YEREL SEÇİM SORULARI

YURTTAŞ: Belediye başkanı seçilecek kişi öncelikle nasıl olmalıdır?

ATK:   Dürüst, çalışkan, yetkin. Bu üç özellikten bir teki bile başkanda olmazsa o yerin vay haline. Dürüst olmalı ki halkın parasını yemesin, dürüst olmalı ki halkın parasını başkalarına yedirmesin. Belediye başkanı çalışkan olursa işler daha hızlı, daha etkili yürür. Başkan tembelse belediyenin işleri kesinlikle verimli olmaz. Ayrıca yönetme yetkinliği başkanda olmak zorundadır. Belediyede mali disiplini sağlamak, belediyenin gelirlerini halkın sırtına binmeden artırmak, belediyenin birimlerine doğru kişileri getirmek, belediye çalışanları arasında ayrım yapmamak, başarılı personeli ödüllendirmek, çalışanların hem verimli çalışmasını hem de onların iyi ücret almasını sağlamak etkili bir belediye yönetimi için şarttır. Toplum yararına yürütülecek projelerde konuyla ilgili bilgili, deneyimli, alanında uzman kişilerin görüşünü almak da gerekir.

YURTTAŞ: Başkanlığı kazanmak için bazı adayların bazı il ve ilçelerde seçmenlere çeyrek altın, para verdiği iddiası var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

ATK: Her seçimde pek çok il ve ilçede bu söylentileri duyuyorum. Ben böyle bir şeye açıkça tanık olmadığımdan bunlar doğrudur diyemem. Elbette ben görmedim diye bunlar yapılmıyordur da diyemem. Rüşveti bana teklif etmemiş olmaları başkalarına teklif etmedikleri anlamına gelmez. Eğer böyle rüşvetlerin verildiği gerçekse o zaman şöyle düşünürüm, bir çeyrek altına oyunu veren iki çeyrek altına başka şeylerini de verir ki o zaman o toplum felakete sürükleniyor demektir. Bir de çeyrek altınla rüşveti veren kişi başkan olursa kesinlikle beş yıl boyunca seçmeni şapur şupur öpecek diye anlarım ben bunu. Eğer aday diyelim ki yüz çeyrek altın dağıttıysa bin çeyrek altın geri alacaktır, başka bir deyişle halkın parasına çökecek demektir. Rüşveti verirken günah kavramı onun için hiçse elbette belediyenin parasına çökerken de günah, kul hakkı gibi kavramların onun için bir anlamı olmayacaktır. Halk nasıl öpülecek peki? Ödediği tüm vergilerle, su parasıyla, çöp, emlak, reklam vb. vergilerle, inşaat yaparken ödediği paralarla öpülmüş olacaktır.

YURTTAŞ: Bazı belediye başkan adayları seçimler yaklaşırken camide, türbede boy boy fotoğraf çektiriyor, bayrağımızla ilgili paylaşımlar yapıyor, bazıları birden Atatürk sevdalısı oluyor, yani din, bayrak, Atatürk gibi çoğumuz için önemli olan değerleri kullanıyor. Seçmen için bunlar önemli mi sizce?

ATK: Soruya soruyla karşılık vermek istiyorum. Bir tür dürüstlük sınavı yapalım. Diyelim ki devlet hastanesinde göz doktoruna sıra alacaksınız, elbette çevrenizdekiler size bir doktor önerebilir. Peki hiç şöyle bir öneri duydunuz mu? Yahu adam maşallah beş vakit namazını kılıyor bak kesinlikle ona git; hacca gitmiş bak ona muayene olmazsan ölümü gör; veya doktor sıkı Atatürkçü, Nutuk’u baştan sona okumuş ya da adam tam bizim kafadan her akşam iki bira içiyor ona muayene olmazsan hakkımı helal etmem. Dürüstçe yanıt verecek olursak zavallı yurttaş göz için tek sıra alabilsin de doktor papaz bile olsa muayene olmaya koşa koşa gider. Ayrıca papaz olması, namaz kılması, içki içmesi ölçüt değil onun için. İşini iyi yapıyor mu, hastaya iyi davranıyor mu? Hepimizin temel iki ölçütü bu. Çocuğunuzu kalbinden ameliyat ettireceksiniz. Allah aşkına neye bakarsınız? Elbette çocuğunuzu ameliyat edecek en başarılı doktoru istersiniz değil mi? Peki kalbimizi, gözümüzü emanet ederken doktorun içki içmesine, namaz kılıp kılmamasına bakmıyoruz da sokakları, parkları, binaları emanet edeceğimiz kişinin kimliğine, yaşam tercihlerine neden bakıyoruz? İçtenlikle, dürüstçe yanıt verelim. Doktor, hastanenin parasıyla değil kendi parasıyla içtikten sonra bana ne. Adam yetimin hakkıyla değil kendi parasıyla hacca gittikten sonra bana ne. Elbette yalnızca bana ne değil, sana ne. Belediye başkanı dürüst olsun, çalışkan olsun, yetkin olsun. İşini iyi yapsın. Başkanı olduğu yerdeki insanların mutluluğunu, rahatını artırsın. Yoksa özel yaşamından bana ne, sana ne.

                        ALİ TURGAY KARAYEL

YORUM EKLE