TAŞRADA BİR DAVA*

Müvekkilim Ali Turgay Karayel'in yerine Ö.Ç'nin Kastamonu Prof. Dr. Saime İnal Savi Sosyal Bilimler Lisesine atanmasının iptali için açtığımız davayı Kastamonu İdare Mahkemesi reddetmiştir. Mahkeme Heyeti kararında, idareye geniş atama yetkisi verildiğini, dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerinin istediği kişiyi atayabileceğini belirtmiştir. Ayrıca Kastamonu İdare Mahkemesi Heyeti karar metninin sondan üçüncü paragrafında şöyle demiştir:

"İdareye verilen takdir yetkisinin, ancak kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının kanıtlanması ya da idari yargı merciince saptanması halinde, sözü edilen bu durumun  dava konusu idari işlemin sebep ve maksat yönlerinden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalini gerektireceği yerleşmiş yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır."

                   İşte biz de tam bunu diyoruz, idare takdir yetkisini kullanırken kamu yararını göz ardı ederek karar veremez. Çünkü müvekkilim  davacı Ali Turgay Karayel, idarenin atadığı Ö.Ç'den pek çok özelliğiyle, yaptığı önemli çalışmalarla çok ama çok üstündür. Eğer kamu yararı göz ardı edilmeyecekse o zaman bir kamu kurumu olan, sınavla gelme başarısı göstermiş öğrencilerin okuduğu iyi bir okulda, üstün başarılar göstermiş nitelikli bir öğretmen görev yapmalıdır. Aşağıdaki tabloda iki öğretmenin belgelerle sunulmuş durumlarını karşılaştırmalı olarak veriyoruz. İdare acaba hangi öğretmeni atarsa kamu yararını göz önünde tutmuş olur? Başka türlü soralım, acaba idare hangi öğretmeni atarsa kamu yararını göz ardı etmiş olur? Bunun kararını elbette Bölge İdare Mahkemesinin değerli üyeleri verecektir.

Davacı: Ali Turgay Karayel

      Ö. Ç.

Yayınlanmış ISBN'li kitabı

5 (Beş)

Yayınlanmış ISBN'li kitabı

0 (Sıfır)

Aldığı Teşekkür/Başarı Belgesi

4 (Dört)

Aldığı Teşekkür/Başarı Belgesi

1 (Bir)

Öğretmenlik Boyunca Yaptığı Projeler

5 (Beş)

Öğretmenlik Boyunca Yaptığı Projeler

0 (Sıfır)

Bildiri Sunmuş Olmak Kaydıyla Bilimsel Toplantılara Katılmak

1 (Bir)

Bildiri Sunmuş Olmak Kaydıyla Bilimsel Toplantılara Katılmak

0 (Sıfır)

Yayınlanmış ISBN'li bir kitapta bölüm yazarı olmak

1 (Bir)

Yayınlanmış ISBN'li bir kitapta bölüm yazarı olmak

0 (Sıfır)

Öğretmenlikte Geçen Hizmet Süresi

17 yıl

Öğretmenlikte Geçen Hizmet Süresi

11 Yıl

8 Ay

Yüksek Lisans

Var

Yüksek Lisans

Var

Öğrencileriyle Birlikte Kitap Yayınlama

1 (Bir)

Öğrencileriyle Birlikte Kitap Yayınlama

0 (Sıfır)

Editörlüğünü Yaptığı Kitap           

Var

Editörlüğünü Yaptığı Kitap

0 (Sıfır)

           

            Şimdi sorumuzu tekrar sormak istiyoruz. İdare, hangi öğretmeni atarsa kamu yararını göz ardı etmiş olur? Kastamonu İdare Mahkemesi kamu yararının göz ardı edildiği  kanıtlansaydı  -içtihatlar da bu yönde olduğundan- idarenin atamasını iptal ederdik diyor. Bu tablo apaçık bir kanıt değil mi? Üstelik belgeleriyle sunduğumuz bu portfolyo bilgi formunu Milli Eğitim Bakanlığının kendisi öğretmenlerden başvuru sırasında istemiştir. Yani bakanlık hem öğretmenlere yaptığı çalışmaları, ödül alıp almadığını, kitap yayınlayıp yayınlamadığını, projelerinin var olup olmadığını vb. durumları soruyor hem de "siz benim istediklerimi bana fazlasıyla sunsanız da bunun hiçbir önemi yok, benim sınırsız yetkim var, istediğim öğretmenin atamasını yaparım" diyor. Kuşkusuz burada büyük bir haksızlık var. Bölge İdare Mahkemesinin bu büyük haksızlığa dur demesini talep ediyoruz. Öğrencileri için önemli projeler gerçekleştirip onların yaşamlarına dokunmuş, öğrencileriyle birlikte kitap çıkarmış, eğitim alanında yaptığı güzel işler basında defalarca yer almış, mesleğindeki özverili çalışmaları nedeniyle iki kez teşekkür iki kez de takdir belgesiyle ödüllendirilmiş, bunların yanı sıra edebiyatımıza beş kitap kazandırmış, bilimsel etkinlikte üniversitede bildiri sunmuş, üstelik meslek deneyimi diğerinden daha fazla olan müvekkilim Ali Turgay Karayel'in yerine bu niteliklere sahip olmayan birini atayınca kamu yararı gözetilmiş mi olur?

