FELSEFE DEFTERİ-5

“Diyalektik düşünce mantığın zorbalığından yine onun kendi araçlarını kullanarak kurtulma çabasıdır.” 

                                                                                         Theodor Adorno

Varlığı ve evreni statik algılama biçimine itiraz eden ve tarihimizde diyalektik düşüncenin modern anlamına yakın yorumunu ortaya koymuş olan ilk filozof yurdumuz Ege bölgesi Efes (İzmir) kentinde yaşamış olan Herkaleitos tur. Ona göre tüm evren ve içerisindeki unsurlar durmaksızın değişen bir akış içerisinde varolurlar.Kalıcılık ve durağanlık yoktur, değişim en büyük realitedir. Felsefesinde değişime ve dinamizme bu kadar önem vermesi sebebiyle onun diğer tüm varlıkların kendisinden türediği ana unsuru da (arkhe) ateştir. Ateş maddi bir olgu olduğu kadar bir süreç ve durağan olamayan bir harekettir. Herakleitos ateşin önce bir şey sonra farklı bir şeye dönüştüğünü en sonunda da tekrar ateşe yani aslına geri döndüklerini ancak ateşin miktarının değişmediğini söylemektedir. Modern bilimin önemli teorilerinden Bigbang Teorisine göre de evren büyük bir patlama ile oluşarak şu anki durumuna genişlemiştir. Ayrıca enerjinin sakınımı yasası gereğince de birbirlerine dönüşen enerji ve madde nicelik olarak artma veya azalma göstermez. Herakleitosun evrenin kökeninin (bigbang) ateş olduğunu ve ateş (enerji) miktarının değişmeyeceğini çağlar öncesinden tasavvur edebilmesi gerçekten ilginçtir. Değişimin mutlaklığını tanımlamak için “Bir insan aynı dereye iki kez giremez” der . Çünkü girdiği dere akıp gitmiştir, artık yeni sular akan farklı bir dereye girilmektedir ve giren insanda değişmiştir, o artık ilk kez dereye girdiği nitelikte değildir. Yine çağlar sonra hücrenin yenilenmesinin bulunması, kuantum fiziği ile her maddenin atomaltı düzeylerde bile sürekli değiştiğinin kanıtlanması Herakleitosun önermelerini olumlamıştır.

Herakleitos değişimin belli bir ölçü üzerine olduğunu düşünmekteydi. Evrendeki değişim ve dönüşümün ölçüsünü akılla ilişkilendirdiği ve logos ismini verdiği bir ilkesellikle kavramsallaştırdı. Evreni ve tanrıyı bir ve aynı görmesi nedeniyle (panteizm) ,  logos tanrının ismi ve niteliğiydi. Aynı zamanda bu niteliğin insan aklıyla edinebilinmesi nedeniyle değişmeyi anlama imkanı veren kavrayış gücüde logostur. Biyoloji, arkeoloji gibi günümüz bilimlerinin isimlerinde bulunan –loji eki logos kavramıyla etimolojik olarak aynı kökendendirler. Çünkü bilimlerde Herakleitosun ifade ettiği gibi evrendeki akılla izah edilebilir yasallıkları ilkesellikleri araştırıp sistemleştirmeye çalışır.

Diyalektiğin özellikle Hegelde tez-antitez-sentez formülasyonuyla bildiğimiz ifadesi de ilk kez Herakleitos tarafından incelenmiştir. Ona göre varlıklar karşıtlarıyla birlikte savaşım içerisinde varolmaktaydılar. Karşıtlar birbirlerine üstün geldiği noktada dönüşürler ve başka karşıtlıklar oluşturarak döngüsel bir varoluş tarzı gösterirlerdi. Karşıtların birbirlerine üstün gelememe durumuna da geçici bir uyum  durumu olan harmonia ismini vermiştir. Müzikteki uyum anlamında bu kavramı da günümüzde kullanıyoruz. Karşıt iki kutup birlik oluşturmakta ve evrende nihai olarak tüm bu karşıtlıklardan oluşan birlik (monizm) olarak ifadesini bulmaktadır.Örnek vermek gerekirse her ölüm olgusunun içerisinde bir yaşam unsuru , her yaşam olgusunun içerisinde bir ölüm unsuru bulunmaktadır. Mutlak ölüm olgusu veya mutlak yaşam olgusu yoktur ve ölümden ayrı bir yaşam , yaşamdan ayrı bir ölümde mevcut değildir. Bir şeyin ölümü başka bir şeyin veya şeylerin yaşama gelmesidir. Tohumun ölümü fidanın yaşamıdır.

Diyalektik, çağlar sonra Kant ve en yüksek biçimde Hegel tarafından sistemleştirilmiş,  Marx ile idealist yorum tersine çevrilerek materyalist ifadesini bulmuş ve günümüzde de formel mantığın üzerinde konumlanarak diyalektik mantık olarak incelenen, halen tartışılan ve geliştirilen bir felsefi kategori olmaya devam etmektedir.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Saim Kömeçoğlu
Saim Kömeçoğlu - 4 yıl Önce

Yüreğine kalemine sağlık. Kutluyorum ve yazılarını takip ediyorum. Özlem ve sevgiyle seni selamlıyorum.