İNEBOLU

İnebolu'daki İstiklal Yürüyüşü doğa yürüyüşüne dönüştü! Yazıklar olsun!

Samsun Kent Haber köşe yazarı Vedat İlteriş Çınaroğlu, İnebolu'da yapılan İstiklal Yolu Yürüyüşü ile ilgili yazdığı köşe yazısında, etkinliğin amacına uygun yapılmadığını belirterek bu durumu " İstiklal Yürüyüşü anlamsız bir dağ ve doğa yürüyüşüne dönüştürüldü. Yazıklar olsun" diyerek eleştirdi.

Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında 30 Ekim 1918 tarihinde imzalanan Mondros Ateşkes Anlaşması’na göre, Osmanlı Ordusu’nun silah ve cephaneleri İtilaf Devletlerince saptanacak komisyonlara teslim edilecekti.

Yalnızca Anadolu ve Trakya’da güvenliği sağlamakta olan Jandarma birlikleri varlıklarını sürdürebileceklerdi. İstanbul, Trakya ve Kocaeli çevresinde toplanan silah ve cephane İstanbul’da, İngiliz askeri birliklerinin denetiminde olan depolarda bulunuyordu.

Suriye Cephesinde Yıldırım Orduları Grup Komutanı olan Tuğgeneral Mustafa Kemal güvendiği Ordu, Kolordu ve Tümen Komutanlarından birliklerindeki silah ve cephaneleri yapılacak Türk Kurtuluş Savaşı’ında, geri alınmak üzere güvendikleri Jandarma Birliklerine vermelerini istemişti. Ayrıca Genelkurmay 2. Başkanı Fevzi Çakmak’a ‘Çok Gizli’ telgraf göndererek aynı çalışmayı yapmalarını istemişti.

Mustafa Kemal Paşa Samsun’a çıkıp tasarladığı Kurtuluş Savaşı hazırlıklarını başlatınca, Ankara’daki 20'inci Kolordu Komutanı Ali Fuat Paşa’ya buyruk vererek, Albay Osman Bey’in Kastamonu Alay Komutanlığı’na görevlendirilmesini ister. İstanbul’daki; Karakol Cemiyeti, Müdafaa-i Milliye Teşkilatı, Felah Grubu, Muavenat-ı Bahriye Grubu ve M.M. Grubu adlı Türk gizli örgütleri, İngiliz depolarındaki silah ve cephaneleri gizlice kaçırarak ve Kurtuluş Savaşı’na katılmak için Anadolu’ya geçmesi gereken kişileri, deniz yolu ile İnebolu’ya ulaştırırlar. İnebolu’daki Türk Ocağı’nda depolanan ve sınıflandırılan silah ve cephaneler kağnılarla Kastamonu Alayına, oradan da Çankırı-Kalecik yolu ile Ankara’ya taşınır.

Mustafa Kemal, Sakarya Savaşı’nda 'Gözüm Sakarya’da kulağım İnebolu’da' diyerek gelecek silah ve cephane desteğinin önemini belirtmişti. İnebolu, daha sonra, TBMM’nin 11 Şubat 1924 tarihli kararı ile, İstiklal Madalyası almış tek ilçe olacaktır.

İnebolu- Kastamonu arasında çok kez araştırmalar yaparak, Türk Kurtuluş Savaşı sırasında yaşanmış öyküleri saptamaya ve anlamaya çalıştım. Kastamonu Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün her yıl 9-12 Haziran tarihleri arasında yaptığı İstiklal Yolu Yürüyüşü'nde ayrıntılı bilgilere ulaşmak amacıyla ATA Derneği Yönetim Kurulu olarak, bu etkinliğe katılma kararı aldık.

9 Haziran Pazartesi günü İnebolu’da deniz kıyısında bir tören yapıldı. Törende siyasi konuşmalar yapılması, AKP Milletvekilinin "Partimiz ve Cumhurbaşkanımız bu yürüyüşe önem veriyor" anlamındaki sözleri üzerine, Tayyip Erdoğan’ın Atatürk ve İnönü için "İki ayyaş" hakaretini anımsayınca, yürüyüşün başında amacımızla ilgili umudumuz yok oldu. Yürüyüş İstanbul Doğa Spor Kulübü adlı bir derneğe yaptırılıyordu. İl Jandama Komutanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü v.b. kurumlar İstanbul Doğa Spor Kulübü’ne yardımcı olarak görevlendirilmişti. Adı geçen kulübe neden bu iş verilmişti? Bu yürüyüş için bir ihale mi yapılmıştı? Ya da çok konuda olduğu gibi yandaş bir acenteye davet edilerek iş mi verilmişti? Ayrıca araştıracağım. Neden mi?

- Yürüyüşün başlangıç yerinde tarihi Türk Ocağı’nı yürüyenler göremedi bile! Yürüyüş yönetimi Belediye Başkanlığından ilçe sokaklarına yöneldi.

- İnebolu’da önemli bir yeri ve öyküsü olan, Hamamcı Salih Efendi’nin Anıtı gösterilmedi.

- Ersizlerderesi Köyü’nün öyküsü de İstanbul Doğa ve Spor Külübü ile Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü’nün umurunda değildi!

- İkinci gün Ecevit Han’ı Konaklama Alanı’nda konaklama yapıldı ancak Ecevit Çorbası'nın öyküsü ve kutlu anısı yok sayıldı.

- İşgale karşı Kastamonu mitingleri, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin katkıları, Yol İnşaat Taburu, Azerbaycan’dan gelen mektup, Enver Bennan Şapolya, Rahime Kaptan, Halime Çavuş, Yanıkların Emine, Derbent Karakol Baskını ve Açıksöz Gazetesi’nin savaşıma katkısını yürüyüşe katılanlar duyamadı.

- İstiklal Yolu’nun simge ismi, öyküsü yürekler dağlayan, sonsuzluktaki kutlu tinine saygılar sunduğumuz Şerife Bacı’nın Seydiler İlçesi’ndeki Anıtı, yürüyüş gündeminde yoktu. İlçedeki Şerife Bacı Kültür Evi yürüyüşçülere pilav yapmaktan öte bir anlam taşımadı.

Yazıklar olsun!

İstiklal Yolu Yürüyüşü kutlu anılarıyla Türk Kurtuluş Savaşı’nın çok önemli bir sayfasını anlatmak yerine, anlamsız bir dağ ve doğa yürüyüşüne dönüştürüldü.

Türk Ulusu!

Tarihi bir yürüyüşü bile yönetemeyen (yönetmeyen) kafaların Ortadoğu’daki çatışmaları çözümleyip yönetebileceklerini ve Türkiye’yi yeni tehlikelerden koruyabileceklerini sanıyorsan yanılıyorsun!

Türk Ulusu!

Bil ki, ATA Derneği yıllardır sürdürdüğü İnönü, Sakarya ve Başkomutan Meydan Savaşlarını Utku Yürüyüşü adıyla yerinde, katılımcılara anlattığı gibi İstiklal Yolu'nu da, tarihi anlam ve önemi ile Alp atalarımızın kutlu tinlerine yakışır saygıyla anlatacak ve yaşatacaktır!