Kurtuluş Savaşı’nda gelen mühimmatların karaya ve Ankara’ya ulaştırılması ile Türkiye’nin tek İstiklal madalyalı ilçesi olma unvanını alan İnebolu ilçesinde, madalyanın verilişinin 100’üncü yıldönümü coşkuyla kutlandı.

Kurtuluş Savaşı’nda İstanbul’dan ve yabancı ülkelerden mühimmatların denk kayıkları ile İnebolu ilçesine ulaştırdıktan sonra İstiklal Yolu üzerinden kağnılarla Ankara’ya taşınmasının sağlandığı  İnebolu ilçesinde 100 yıl sonra İstiklal madalyası coşkusu yaşandı.

Savaşta gösterdikleri fedakarlıklardan dolayı Türkiye’nin tek İstiklal madalyalı ilçesi olma unvanını alan İnebolu ilçesinde, madalyanın verilişinin 100. yılı coşkuyla kutlandı. Programda şehitler dualarla anıldı. Kutlamalara Gençlik ve Spor Bakanlığı Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdür Yardımcıları Erkan Şamiloğlu ve Ertan Göv, İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, Belediye Başkanı Engin Uzuner, İl Kültü ve Turizm Müdürü Reşat Asrak, ilçe protokolü ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Kutlamalar ilk olarak Askerlik Şubesi önünden Atatürk Anıtı’na kortej yürüyüşü ile başladı.

Ardından Atatürk Anıtına çelenk sunuldu. Burada saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından Türk Ocağı binası önündeki kutlama programına geçildi. Burada günün anlam ve önemine binaen konuşmalar yapıldı. Konuşmaların ardından İnebolu Belediyesi Heyamola Ekibi gösterisi gerçekleştirildi. 100 yıl önce gerçekleştirilen madalya teslim töreninin canlandırılmasının ardından, günün anlamını anlatan sergi açılışıyla program sona erdi.

KEMAL KAYALI, DAĞ BİSİKLETİ ŞAMPİYONASI'NDA İNEBOLU'YU TEMSİL ETTİ KEMAL KAYALI, DAĞ BİSİKLETİ ŞAMPİYONASI'NDA İNEBOLU'YU TEMSİL ETTİ

Daha sonra 100 yıl önce madalya teslim törenindeki fotoğrafların yer aldığı Yarbaşı Merdivenleri ve Denk kayığı önünde hatıra fotoğrafı çekildi.

Programda konuşan İnebolu Heyamola Derneği Başkanı Adem Salcıoğlu, “‘Ücret almayız, vatan hizmeti için ücret almayız’ dediler. Bizim 100 yıl sonra burada bulunuş hikayemizin başlangıç noktası bu söz. İnebolu iskelesiz bir ticaret liman kenti. 17, 18 ve 20. asrın ortalarına kadar çok güçlü bir ticaret kenti, liman kenti. Yaklaşık 10’a yakın yabancı ülke temsilcisi olan, ticari temsilcisinin temsilcisi olan çok sayıda ürünü ihraç eden, haftada 7 ila 15 arasında geminin yük alıp yük boşalttığı büyük bir liman kenti. Bu sırada iskelesiz bir liman kenti olduğu için, iskele görevini denk kayıkları sağlıyor Bunun için kurulmuş İnebolu Mavnacılar Cemiyeti var. Bu cemiyetin yaklaşık 100’e yakın kayığı ve 500’e yakın personeli var. Haftada 7 ila on 15 arasındaki geminin yükleme boşaltma işlemi yapılıyor. Bu sırada Milli Mücadele'nin başlamasıyla İnebolu'ya  gelen silah, mühimmat, cepheye gidecek askerin kıyıya çıkması gerekiyor. Yine bu görevi de denk kayıkları karşılıyor. Üç yıl boyunca aralıksız kar, kış, fırtına demeden bu görev Gönüllü olarak yerine getiriyorlar. Hikayemiz burada başlıyor. Bu hizmetleri nedeniyle Mustafa Kemal Paşa kendilerine bir ödenek çıkartıyor. Kayıtçılarımız ‘biz vatan hizmeti için ücret almayız’ diyorlar. Bunun üzerine de Mustafa Kemal Paşa'nın meclise verdiği önergeyle tam 100 yıl önce  İnebolu'da çok büyük bir coşku ile İstiklal Madalyası teslim ediliyor. Bugün tam olarak bugünü anmak için buradayız. Bugün çok önemli” dedi.

Daha sonra konuşan İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, alınan madalyanın önemine değinerek, “Bugün tarihi bir gün. Türkiye'nin istiklal madalyalı tek ilçesiyiz. Madalyamızın tam şu an bulunduğumuz alanda teslim töreni yapıldı. Bugün de 100 yıl önceki o ruhu bir daha anmak, gayretlerinden dolayı ecdadımızı rahmetle anmak, şükranla anmak üzere burada toplanmış bulunmaktayız. Bu ruh çok önemli. Bu ruhu anlamak için şimdiden 100 yıl önceye, tarihte bir yolculuk yapmak lazım. 100 yıl önce maalesef ulaşım sıkıntısı yaşanıyor. Türkiye dört taraftan milli mücadele yürütülürken, düşman işgali altında, ekmek ve sudan daha çok ihtiyaç duyulan büyük oranda cephane sıkıntısı yaşayan milli bir ordumuz mevcut. Ve maalesef geleneksel yollar baskı altında, işgal devletlerinin kontrolü altında. İstanbul hükümetimizin yaşadıkları o baskıyı hepimiz tarih kitaplarından biliyoruz. Böyle bir ortamda Ankara'ya, Milli Mücadele yürüten milli ordumuza cephane gidebilecek, en kısa yol İnebolu Limanı olarak tercih ediliyor ve belirleniyor. Rusya'dan, farklı ülkelerden, İstanbul'dan deniz yoluyla gelen cephaneler öncelikle İnebolu kıyılarına gemilerle geliyor. Gemilerden buraya taşınması çok büyük bir meşakkat. Liman kenti olan İnebolu'da çok ciddi bir ticaret var. O dönemden kayıpları mevcut. Denk kayıklarıyla kayıkçılar bütün işini gücünü bırakıp üç yıl boyunca o cehaneleri tamamen, ücretsiz olarak  karaya, karadan da ta Ankara'ya kadar bir serüvenle zorlu bir serüvenle ulaştırdılar. İki metre, üç metre icabında karın üstünde, patika yollardan, dağ tepeler aşarak, kağnılarla, icabında sırt üstü bu yürüyüşü ve bu hizmeti ecdadımız yaptılar. Tabii bu hizmeti yaparken ekmeklerinden, ticaretlerinden oldular, ailelerini görmediler, çok büyük bir fedakarlık ve gayretle bu işi yaptılar. 3 yıl sonunda 300 bin ton cephane Ankara'ya milli ordumuza ulaştırılmış oldu. Bugün burada hür ve bağımsız yaşıyorsak İnebolulu ecdadımızın, bu bölge Kastamonulu ecdadımızın ve insanının ve benzer hizmeti yapan insanlarımızın gayretleri ve fedakarlıkları sayesinde” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim