'Umudun Yolu Kağnı Kamyonu Yendi' belgeselinin tanıtım ve gala gösterimi İnebolu’da gerçekleştirildi.

Şehit Şerife Bacı’nın kahramanlığının sembolleşen öyküsü ile birlikte Anadolu kadınının her zor şartta ortaya çıkışı ve kahramanca mücadele edişini anlatan “Umudun Yolu” belgeselinin tanıtım ve gala gösterimi İnebolu Belediyesi Sinema Salonunda gerçekleştirildi.

Yoğun ilginin gösterildiği “Umudun Yolu” belgeselinin galasına Kaymakam Ahmet Vezir Baycar, Belediye Başkanı Mustafa Huner Özay, Küre Belediye Başkanı Mustafa Huner Özay,
Yerel tarih araştırmacısı Dr. Mustafa Fakazlı “Umudun Yolu” belgeseli Senarist ve yapımcı Alp Armutlu ve vatandaşlar katıldı.

HAYATIMDA KATILDIĞIM EN GÜZEL ETKİNLİK İSTİKLAL YOLU YÜRÜYÜŞÜ OLDU

Kaymakam Ahmet Vezir Baycar yaptığı konuşmada; “Çok güzel bir akşam geçirdik ve gerçekten beklentimin üzerinde çok kaliteli bir belgesel olmuş, Alp hocamızı çok tebrik ediyorum ve emeğinize sağlık, 100 yıl öncesi gittik, çok duygulandık. İstiklal Yolu İnebolu’daki bu mücadele bizim olmazsa olmazımız bu İnebolu’nun en büyük değerdir. Biz Türkiye Cumhuriyetinde bu vatan toprağının üstünde hür, bağımsız, barış ve huzur içinde yaşıyorsak o kahraman atalarımızın mücadelesi ile oldu. Ben geldiğimden bu yana iki yıl oldu, hep bu hikâyeleri duydum araştırmalarda ve o günleri hatır ettik.  Eşimle beraber karar vererek İstiklal yolunu 4 gün boyunca 95 kilometresini yürüdük ve ilki de yürüdük. 12 yıllık bir meslek hayatım var, 12 yılda birçok etkinliğe ve faaliyete katıldık. Hayatımda katıldığım en güzel etkinlik İstiklal Yolu Yürüyüşü oldu. Özelikle İneboluluların hayatlarında bir kez dahi olsun bu yürüyüşü yapması lazımdır. Çünkü bu bir doğa yürüyüşü değil, bu yolu o kadar şevkle, o kadar huzurla ve mutluluklar yürüttük ki sanki bize 10 kilometre gibi geldi. Bu yürüyüşü ben tüm İnebolulara tavsiye ediyorum. Ecdadımızın neler yaptıklarını hatırladık ve o yolda Şerife Bacılar, Halime Çavuşlar cephane taşıdılar. İnebolu’dan milli mücadeleye Kurtuluş Savaşımıza can suyu niteliğindeki mühimmatları taşıdılar ve bizim motivasyonumuz oldu. İnebolu’dan katılım azdı, bu milli mücadele ruhunu önümüzdeki dönemlerde taşınması ve bizden sonraki nesille aktarılması vazifesidir. Bu bir milli ruhtur, milli şuurdur. ‘’ dedi.

İnebolu Belediye Başkanı Mustafa Huner Özay; ‘’ Bizim ecdadımız zaten bu hırçın Karadeniz’deki mücadelelerinin sonunda bu İstiklal Madalyasını kazandı. Kurtuluş Savaşından sonra yüce meclisten İnebolu’daki mağnacılara ilk önce bir para ödülü gönderiliyor. Karadeniz’deki bütün gidişat İnebolu üzerinde ve Karadeniz sahilindeki gemilerle yapılıyor. Bizim ecdadımız insanları şimdiki taksiler gibi sahilden hırçın denizlerde gemilere alıyorlar ve gemilerden indiriyorlar. Sahile getir götür işlerini yapıyorlar. Savaş çıktığı zaman bu kahraman denizcilerimiz cephaneyi taşımaya başlıyor, savaşın sonunda Atatürk diyor ki biz bu kahraman denizciler çok başarı gösterdiler biz onlara ödül verelim. İnsanları ilk başta beş lira anlaşıp da sonra deniz dalgalı hava kötü diye daha yüksek fiyatlar isteyen bizim kahraman denizcilerimiz o zaman meclisten gelen parayı biz bunu Ülkemiz için yaptık herhangi bir bedel karşılığında yapmadık diyerek geri gönderiyorlar. Çünkü Cumhuriyetin ilk yılları ve bizim devlet olarak kuruşa ihtiyacımız var. Bunun sonucunda İnebolu Beyaz şeritli İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi.  Böylelikle biz Türkiye’de ilk ve tek Beyaz İstiklal madalyalı ilçe olarak tarihe geçiyoruz. Allah bir daha böyle bir savaşlar göstermesin, başka kimseye de nasip olmasın yine bizim elimizde bu İstiklal madalyamızla devam edelim. ‘’

