Kullandığınız Dil ve Çocuğunuzun Beyin Gelişimi

Geçtiğimiz hafta, çocukların gelişimsel düzeylerine göre beyin gelişimlerinden ve beyin bölümlerinin işlevlerinden söz etmiştik. Beynin ayrı işlevlere sahip olması sayesinde hem duygularını hem de mantıklarını kullanabilen çocuklar yetiştirmek, ebeveynler için daha aydınlatıcı bir süreç olabiliyor. Beynimizin iki bölümünün(sağ ve sol) entegre olmaması halinde belirli sorunlar meydana gelebilir ve bir çocuk üzgün olduğu vakit, onun sağ beyninin duygusal ihtiyaçlarına destek vermezsek, mantık da genellikle işe yaramayacaktır diye belirtmiştik. Bu bağlamda ebeveynler olarak erken yaş dönemindeki (0-3 yaş) çocuklara mantıksal açıklamalarda bulunduğumuz zaman sözümüzü dinlemediklerini ve açıklamalara uymadıklarını görmek bizleri hem sağ hem de sol beyinlerini entegre edebilen çocuklar yetiştirmeye itecektir.

Peki ebeveynler olarak, çocukların sağ ve sol beyinlerini işbirliği içerisinde çalıştırmak için neler yapabiliriz?

İlk olarak ‘’Bütün Beyinli Çocuk’’ adlı kitap, Daniel Siegel ve Tina Bryson’nun içerikleriyle bizlere yol gösteriyor. Özellikle ebeveynlere önerim, mutlaka göz atmalısınız derim. Ebeveynlere çocukların beyin gelişimini nasıl entegre edebileceklerine dair oldukça etkili yöntemler geliştirmekte ve ebeveyn çocuk ilişkisini tanımlamaktadır. Bu süreçte ‘’Bağ kur ve Yeniden Yönlendir’’ sıkça kullanılan bir tekniktir. Mümkün olduğunca yaş aralıklarına göre nasıl uygulayacağınızı açıklayacağım. Ancak unutmayalım ki her şeyden önce çocuklarınızın ‘’hissedildiklerini hissetmelerine’’ ihtiyaçları var… Onların her fırsatta iletmek istedikleri mesajlara bakmak, ihtiyaçlarını fark etmek ve çocuklarımızla aramızdaki bağı korumak oldukça kıymetli olacaktır.

Bağ kur ve yeniden yönlendir tekniğinde, 0-3 yaş aralığında bir çocuğunuz olduğunu varsayalım ve çocuğunuzun ısırma davranışını bir türlü engelleyemiyorsunuz, siz bunu engellediğinizde avazı çıktığı kadar bağırıyor ve ağlıyor. Öncelikle bu yaş aralığı çocuklarınıza duygular hakkında bir an önce bilgi vermenin tam zamanıdır. Onun duygularını yansıtıp, onu anladığınızı göstermek için sarılarak veya dokunarak sözel olmayan işaretleri kullanabilir ve onunla bir bağ kurduktan sonra yeniden yönlendirerek(sol beyni çalıştırmak adına) sınırları çizmek için ona şöyle diyebilirsiniz: Isırılmak insanın canını acıtabilir ama sen lütfen yine de nazik ol. Sonrasında yeni bir konuya geçebilirsiniz.

 3-6 yaş arası için bir başka örneği ele alırsak; ‘’Bugün bu kıyafeti giymeyeceğim! Yazın giydiğim elbiseyi giyeceğim…’’ gibi bir durumda yine ilk amacımız olan bağ kurmayı gerçekleştirip sarıldığımızı varsayalım. Hemen ardından bir iki cümleyle onu anladığınızı belli etmek için ‘’Bugün bunu giymek istemediğini söylüyorsun. Muhtemelen yazlık kıyafetlerini giymek şu anda seni daha çok heyecanlandırıyor...’’ gibi önce onu anladığınızı ve önemsediğinizi belli eden bir ses tonuyla konuşup, bağı yeniden kurabilmek kıymetli olacaktır. Sonrasında onu sorunun çözümüne ve daha uygun bir davranış içine girmeye doğru yönlendirmek, mantıklı bir açıklama ve planlama yapmak, çocuğun sol beynini devreye sokacaktır.

6-9 yaş için bağ kur ve yeniden yönlendir yine aynı mantıkla ilerliyor. Ancak bu yaş aralığında fiziksel temasın yanında önce çocuğunuzu dinleyip daha sonra onun ifade ettiği duyguları tekrarlamak önemli olacaktır. Daha sonra çocuğunuzu sorunu çözmeye doğru yönlendirin ve duruma göre disiplin ve sınırları çizme konularını da devreye sokabilirsiniz.

Son olarak 9-12 yaş için; Bu noktada çocuğun duygularını küçümsememeyi özellikle belirtmek isterim. Çocuğunuzu olduğu gibi tüm duygularıyla birlikte kabul etmek yararlı olacaktır. Unutmayalım ki çocuğunuz büyümekte olsa dahi, sizden şefkat beklemeye devam etmektedir. Onun duygularınızı anladığınızı hissettiği anda, onu plan yapmaya ve eğer gerekiyorsa disiplin almaya doğru yönlendirmeye geçebilirsiniz. Açık, net ve direkt olarak konuşarak ona saygı gösterdiğinizi belli edin. Çocuğunuz artık durumun mantıklı bir açıklamasını ve sonuçlara katlanması gerektiğini anlayacak yaştadır.

Ufak bir dipnot; Fiziksel temasın öneminden sıkça bahsediyoruz çünkü sarılmak veya dokunmak sandığımızın aksine çok basit eylemler değillerdir. Birincil bağlanma kişisinin(doğumundan itibaren bakım veren kim varsa) bedeniyle temas edince, beyninde bulunan ve gerilimlere karşı koyan ‘’oksitosin’’ hormonu salgılanmaya başlamış olup çocuk yavaş yavaş sakinleşecektir. Bu sebeple her fırsatta yakınlaşmak ve çocuğunuzla temas halinde olmayı ihmal etmemeliyiz.

Bugünlerde koronavirüs sebebiyle çocuklarından ayrı kalan ebeveynler için, her ne kadar fiziksel teması gerçekleştiremesek bile sadece göz teması kurmanın da önemi çok büyük. Çocuklarınızla aranızdaki bağın sımsıkı kalması adına, onu her zaman önemsediğinizi ve anladığınızı belli etmeniz inanın çok ama çok kıymetli…

Sımsıkı bağların daha da güçlenmesi dileğiyle.

Sevgiler

Kaynak: Siegel, DJ. , Bryson, TP, Bütün-Beyinli Çocuk (2015)

YORUM EKLE