Kayıp ve Yas Sürecinde Çocuklar

Geçtiğimiz hafta ölüm kavramının çocuklara nasıl anlatılabileceği ile ilgili bazı konular üzerine değinmiştik. Bugün ise, sevilen birinin kaybından sonra, çocukların yas sürecinde psikolojik sağlamlık ve duygularını ifade edebilmeleri için neler yapabilecekleri hakkında konuşuyor olacağız. Öncelikle, şunu vurgulamak isterim ki, yas sadece ölüm kavramını içermez. Sevdiği bir arkadaşından ayrılmak, taşınmak, göç etmek, boşanma gibi durumlarda yas sürecini ortaya çıkarabilir. Ancak bugün sevilen birinin kaybından sonra yaşanan yas sürecinden bahsedeceğiz. Yas kelime anlamı ile bireyde sevilen bir nesnenin kaybından sonra meydana gelen ağır üzüntü durumunu ifade etmektedir. Yaşanılan yas biriciktir ve bizlere özeldir. Herkes her zaman aynı yas tepkilerini göstermez.

Yaşanan bir kaybın ardından bir yas süreci başlar. Literatürde yas süreçlerinde Kübler-Ross modeli karşımıza çıkar. Bu model şunu ifade etmektedir; sevilen birisinin kaybından sonra  inkar , öfke , depresyon , pazarlık ve kabul süreçleri vardır ve insanlar her aşamada farklı tepkiler göstermektedir. Önce inanamamak ve şok hali ile insan yaşadığı kaybı kabullenmek istemeyebilir. Kayba inanmamak, insanı yoğun bir öfkeye ve ümitsizliğe itebilir. Sonra ölüm ve kayıp kabullenilirse artık sevilen kişiden ayrılma gerçekleşir. Bu modelde anlatıldığı gibi çocuklar içinde tepkiler büyüklere benzerdir ancak yas tutan çocuklarda daha çok üzüntü ve özlem duyguları yoğun yaşanabilir. Bu bağlamda, sık ağlamak, yemek ve uyku düzensizlikleri, içe kapanmak, sürekli anılarla meşgul olmak gibi davranışlar gözlemlenebilir.

İlk olarak güvendiği insanlar tarafından ölümün anlatılması oldukça kıymetli olacaktır ve sağlıklı bir yas süreci için; çocuğun yaş aralığına göre hareket etmek önemlidir. 5 yaş ve öncesi bir çocuk için ölümün kalıcı olmasının anlaşılması oldukça zordur. Bu yaş aralığı benmerkezci bir dönemde olduğundan yaşanan herhangi bir olay, onların yüzünden veya onlar sayesinde oldu gibi düşünürler. Bu sebeple ebeveyn veya diğer güvenilir insanlar çocuğa yaşanan bu kaybın onun suçu olmadığını anlatmalıdır. Böylelikle çocuk kendisini suçlu hissetmez ve bu noktanın vurgulanması mühimdir.

Öte yandan yaşanan kayıp çocuk üzerinde öfke, üzüntü ve yoğun bir özlem yaratabileceği için çocuğa duygularını açması için alan vermek, onu dinlemek ve acısını paylaşmak oldukça kıymetlidir. Genellikle bu konular kötü ya da üzücü bulunur ve pek konuşulmaz. Çocuğun sorduğu sorular geçiştirilir ancak sorun, konunun konuşulmayıp ötelenmesidir ve çocuk ölen kişi veya ölümün nedeniyle ilgili kendi hayaline göre travmatize olabilir. Örneğin ölen kişinin uzun bir uykuya dalmış olduğu düşüncesi ilerleyen yaşlarda uyku problemlerini doğurabilir bu sebeple açık net ve basit olarak ölümün izah edilmesi ve yaşadığı acıyı anlatmak paylaşmak için alan yaratılması oldukça önemli olacaktır.

Ek olarak çocuk içsel olarak veda etmeye ihtiyaç duyabilir. Birçok şekilde sevilen kişiye veda etmesini sağlanabilir. Örneğin sevdiği ve güvendiği insanlarla birlikte, ölen kişi hakkında güzel anılardan konuşmak, iyi bir baba, iyi bir anne, iyi bir dede olmasından söz edebilmek, herkesin kendi inanç şekline göre dua etmek, ‘’İçinden ne geçiyorsa bunu ona anlatabilirsin.’’ demek yoğun bir şekilde yaşanan özlem duygusu içinde oldukça işe yarar olacaktır. Sizinle konuşabileceğini bilmek ona güven verecektir ki ne kadar çok duygularını ifade ederse yaşanılan kayıp, o kadar üstesinden gelinebilecek bir durum olur. Bu bağlamda soruları cevaplanmalı ve duyguları konuşulmalıdır.

Sembolik bir şeyler yapıldığında vedalaşma daha net bir hal alabilir ve yas sürecini tamamlamak adına da oldukça yararlı olacaktır. Örneğin fotoğraflara bakmak, anılardan söz etmek, resim yapmak, hayatını kaybeden kişiye mektup yazmak onun için bir ağaç dikmek bir veda, anma veya ziyaret amacı taşıyabilir ve aslında özlediğinde, üzüldüğünde kaybı yaşanan kişiyi anabileceği gösterilebilir.

Son olarak hikâye kitapları olmazsa olmazımızdır. ‘’Ördek, Ölüm ve Lale’’, ‘’Nasıl Başlar’’, ‘’Annem Her Yerde’’, ‘’ Minik Rakun ve Anılarla Dolu Meşe Palamudu’’, ‘’ Çok Kötü Bir Şey Oldu’’, ‘’Çok Sevdiğim Bir Yakınımı Kaybettim’’ adlı hikâye kitaplarından da yararlanılabilir.

Aslında yas olağan ve doğal bir duygudur. Kayba karşı verilen normal bir tepkidir.Unutmayın ki tutulmuş yas sağlıklı bir durumdur.

Herkese iyi haftalar dilerim.

YORUM EKLE