DIŞ ETMENLER BU COĞRAFYADA İSTEDİĞİ GİBİ AT OYNATMAYA ÇALIŞIYOR

Senarist ve yapımcı Alp Armutlu; ‘’ Biz bu filmi hazırlarken İnebolu’yu bir basamak ve dayanak olarak kullanmıştık, Zaferin yolu çekimleri Sakarya Meydan Muharebesi Polatlı Haymana cephesine doğru hareket edeceğim. Çekim arkadaşlarımız şuanda oradalar bizde Zaferin Yolu çekimine de İnebolu’da gösteriyi yaptıktan sonra oraya ulaşacağız. Sayın Belediye Başkanım ve Kaymakamımdan da İnebolu halkından da 3 kişi görevlendirmesini istiyorum.  Dumlupınar da ve Kocatepe’de kendilerine tekrar bu kaynağın başında oturan insanlar olaraktan özellikle destek aldığımız noktalarda mutlaka birlikte görev almak istiyoruz. Sponsorlarımız bizlere inanılmaz derecede destek sağladılar. Biz bu filmi para kazanmak için yapmadık, İnebolu Belediyesi çocuklara ve aynı zamanda büyüklere ne zaman istiyorsa ne zaman arzu ediyorsa Sayın Kaymakamımızda dahil olmak üzere gösterimini yapabilirler. Eylül ayında sinemalarda olacağız. Gösterimi izleyelim ama sakın paylaşmayalım ve çoğaltmayalım çünkü yönetmenlerin çok büyük emekleri var. Biz Eylül ayının son haftasında yâda üçüncü haftasında dağıtımcımız ile birlikte sinema salonlarına gidecek. İnebolu halkına bu filmimiz ücretsizdir. Çünkü siz bu işin kaynağında otuyorsunuz. Kaleciğe gittik Kalecikteki İnebolu’yu anlatıyor. Çankırı’ya gittik Çankırı’daki İnebolu’yu anlatıyor. İstanbul’a gittik İnebolu’yu anlatıyor. Ben bu projede hiçbir zaman aile fertlerimle birlikte çalışmadım ve hiçbir zaman bir ayrıcalık yapmadım. Sizde İnebolulu değilsiniz aslında çünkü biz 100 yıl önce çok büyük felaket yaşamış olan bir toplumun çocuklarıyız ve torunlarıyız. 100 yıl sonra baktığımızda da hangi siyasi görüştü olursak olalım dış etmenler yine bu coğrafyada istediği gibi at oynatmaya çalışıyor ve İstiklal Yolundaki kahramanlığı biz gençlerimize öğrencilerimize aktarmak ve anlatmak zorundayız. ‘’ diye konuştu.      

BİZDE SADECE KAĞNILARLA BU İŞİ GÖTÜRDÜK

Yerel tarih araştırmacısı Dr. Mustafa Fakazlı; ‘’ İnebolu en iyi bir coğrafya ki her geçen gün doğum büyüdüğümüz bu memlekette geçmişte yaşananları birer ortaya çıkmasıyla önce bana sonra tüm İnebolululara heyecan verdiğini düşünüyorum. Yaklaşık 15 yıla aşkın bu tarih çalışmaları İnebolu’da ön plana çıkartıldı. 2004 yılında Turgut Özakman’ın ‘Şu Çılgın Türkler’ kitabını yazmasıyla İnebolu’dan da birçok yerde bahsetmesi sonucunda Çankırı’dan Emniyet Amiri Vadi Çicekli iki tane gazeteci ile beraber İnebolu’ya geldi. Bize dediler ki İnebolu’da cephane deposu varmış burası neresi dediler. Bende İnebolu’da doğdum ve İnebolu’da yaşıyorum bende bilmiyorum. Benden aldıkları cevaplardan o kadar memnun olmuşlar ki o gazeteleri hala saklıyorum. Karatekin Gazetesi diye bir gazete daha İnebolu’da gördüklerinden bahsetmişler. Benim adıma tarih bu şekilde başladı. Bunun verdiği aşkla bu günlere de geldik. Yüzüncü yıl münasebeti ile film çevirmek isteyen iki arkadaşımız bana geldiler. Bir tanesi Yılmaz Kıvanç’tı ondan birkaç ay sonra da Alp Armutlu kardeşimiz geldi ve bana düşüncelerini söylediler. En son yönetmen Yılmaz Bey’in belgeseli yayınlandı ve izlendi. İkinci belgeselde Alp Armutlu Bey’in İnebolu’ya hediye ettiği bir belgesel, İnebolu’nun değerini anladıktan sonra bunu tüm platformlarda anlatmaya çalıştı ve bu belgesel ortaya çıktı. Kağnı Kamyonu Yendi slogan ile yola çıktı. Her duyduğum şeyi araştırıyorum ve o dönemde bizim bir tane bile kamyonumuz yok. Yunanlılar İzmir’i işgal ettiklerinde 835 tanede kamyon getirmişler. Bizde sadece kağnılarla bu işi götürdük ve Alp Armutlu kardeşimizde bu konuyu filmine işledi.  ‘’ diye konuştu.