Gün Geçmiyor ki Kadına Yönelik Şiddet Azalsın!

Söz konusu; şiddet, can yakmak, katledilmek olunca insanın başka bir şey kaleme alası gelmiyor. Daha önce Pınar Gültekin kaybıyla değindiğim ve bugün yeniden Aylin Sözer’in acısıyla yazmak istediğim ‘’Kadına Yönelik Şiddet’’ ne zaman son bulacak tekrar üzerine düşünelim istedim.

Şiddet en genel tanımıyla, kişinin ya da canlının, bedensel ya da ruhsal bütünlüğüne zarar veren her çeşit davranış biçimidir. Şiddet türleri sadece fiziksel olmamakla beraber, ekonomik şiddetten, bireysel şiddete, duygusal şiddetten, sözel şiddete çok geniş bir yelpaze de çeşitlenmektedir. Özellikle kadınlar ve çocuklar üzerinde geçmişten günümüze farklı düzeylerde devam eden şiddet, bir halk sağlığı sorunudur. Peki, nasıl hala azalmadan, bitmeden, tükenmeden devam ediyor? Bizler neden hala binlerce kadının ölümünü seyretmek zorunda kalıyoruz?  Okuduğumuz veya izlediğimiz her türlü haberin tüyler ürpertici olmasını artık nasıl durdurabiliriz? Daha önce değindiğim bir konu olmasına rağmen tekrar ve tekrar hatırlatmak isterim ki okudukça neleri değiştirebileceğimizi fark edelim…

Şiddeti önleyebilmek adına neler yapılabilir?

Öncelikle;  “Kadın erkek eşitliği” sağlanmadan ‘’kadına yönelik şiddeti’’ bitirmek pek mümkün gözükmüyor. Bizler sadece kadın olduğumuz için bu meseleyi sahiplenmemeliyiz. Kadına yönelik şiddet, toplumda yaşayan, kadın veya erkek bütün insanların sorunudur ve herkesi ilgilendirir. Ayrıca kadına yönelik şiddet sayıca fazla olsa da erkeğe yönelik şiddette çok fazla yaşanmaktadır. Amacımız şiddettin her çeşidi için mücadele edebilmek olmalıdır. Bu anlamda şiddetin ne olduğu, nasıl boyutlara ulaştığı ve nasıl yaralar açtığını göstermek ve fark ettirmek oldukça mühimdir.

Tüm bunlarla birlikte, hiç birimiz zarar vermek, şiddet uygulamak ya da birisini incitebilmek üzerine programlı doğmuyoruz. Aksine, öfkelendiğimizde duygularımızı düzenleyebileceğimiz içsel mekanizmalarımız var. Kendimizi kontrol edebilmek, duygularımızı frenleyebilmek ve yasaların koyduğu kuralları (!) çiğnememek adına içsel mekanizmalarımızı kullanabilmeli ve öfkemizi kontrol edebilmeliyiz.

Peki, duygularımızı kontrol etmeyi çocuklarımıza ne kadar öğretiyoruz? Bu anlamda çocuklarımızı nasıl yetiştiriyoruz? Onlara karşı olan yaklaşımımız gelecekteki olayların temellerini oluşturuyor. Öğrettiğimiz, emek verdiğimiz ve onlarla konuştuğumuz her konu onların zihinlerinde geleceği şekillendiriyor. Bu sebeple, çocuklarınıza sevmeyi öğretin, zarar vermemeyi, kıyamamayı, naifliği bilsinler. Bir hayvana zarar vermemeyi, sadece erkek olmanın üstünlük olmadığını, kadına zarar veremeyeceğini, her türlü şiddetin yanlış olduğunu gösterin. ‘’ Benim çapkın oğlum’’ , ‘’Bu kızı alayım mı sana?’’, ‘’Kalıbının adamı ol’’, ‘’Erkek adamsın sen, olur arada, elinin kiri’’ gibi cümlelerden arındırın zihinlerini.

Öte yandan şiddet uygulayan insanlarda hep psikolojik bir rahatsızlık olduğu düşünülür ancak durum böyle değildir. Araştırmalara göre psikiyatrik hastaların, psikiyatrik hasta olmayan bireylere göre daha az şiddet uyguladığı bilinmekte ve psikiyatri hastalarının suç işleme oranlarının da daha az olduğunu gösterilmektedir. Bu tür inançlar şiddetin arkasındaki gerçek nedenlerin tartışılmasını engellenmektedir.

Ve son olarak İstanbul Sözleşmesi… Daha önce detaylıca bahsetmiştim ancak yeniden vurgulamak isterim ki, ülkemizde yürürlükte olan  ‘6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’ bu kanun şiddeti engellemek açısından ciddi normlar içermektedir. Bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi olan bu kanun, kadınların hukuki güvencesidir. Sözleşme tam anlamıyla uygulandığı takdirde kadınların sadece kadın oldukları için maruz kaldıkları birçok problemi çözmektedir. Umalım ki bu güvencemiz tam anlamıyla uygulansın ve elimizden alınmasın.

Şiddete sessiz kalan, şiddet yüzünden öldürülen ve şiddete maruz kalacak olan tüm insanların sesi olabiliriz. Lütfen şiddetin her türlüsüne dur diyelim!

Hepinize huzurlu ve sağlıklı bir yıl dilerim…

Sevgiler…

YORUM EKLE
YORUMLAR
Efhan akoglu
Efhan akoglu - 3 yıl Önce

Ne guzel yorulamissiniz biz erkek kadin fark etmiyor cezalari aftirmadiklari muddettce bu is boyle surecek...yazik gunah ya sevihorum diyor seven sevdini öldürür mü...bu ne bicim sevgidir anlayamiyorum sevgide bi yere kadar gerek evli gerrk bekarolsun bitiyor.lakin olmayinca zorlamanin neanlami var ne akla hizmet,ne yin kafasini yasiyor cahiller hemde okumus insanlar yapıyor.bir kavgada tek taraf suclu olmuyor mutlak iki taraftada vardir.sorunlar.lakin sonu husran gucu yeten yetene!!!olen oluyor ve kurtuluyor ...ama kendisi yasarken oldunun fafkinda d3gil..nereye gidiyoruz ....hayvan bile sizin gibi cahil insanlardan akilli...