Matematik dipte yalan ve yalancılar tepede

Matematik doğru düşünmemizde araçtır. Elbette araçlar her zaman bizi amaca ulaştırmaz. Bununla birlikte kişinin matematiği bilmesi doğru düşünmesini bazen sağlamayabilir. Kimi insanlar sağlıklı akıl yürütemeyince yanlış yargılara varıyor. Bazıları da doğruyu bilir ancak bile bile doğruyu söylemez. Her zaman her toplumda gördüğümüz kimi siyasetçilerin doğruyu söylememesi, başka bir deyişle yalan söylemesi çıkarlarını sürdürmesini sağlar. Siyasetçilerin çıkarı uğruna söylediği yalanları, halkın bir bölümü peynir ekmek yer gibi yer.

Halkın bir bölümünün yalanları hapur hupur yemesini matematiği kullanarak örneklerle anlatalım. Sözgelimi ilk kez bir köy camisine öğle namazında gittik. Caminin içi tümüyle dolu. İğne atsan yere düşmez. Bu köyün erkekleri camide namaz kılmaya düşkün, diyebilir miyiz? Ünlü matematikçi Robert Langlands "Matematik pek çok veriyi aynı anda akılda tutma sanatıdır." diyor, işte biz de başka verileri aklımızda tutmalıyız. Caminin içinin dolu olması tek bir veridir. Az çok matematik bilgisi olan biri başka verileri de ister. Cami kaç kişilik ve köyde ne kadar yetişkin erkek var? Diyelim ki cami en fazla 40 kişiyi alıyor, köyde 400 erkek var. Demek ki her on erkekten biri camide namaz kılıyor. Dolayısıyla bu köyün erkekleri camide namaz kılmaya düşkün, çıkarımına varmak doğru değilmiş. Gelelim şimdi, bakın tatil yerlerindeki oteller dolu, ülkenin ekonomisi çok iyi, yalanına. Ülkede 85 milyon insan var, otellerde toplam yatak sayısı kaç? Başka türlü soralım. 85 milyonun ne kadarı Akdeniz, Ege kıyılarında bir hafta iyi bir otelde ailesiyle tatil yapabiliyor? Oteller dolu olduğuna göre 85 milyonun hepsi tatil yapıyor öyle mi? Ayrıca başka veri de var elimizde. 2022 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığının verilerine göre ülkemize 44 milyon 564 bin gezgin gelmiş. Bunlar parklardaki banklarda uyumuyor, kaldırımlarda da kalmıyor. Peki bu dış ülkelerden gelen milyonlarca insan nerede konaklıyor? Otelleri dolduran işte bu yabancı konuklar. Matematiği bilmeyince insan mutlu oluyor tabii.


Langlands'ın sözünü bir kez daha söyleyeyim, matematik pek çok veriyi aynı anda akılda tutma sanatıdır. Tıp fakültesine matematik bilmeyen bir öğrenci giremez. Havuz problemiyle, kümelerle, denklemlerle ve diğer matematik konularıyla ilgili sorulardaki amaç beyni geliştirmek, çok yönlü düşünmeyi sağlamak, pek çok veriyi akılda tutmak... Hasta biri kolunun ağrıdığını söylüyor. Kolundaki kaslarda sorun olabilir,  kalp sorunu olabilir, boyunda fıtık olabilir. Belki başka nedenler de kolun ağrımasına neden olur. Doktor çok yönlü düşünür, pek çok veriyi birlikte değerlendirip doğru bir yargıya varır. İşte doğru düşünmede matematik bu nedenle iyi bir araçtır.

Gelelim gençlere sorulan, çıkar cep telefonunu, sorusuna. Genç, diyelim ki pahalı cep telefonunu çıkardı. Bu tek veri onun ekonomik durumunun iyi olduğunu kanıtlar mı? Sazan gibi atlayanlara, yani tek bir veriyle bir yargıya varan saf  insanlara göre öyle. Sözgelimi ben doktora gideyim, kalbim ayrıntılı incelensin, kalbim sağlıklıysa ben her yönden sağlıklı bir insanım öyle mi?  Gözlerim, kulaklarım, beynim, kaslarım, midem, ciğerlerim, kan değerlerim... bunların ne önemi var öyle mi? Pek çok veriyi aynı anda akılda tutmayacak mıyız? Diyelim ki pahalı bir cep telefonu cebinden çıkardı, peki kaç ay çalışarak o pahalı telefonu alabiliyor? O genç yılda kaç gün iyi bir yerde tatil yapabiliyor? O gencin arabası var mı, araba kaç yaşında? Ayda ne kadar, biftek, pirzola, kuru incir, antepfıstığı, fındık tüketiyor? Oturduğu ev kendilerinin mi? Hangi ülkeleri gezebilmiş? Soruları çoğaltabiliriz. Soruların yanıtlarının tümünü birlikte değerlendirmek gerekir ama bu da çok zahmetli bir iştir? Kafa yormak gerekir. Çıkar telefonunu, işte bak gördün mü sen zenginsin, utanmıyor musun ülkenin ekonomisi kötü demeye.

Matematikle uğraşmak, satranç oynamak, kitap okumak, tiyatro izlemek vb. pek çok etkinlik insanı geliştirir, onun çok yönlü düşünmesine, doğru yargıda bulunmasına yardım eder. Eğer matematik bir toplumda dipteyse, yalan ve yalancılar tepede olur.

                                                                                              ALİ TURGAY KARAYEL

                                                                                                            Yazar

YORUM EKLE
YORUMLAR
Rüstem Meydankas
Rüstem Meydankas - 1 yıl Önce

Toplumun algıyla yönetilmesi konusunda çok basit ama, düşünmeden bazen hepimizin o algıya inandığı olayları çok basit ve güzel örneklerle ortaya koymuşsunuz.

Burhan KARAGÖZ
Burhan KARAGÖZ - 1 yıl Önce

Yazınızı okudum, analizinizi beğendim Ali bey.
Tebrikler...