            Ayrıca bu haksızlık yalnızca müvekkilime değil, Prof. Dr. Saime İnal Savi Sosyal Bilimler Lisesinde okuyan öğrencilerimize de yapılmıştır. Bu tabloyu öğrencilerimize ve onların anne babalarına göstersek acaba onlar hangi öğretmenin okullarında görev yapmasını ister? Hangi öğretmen kamu okulunda daha fazla kamu yararı sağlar? Kastamonu İdare Mahkemesi kararında "kamu yararı göz ardı edilseydi idarenin kararını iptal ederdik" diyor. Acaba idare, hemen hemen hiçbir çalışma yapmamış Ö. Ç'yi atayarak mı kamu yararını göz önünde tutmuş oluyor.

            Sözü edilen lise bir özel okul olsa elbette okulun sahibi istediği çaycıyla, istediği edebiyat öğretmeniyle çalışmak isteyebilir. Ancak kamu kurumları, kurumlardaki yetkililerin mülkü değildir. Kamu yetkilileri kamu yararını gözeterek karar vermek zorundadır. Çünkü karar verici makamlarda oturanların orada bulunma nedeni halkın kendisidir. Yetkililer maaşlarını kamunun, yani halkın vergileri sayesinde almaktadırlar. O nedenle halkın çocuklarının okuduğu okullarda görev yapacak öğretmeni seçerken iyi olanı, çalışkan olanı, başarılı işler yapmış olanı tercih etmek mecburiyetindedir. Ne yazık ki burada idare tersini yapmış, kamu yararını gözetmemiştir. İdare ne yazık ki apaçık bir ayrımcılık yapmıştır. Bir kez daha soralım, Kastamonu İdare Mahkemesi Heyetinin belirttiği "kamu yararı ve hizmet gerekleri"ni hangi öğretmen çok daha iyi sağlayabilir? Çalışkan, üretken, somut projeler gerçekleştirmiş, defalarca ödüllendirilmiş biri mi yoksa bunları yapmayan biri mi?  Eğer idare bir atama kararı verecekse yapması gereken çok kolay bir iş var, o da adil olmak. Öbür türlüsü hukukun üstün olmadığı ülkeler için geçerlidir. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Ülkedeki herkes hukuka, adalete uygun davranmak zorundadır.

            Ülkemizde yaklaşık bir milyon öğretmen görev yapıyor. Eğer idare hak eden, başarılı öğretmenleri başarılı okullara atamaktan imtina ederse; eğitimin, gençlerimizin dolayısıyla bütün bir ülkenin geleceğini imha eder. İdare keyfi tutum takınmayı sürdürürse özveriyle çalışan, başarılı işler yapan öğretmenlerin, ağzımızla kuş tutsak da bir değerimiz olmaz, düşüncesine kapılmasına yol açar. Bu durumda öğretmenlerin çalışma şevki kırılır, çalışma şevki kırılmış öğretmenlerden verim alınamaz. Eğitimin niteliği düşer. Eğitimin niteliğinin düştüğü bir ülkede her alanda  düşüşün görülmesi kaçınılmazdır. Bu nedenle idarenin bu keyfi kararı yalnızca bir kişiyi, müvekkilim Ali Turgay Karayel'i ilgilendirmiyor. Bu karar bütün bir ülkeye yapılmış haksızlıktır. Adaletin olmadığı duygusu insanlara yerleşirse ülke için felaket olur. "Adalet Mülkün Temelidir" sözü tüm mahkeme salonlarında işte tam da bu nedenle yazılıdır.                            

                                                                                             

                                                                                                    ALİ TURGAY KARAYEL

                                                                                                                  YAZAR

YORUM EKLE
YORUMLAR
İsmail KAÇMAZi
İsmail KAÇMAZi - 1 yıl Önce

Ali Turgay KARAYEL çok çalışkan zeki becerikli bir öğretmendir.Ülke kalkınması için kitaplar yazmış ilçemizin kalkınması için de birçok sorunun çözümü için önderlik etmiştir.Her açıdan takdire şayan bir öğretmendir. Haksızlık yapıldığı aşikardır. Görevine iade edilmelidir.Adalet mülkün temelidir

Emin Arık
Emin Arık - 1 yıl Önce

Ali Öğretmenim, kutlarım. "Hak verilmez, alınır."