AGRESYON- Saldırganlık-2

Saldırganlık, kelime anlamı ile başka birine zarar vermeyi veya acı çektirmeyi amaçlayan kasıtlı davranışları içermektedir. Saldırganlık faktörlerini ortaya çıkaran çeşitli etkenler bulunmaktadır. Kişilerin hayal kırıklığı yaşamaları ya da alkol kullanımında bulunmaları veya ağrı, acı, rahatsızlık gibi hisleri deneyimlemeleri saldırganlığı arttıran faktörlerdendir. Bugün agresyona sebep olan psikolojik etkenleri konuşuyor ve öfkemizi minimize etmek için neler yapacağımızı değerlendiriyor olacağız.

Saldırganlığı (agresyonu) arttıran faktörlere bakıldığında, alkolün saldırganlığı arttırdığına yönelik çeşitli bulgular vardır. Alkol, engellenmeleri azalttığı için, kişide kaygıyı azaltarak, sosyal engellemeleri görmemizin önüne geçer. Böylelikle alkol kullanımı ile genellikle olduğumuzdan daha az ihtiyatlı hale geliriz. Alkol ile davranışı planlamak ve kontrol etmek zorlaşırken, alkol, beyin bölümlerini etkileyerek bilgi işlemeyi bozar ve yoğun alkol kullanımıyla saldırganlığı ilişkilendirebilmekteyiz.

 En önemli saldırganlık faktörlerden bir diğeri de hayal kırıklığı yaşamak üzerinedir. Hayal kırıklığı yaşamak, öfkeyi arttırırken, saldırgan olmaya hazır hale gelebilmekteyiz. Eğer bir kişi elde etmeyi planladığı bir durumda ya da olayda engellendiğini hissederse saldırganlık duyguları ortaya çıkabilmektedir. Bu, hayal kırıklığının her zaman saldırganlığa yol açtığı anlamına gelmez, ancak özellikle hayal kırıklığı hoş olmayan ve kontrol edilemez bir duygu ise, saldırganlık sıklıkla ortaya çıkabilmektedir.

Yapılan bir çalışmada, küçük çocuklara sevdikleri oyuncaklarla oynamalarını bekleterek hayal kırıklığı yaratıkları bir deney hazırlıyorlar. Oyuncaklarla oynamayı bekleyen ve bir türlü oynayamayan çocuklar, oyuncaklara karşı şiddet gösterirken (onları duvara fırlatmak gibi), oyuncaklarla oynamayı beklemeyen ve hemen oynayan çocuklarda herhangi bir şiddet davranışı gözlemlenmiyor. Aslında yapılan çalışmalara bakıldığında, hedefe olan yakınlığımız hayal kırıklığı yaşama olasılığımızı arttırırken, hayal kırıklığı ne kadar beklenmedikse o kadar saldırganlık belirtileri gözlemlememiz olası oluyor. Eğer hayal kırıklığı, akla uygun, anlaşılabilir ve kasıtlı yapılan bir durum değilse, saldırganlığı azaltabileceği yönünde bulgular mevcuttur. 

Bazen yoksunluk hisside saldırganlığa sebebiyet verebilir. Çünkü insanlar bazı durumlarda neye sahip oldukları ve neye sahip olmaları gerektiği konusunda bir ayrım yaşayabilirler. Burada ki algı, kişinin arzu ettiğinden daha azına sahip olması ya da beklediğinden daha azını almasıyla bağlantılı bir durum olmaktadır. Bazen hissedilen yoksunluk ve eksiklik duygusu veya bir şeye erişmeye olan arzu, saldırganlığı tetikleyebilmektedir.

Peki, öfkemizle ne yapmamız gerekiyor?

  • Öncelikle öfkenin yok olmasını etkin bir şekilde sağlayarak öfkeyi kontrol altına almak oldukça önemli bir noktadır. En basit tekniklerden başlayarak, öfke veya kızgınlık duygumuzu kontrol altına almaya çalışabiliriz. Bunlar 10'a kadar saymak, derin derin nefes almak gibi çok sık duyulan teknikler olabilir. Öte yandan;
  • Yakın arkadaşınız veya eşiniz sizi kızdırırsa (öfke şiddet içermiyorsa ve aşağılayıcı değilse) öfkenizi ifade etmek için, kendinize ve ilişkinin dinamiklerine dair fikir edinmek önemli olacaktır. Sizi bu kadar öfkelendiren durum ne? Nasıl oluşuyor? Neden bu kadar yoğun bir agresyon yaşıyor olabilirsiniz? gibi bazı iç görü arttırmaya yönelik sorgulamalar işe yarar olmaktadır.
  • Diğer kişinin bu duyguları meydana getirmek için yaptığına inandığınız şeyi, yargılamadan, kızgın hissettiğinizi belirten net ve sakin bir açıklama ile dile getirebilirsiniz.
  • Çatışmayı çözmek için, sizi kışkırtan kişiye öfkenizi açıklamak en iyisidir, bu durumu yüz yüze yapabileceğiniz gibi bir günlüğe duygularınızı ifade etmenizde yardımcı olabilmektedir.
  • Empati kurmak oldukça önemli bir adımdır. Saldırganın bakış açısını almak saldırganlığı azaltır. Bir kişiyle kişisel bir bağ hissettiğinde saldırmak daha zordur. Empati, öğretilebilecek bir beceridir. Bu sebeple hem kendimizin hem de karşımızdaki kişinin bu beceriyi edinebilmesi önemli olacaktır.
  • Özür dilemek, kimi insan için zor olsa da çok kıymetli ve anlamlı bir ifade şeklidir.
  • Ve son olarak, tekrar olma ihtimalinin düşük olduğunu belirtmek ve saldırganlığı kontrol altına almak için (en çok fazlaysa) bir destek istemekte son derece etkili olacaktır.

Kendinizi ve duygularınızı açmanın faydaları; sadece duyguların açığa çıkması nedeniyle değil de iç görüler ve öz farkındalık nedeniyle de önemlidir. Bu sebeple, konuşmak farkındalığımızı da arttırabilmektedir. Ve kendi öfkemizin ya da agresyonumuzun farkındalığını sağlayabildiğimiz bir noktada olmak oldukça mühimdir.

Saldırganlık öfkenin duygusal boyuttan çıkıp, dış dünyada gözlenebilen, bir nesneyi veya bir kişiyi etkisizleştirmeye veya onu yok etmeye yönelik davranışların tümü olarak adlandırıldığı için, kontrol edebilmek ve öfkemizi minimize edebilmek son derece önemli olmaktadır. Yalnızca kendimiz ve bedenimiz için ortaya çıkan negatif etkilerden ziyada sosyal çevremizle iletişimizde de çeşitli engeller ortaya çıkarabileceğinden, agresyon kontrolünün sağlamasının güç olduğu durumunda bir uzmandan destek alınması oldukça önemli olacaktır.

Herkese iyi haftalar dilerim.

YORUM EKLE