ÖFKE KONTROLÜ

‘’Keskin sirke küpüne zarar’’

Gündelik hayatta çeşitli duygular deneyimliyor ve farklı durumlarda farklı tepkiler verebiliyoruz. Elbette öfke duygusunu da gün içerisinde hissettiğimiz zamanlar oluyor ve bu duyguyu bastırmakta bazen diğer hislere göre daha çok zorlanabiliyoruz. Her duygu da olduğu gibi öfkeyi de tamamen yok etmek ve ortadan kaldırmak istemeyiz. Ancak bu noktada önemli olan, öfkemizi ne şekilde kullandığımız ve dışarıya nasıl yansıttığımızdır. Öfkenin dışa vurum şekli, bizleri bir hayli problemlerle karşı karşıya bırakabilir.

Elbette yaşanan her duygu da olduğu gibi öfke hissettiğimizde de ilk olarak bedenimiz uyarılır. Kalbin hızlı atması, terlemek, kas ağrıları ve yüzün kızarması gibi belirtiler görülür. Bunun ötesinde, aslında bir şeye öfkelenmek için o duruma karşı içsel ya da dışsal nedenler belirleriz. Hayal kırıklığına uğratan, planlarımızı bozan, engellendiğimizi hissettiren, bizim görmek istediğimiz şekilde davranmayan, kırıldığımız, alındığımız ya da gücendiğimiz kişilere veya durumlara karşı içsel bir öfke hissetmemiz, öfkenin altında yatan nedenlerden olmaktadır.

Ancak tam bu nokta da önemli olan, yaşadığımız öfkeyi nasıl dışa vuracağımız ve bu nokta da kendimizi doğru yönlendirebilmemizdir. İlk olarak öfkeyi uygun bir şekilde dışa vurabilmek ve kendimizi doğru yönlendirebilmek adına;

  • ‘’Ben nelere öfkeleniyorum? ‘’
  • ‘’Hangi olaylar karşısında öfke gün yüzüne çıkıyor?’’
  • ‘’Kendimi ifade edemediğimde niçin öfkeleniyorum?’’
  • ‘’Bu öfke en çok ne tür kişilere karşı yöneliyor? ‘’
  • ‘’Öfkemin olumsuz sonuçları neler?’’
  • ‘’Öfkemi nasıl kabul edebilirim?’’ gibi sorulara cevap ararken, aslında etraftaki insanlarında söylemleri olan ‘’ Yine ne kadar öfkelisin!’’ cümlesini, hangi durumda, ne oluyor da duyuyorum ve gerçekten ne zaman öfkeleniyorum diye sorgulamak ve bunların üzerine biraz düşünmek gerekiyor.

Çünkü öfke içsel bir motivasyonla bir tetiklenmeyle ortaya çıkıyor olabilir ve bizi böylesi tehdit eden şeyin ne olduğunu ve neden bu öfkenin çıktığını anlamlandırmaya çalışmak son derece önemlidir. Şimdiye kadar yaşanan öfke kontrolleri veya kontrolsüzlüklerinde içsel olarak ne hissediyordunuz, bir kenara yazmak ve üstüne düşünmek gerekir. Çünkü, öfke, size dair, oldukça önemli bir noktayı işaret ediyor olabilir.

Buradaki amaç, şimdiye kadar bahsedilen tüm problemlerde ya da rahatsızlıklarda olduğu gibi meseleyi fark edebilmekle başlamaktadır. İlk olarak öfkenin nedenlerini sorgulamak son derece kıymetli olacaktır. Bu durumu fark ettikten sonra, öfkeli anlarımızda belki bu davranışımızı değiştirmek zor olsa da sonrasında, ‘’Ben burada başka ne şekilde davranabilirdim, başka nasıl yanıt verebilirdim?’’ diye düşünerek alternatif fikir üretmekte güzel bir adım olacaktır.

Öfkenin sağlıklı olabilmesi için, inkâr edilmemesi, bastırılmaması, kabul edilmesi ve kontrollü ifade edilmesi gerekmektedir. Öfke göstererek, problem çözmek mümkün değildir. Öfke, haklı olma yolu, başkalarını suçlama yolu, intikam alma yolu ya da problem çözme yolu değildir. Öfkeyle başa çıkabilmeyi önemsiyoruz çünkü baş edilmezse, bu durum saldırganlığa, şiddete, sosyal ve kişisel problemlere hatta beraberinde bir takım ruhsal şikâyetlere zemin hazırlayabilmektedir. Örneğin, depresyon, kaygı gibi ruhsal sıkıntılar gözlemlenirken, migren, kas ağrıları, baş ağrıları veya mide ağrıları gibi kaçınılmaz zorluklarda bedenle birlikte ortaya çıkabilmektedir. Bu nedenle duygularımıza farklı ifade yolları bulmaya çalışmak, bedenimizde neler oluyor anlamak ve öfkenin kökenini sorgulamak, etkili yöntemler arasındadır.

Unutulmaması gereken noktaysa; duyguların farkına varmak çok doğal olarak gelişir. Bir anda bir duygu fark edersiniz ve yavaş yavaş duygularınızı tanırken kendinizi de tanımaya başlarsınız. Öfke konusunda çoğu kez fark edeceğiz, çoğu kez karşısındaki kişi sizi öfkelendirmek için size yaklaşmaz, siz öfkelenirsiniz ve öfkelenmeniz tesadüfen olmaz…

Bu hafta, öfke duygusunu alın önünüze ve kendinizle ilgili ufak bir keşif yapın derim...

Herkese iyi haftalar

YORUM EKLE