dönemidir:
- Palamut: Yağını toplamış, eti sıkı ve doyurucu. Fırında ya da ızgarada eşsiz bir tat verir.
- Sardalya: Uygun fiyatlı, besleyici ve kızartması sofraların vazgeçilmezi.
- İstavrit: Bolca bulunur, hem tava hem de ızgara için uygundur.
- Hamsi: Henüz tam bolluğa ulaşmamış olsa da, erken avlanan hamsiler sofraları şimdiden süslemeye başlar.
Her biri, yüksek besin değeriyle yalnızca damaklara değil sağlığa da hitap eder.
💪 Balığın Sağlık Üzerindeki Etkileri
Balık, içeriğindeki omega-3 yağ asitleri, kaliteli protein, vitamin ve minerallerle tam bir şifa kaynağıdır.
- Kalp dostudur: Düzenli balık tüketimi kalp-damar hastalıklarının riskini azaltır.
- Beyni güçlendirir: Omega-3, hafızayı destekler, öğrenme kapasitesini artırır.
- Kemikleri korur: Zengin D vitamini ve fosfor içeriği, kemik sağlığını destekler.
- Bağışıklığı güçlendirir: Selenyum ve çinko sayesinde hastalıklara karşı direnci artırır.
Diyetisyenler haftada en az 2 gün balık tüketilmesini öneriyor. Özellikle büyüme çağındaki çocuklar, hamileler ve yaşlılar için balık, sofraların olmazsa olmazı.
⚠️ Dip Balıkları Hakkında Uyarı
Her balığın faydası aynı değildir. Özellikle denizin dibinde yaşayan balıklar, bazı riskleri de beraberinde getirebilir. Bu türlerde zaman zaman ağır metal ve cıva birikimi görülebilir. Sık ve fazla tüketildiğinde bu durum sağlık sorunlarına yol açabilir.
- Hamile kadınlar ve çocuklar, dip balıklarını fazla tüketmekten kaçınmalı.
- Mümkün olduğunda, orta sularda yaşayan palamut, istavrit ve sardalya gibi balıklar tercih edilmelidir.
- En önemlisi de, balığın her zaman taze olmasına dikkat edilmelidir.
🍽 Bereketin Soframıza Katkısı
Karadeniz’in dalgalarından sofralara ulaşan balık, hem kültürümüzün hem de sağlığımızın vazgeçilmez bir parçası. Eylül ayı geldiğinde, sofralar yalnızca lezzetle değil, sağlıkla da dolar.
Unutmayalım:
👉 Balık, yalnızca bir yemek değil, yaşam kalitemizi artıran bir besindir.
👉 Haftada en az iki gün balık tüketmek, geleceğe yapılan en sağlıklı yatırımdır.
Balığın doğru pişirilmesi besin değeri kaybı olmaması açısından önemlidir. Çünkü kızartma yapıldığında balık besin değerlerini kaybeder.Balık beyaz etli ve siyah etli balıklar olmak üzere gruplandırılabilir.Beyaz etli balıkların sindirimi siyah etlilere nazaran daha kolaydır. Jelatin içerdiklerinden haşlamaya elverişlidirler. Tavası, ızgarası, yağlı oldukları mevsimlerde de ızgarası yapılır. Bunlara örnek olarak barbunya, tekir, levrek, kefal, lüfer, kalkan, mercan, çipura, dil, pisi ve kırlangıçı gösterebiliriz.
Torik, palamut, uskumru, kolyoz, kılıç, hamsi, sardalya, gümüş gibi balıklar da siyah etli balıklar sınıfına girerler. Bu balıklar beyaz etlilere nazaran daha yağlıdırlar ve daha az jelatin içerirler. Bu nedenle haşlamaya uygun değildirler ve hazımları daha zordur.
Karadeniz’in bereketi bol olsun, sofralarımız sağlıkla dolsun. 🐟🌊