Çöken ekonomiye çözüm bulmak için bakanlar kurulu toplandı. Ekonomi Bakanı Bay Cetvel, savurganlığı bırakıp tutumlu olmaya başladığımızda ülkemizin ekonomisi düzelecektir, kamudaki giderleri azaltmamız gerekir. İlk başta kamu çalışanlarının kurumlarda değişik araçlarla çay yapmalarını yasaklıyoruz. Onlar çay içecek diye elektrik harcamalarının devletimize yük olması kabul edilemez, dedi.
Ertesi gün bu karar tüm gazetelerin, televizyonların ana konusuydu. Her şeyi bilen kadrolu televizyon konuklarına göre alınan karar doğruydu, kimisi ülkenin geleceği için devrim niteliğinde bir girişim olduğu görüşündeydi. Kamuda çalışmayan yurttaşların bir bölümü de bakanı destekliyordu. Ne yaman bakan yahu, keşke herkes böyle erdemli olsa diyordu bazıları. Aslan bakanım, bu ülke senin gibiler olduğu sürece asla yıkılmaz diyen de vardı.
Kamu çalışanlarının sendikaları ise kurulun kararına karşıydı. Sarı sendika nitelemesiyle suçlanan, en çok üyeye sahip konfederasyonun sözcüsü çok sert bir tepki vereceklerini duyurdu. Öğleye doğru basın açıklamasında şunları söyledi. Sayın Ekonomi Bakanımız Bay Cetvel çok değerli bir insandır, kendilerinin üstün başarılarına tanığız, ayrıca elbette niyetinin iyi olduğu kanaatindeyiz. Yalnızca ekonomi bakanımızın değil, diğer bakanların da üstün başarılar gösterdiğini biliyoruz. Memurlarımız çay içmeli ki çay fabrikaları daha çok iş yapabilsin, yabancı yatırımcı ülkemize gelsin.
Basınımızın değerli çalışanları… Bizler, milyonlarca kamu çalışanımızın temsilcisi olarak şunu vurgulamak isteriz ki bazı üyelerimiz çayı şekersiz içiyor, bazıları da kesme şeker katarak… Görece daha az sayıdaki memurumuz da kıtlama yöntemiyle, yani şekeri ağzında tutarak çayını yudumluyor. Eskiden şeker bulamayan vatandaşımız kuru üzümle içermiş. Çok değerli bakanımıza şunu da hatırlatmak isteriz ki çay demlemenin değişik yöntemleri vardır. Kimi çaydanlıktaki kaynamış suyun üstüne çayı koyar, kimi de çayın üstüne kaynar suyu döker. Bakın buna karışan yok çünkü burası özgürlüklerin olduğu bir ülke. Hükümetimizin her türlü baskıyı ortadan kaldırdığının da somut bir göstergesi. Söyleyeceklerimiz bu kadar. Ayağınıza sağlık geldiğiniz için.
Muhalefet partisinin yetkilileri de tüm güçleriyle karara kaşı çıkacaklarını belirttiler. Birkaç gün boyunca sosyal medyadan bol bol tepki içeren iletiler yayınladılar.
Kamu çalışanlarının büyük bölümü artık sabah işe giderken termosa doldurduğu çayını yanında götürüyordu. Kimi kurum müdürleri işi gücü bırakıp gün boyu katları, odaları tek tek gezerek çay ısıtıcısı kullanan var mı diye bakıyordu.
Tüm bunlar olurken bir savcının, sorumluluk alanı içindeki tüm kurumlara ani baskınlar yaptırarak çay yapımında kullanılan her türlü elektrikli su ısıtıcısını toplattığı haberi yayıldı. Başka bir gün başka bir savcının çay bardaklarını ve çay kaşıklarını tutuklattığı öğrenildi. Ülkenin gizli haber alma birimi de devreye girdi. Onların çalışmaları sonucunda bazı memurların prize fişi takmak suretiyle gizli gizli çay demledikleri kanıtlandı. Güvenlik güçleri suç aletleriyle birlikte teker teker yakalıyordu. Basın organları yüzleri açık biçimde görünen suçlu memurları yurda ibret olsun diye baş sayfada yayınladı.
Din kurumunun başındaki kişi, din görevlilerince yurttaşlara söylenmesi için metinler hazırlattı. Tutumlu yaşamanın önemi, kamu malını harcamanın vebali, çay içmenin nefsi bir istek olduğu oysa insanın çay içmeden de yaşayabileceği, devlet yöneticilerine karşı çıkmanın büyük günahlardan sayıldığı, bu tarafın önemli olmadığı, öteki taraftaki ödülün amaçlanması gerektiği ibadet için gelenlere artık sürekli anlatılıyordu.
Ülkede tüm bu yaşananlar, asılsız ihbarların önünü açtı. Amirine kızan kimi çalışanlar, kurumlarında gizli gizli elektrik kullanıldığını güvenlik güçlerine bildirdi. Memuruna kızan bazı amirler de benzer yöntemlere yeltendi. Çalışanlar birbirlerinden kuşkulanmaya başladı.
Aylar sonra devlet iyice gücünü göstermiş artık hiçbir kurumda termosla dahi olsa çay içilmez olmuştu. Yalnız düzelme bir yana ekonomi gittikçe daha büyük bir felakete sürüklenmişti. Bakanlar kurulu bir daha toplandı. Önceki bakandan koltuğu devralan Bay Silgi toplantının ardından basına açıklamalar yaptı, savurganlığı bırakıp tutumlu olmaya başladığımızda ülkemizin ekonomisi düzelecektir, kamudaki giderleri azaltmamız gerekir. İlk başta kamu çalışanlarının kurumlarda tuvaletleri kullanmalarını yasaklayacağız. Herkes evinde yapsın o işi. Elektrik, su, sabun giderlerinin bütçeye yük olması kabul edilemez.
Ertesi gün ülkedeki bütün gazetelerde aynı manşet vardı. Tuvalet Sebep, Boka Batmamız Sonuç.