Yaz aylarında artan sıcaklık ve güneşe maruziyetin de artması, insan sağlığı üzerinde hem olumlu hem de olumsuz sonuçlara neden olabilmektedir.
Güneşin zararlı etkilerinden korunurken, onun faydalarını da almaya çalışmak; sıvı tüketimine dikkat ederek fiziksel aktiviteyi sürdürebilmek; güneşten koruyucu önlemler alırken D vitamini düzeylerini ihmal etmemek gereklidir.
Sıcak Çarpması
Sıcak çarpması, vücudun ısı düzenleme mekanizmasının bozulmasıyla ortaya çıkan ve acil müdahale gerektiren bir durumdur. Yüksek sıcaklık ve nemde uzun süre kalma, ağır fiziksel efor ve yeterli sıvı alımının olmaması sonucu gelişir.
Belirtiler:
· Yüksek ateş
· Bilinç bulanıklığı
· Baş ağrısı, baş dönmesi
· Bulantı
· Kuru ve sıcak cilt
· Kas krampları
Tedavisi hidrasyon yani yeterli sıvı verilmesi ile mümkündür.
Sıvı/Elektrolit Dengesi
Vücudun sıvı dengesi, özellikle sıcak havalarda, terleme yoluyla önemli miktarda su ve elektrolit kaybıyla bozulabilir. Bu durum sıcak çarpması riskini de artırır.
Günlük sıvı ihtiyacı, ortam sıcaklığına, fiziksel aktiviteye ve bireyin yaşına göre değişmekle birlikte, yaz aylarında su tüketiminin %30–50 oranında artırılması önerilir.
Elektrolit dengesi için suyun yanında uygun oranda sodyum, potasyum ve magnezyum içeren mineralli içecekler de tercih edilmelidir.
Güneşten Korunma
Güneşin ultraviyole (UV) ışınları, kısa vadede güneş yanığına, uzun vadede ise cilt kanseri (özellikle melanom) ve cilt yaşlanmasına yol açabilir.
Güneşten Korunma Yöntemleri:
· Şapka/şemsiye, gözlük, koruyucu giysi kullanımı
· 11:00–16:00 saatleri arasında uzun süre doğrudan güneşe maruz kalmamak
· Güneş kremleri kullanmak
Güneş Kremleri
Güneş kremleri, UV ışınlarının cilde nüfuz etmesini önleyerek koruma sağlar. Güneş kremleri 2 saatte bir ve yüzme/terleme sonrası yeniden uygulanmalıdır.
Güneş kremlerinde kullanılan bazı kimyasalların hormon bozucu (endokrin bozucu) etkileri olduğu bilimsel çalışmalarda ortaya konmuştur. Bu maddeler vücutta hormon sistemini taklit edebilir, bozabilir ya da hormon üretimini etkileyebilir. Güneş kremlerinde dikkat edilmesi gereken bazı hormon bozucu katkı maddeler şunlardır:
· Oxybenzone (Benzophenone-3): Östrojenik etkiye sahip olabilir, tiroid hormonlarını etkileyebilir. Alerjik reaksiyonlar, hücre hasarı, üreme sistemi etkilenebilir.
· Octinoxate (Ethylhexyl Methoxycinnamate): Östrojen benzeri etkiler gösterebilir. Hormon dengesini bozabilir, hücre yapısını değiştirebilir.
· Homosalate: Östrojen hormonuna benzer etki gösterebilir. Vücutta birikerek hormonal dengeyi bozabilir.
· Octocrylene: Vücutta benzophenone oluşumuna neden olabilir, bu da potansiyel endokrin bozucudur. Ciltte tahriş ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir.
· Avobenzone: Tek başına zararlı değil, fakat bazı diğer UV filtreleriyle karıştığında serbest radikaller oluşturabilir.
Potansiyel Olarak Tartışmalı Diğer Maddeler
· Parabenler (methylparaben, propylparaben vs.): Koruyucu olarak kullanılır, östrojenik etki gösterebilir.
· Phthalates (ftalatlar): Koku bileşenlerinde bulunabilir, endokrin sistemini etkileyebilir.
· Fragrance / Parfum (Belirsiz içerikler): Hangi kimyasallar içerdiği net olmadığı için risklidir.
Daha Güvenli Alternatif Güneş Koruyucu Filtreler
Mineral Filtreler: Zinc Oxide (Çinko Oksit), Titanium Dioxide (Titanyum Dioksit)
Ciltte fiziksel bariyer oluşturarak güneşi yansıtırlar. Hormon sistemine etkileri yoktur. Bu maddelerin nano formda olup olmadığına dikkat edilmesi gerekmektedir. Nano formda cilde nüfuz etme ihtimalleri olduğundan, bazı uzmanlar bunlara da temkinli yaklaşmaktadır.
D Vitamini
D vitamini, vücutta güneş ışığı etkisiyle (özellikle UVB ışınları) sentezlenir. Kemik sağlığı, bağışıklık sistemi, kardiyovasküler sağlık ve çok sayıda fonksiyon için gereklidir.
Güneş kremi kullanmakı ve kapalı ortamlarda uzun süre kalmak, D vitamini eksikliğine neden olabilir.
15–30 dakika süreyle, aşırı UV maruziyeti olmadan kısa süreli güneşlenme idealdir.
D vitamini düzeyi düşük olan kişilerin mutlaka takviye alması önerilmektedir.