. İnebolu MHP teşkilatı ile önce İnebolu Belediye Başkanı Engin Uzuner ve Kaymakam Gökhan Görgülüarslan’ı makamında ziyaret ettiler. Ardından Sivil toplum kuruluşlarını gezen ekip 9 kasım günü düzenlenecek mitingin amaçlarını ve ülke gündemini ilgilendiren konuları paylaştılar. Gazetemizi de ziyaret eden ekip yerel basında parti ve sorunlar konusunda yer bulabildiklerini ama ulusal basında yer bulamadıklarını dile getirdi. Bu iktidarın kendi yandaş medyasını oluşturduğu mesajını verdi.  Böyle bir medyanın olduğu ortamda demokrasinin gelişmesinden ileri demokrasilerden bahsetmek mümkün değil ama inşallah düzelir. Milletin kalbinde, gönlünde kaybolmaya başlayan yapılar hangi yolu denerlerse denesinler sonuçları hüsran olur.

Bu yerel seçimler diğer yerel seçimlerden çok farklı. Bu yerel seçimler aradan 5 ay geçmesinin ardından yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi, şahsi kanaatim erken genel seçimin neticesini belirleyecek bir seçim olacak. Nisan’da yerel seçimler belli olacak, Ağustos’ da Cumhurbaşkanlığı seçimi. Muhtemelen Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle beraber milletvekilliği seçimleri de yapılabilir. Yerel seçimin sonuçları direk onları etkileyecek. Bu sebeple normal bir yerel seçim değil, hükümet bunu bildiği için devletin bütün imkânlarını kullanan bir yapıyı ortaya koyuyor.

Yılmaz; 9 Kasım’da İneboluluları Ankara’ya Bekliyoruz.

Yerel seçimlerle ilgili bir gezi değil. Genel Başkanımız Devlet Bahçeli bundan iki yıl önce ülkenin içerisinde bulunduğu hem siyasal hem de ekonomik sıkıntılarla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Yaptığımız toplantılarda demokratik açılım, kürt açılımı gibi içini doldurmaya çalıştıkları kavramlarla milli değerlerimizin yıpratıldığı, Türkçe’ nin yanına ikinci bir dilin ikamet ettirilmeye çalışıldığı, Türk bayrağının yanına ikinci bir bayrağın çekilmeye çalışıldığı ve Türk devletinin bin yıldır kardeşçe yaşadığı bu coğrafyada bölünme sürecine doğru giden tehlikeli adımların hem yasal hem anayasal bir takım değişiklikle alınan kararla tetiklendiğini görerek buna karşı milletimizin bu noktada bilgilendirilmesi ve milletin tepkisini ortaya koyarak, bunu mitingler çerçevesinde Türkiye safhına yayarak, bir toplumsal tepkiyi ortaya koymak adına bu bölgede bölgesel miting planladı. 2012’nin sonunda alınan bir karar ve bu karar çerçevesinde 9 bölgede miting kararlaştırdık. Bursa, İzmir, Adana, Elazığ, Erzurum, Konya, Samsun’daki mitinglerden sonra Ankara’da 9 Kasım Cumartesi günü Cumhuriyet tarihinin en büyük mitingini yapacağız. Bu mitinglerde bin yıllık kardeşliğimize vurgu yapacağız. Ziyaretimizin amacı hem bu mitinge davet, ama davetin ötesinde de bu süre içerisinde parti teşkilatlarımızı, sivil toplum örgütlerimizi, basın kuruluşlarımızı, esnaflarımızı, vatandaşlarımızı ziyaret ederek ülkenin bölünme noktasına doğru giden sürecin vatandaşlarımızla paylaşılmasını sağlamak.  Aynı zamanda da bu yaptığımız çalışmalarla toplumumuzun içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntıları, çiftçimizden emeklimize toplumda yaşayan tüm katmanların sorunları ne ise bunları tespit edip rapor şeklinde değerlendirip genel merkeze bir rapor sunarak, gezdiğimiz vilayetlere ortak sorunları nedir bunları genel merkeze bir raporla bildiriyoruz ve bu sorunları meclise taşıyoruz.

 

Yımaz; İnebolu’da edindiğim izlenim

 İnebolu Türkiye Cumhuriyet tarihinde Kurtuluş Savaşında önemli bir mihenk taşı olmuş çok önemli ilçelerden birisi, 1900’lü yılların başına baktığımızda ticaret olarak Türkiye’nin ticaret merkezlerinden bir tanesi, özellikle deniz taşımacılığıyla beraber, ama bu tarihlerden sonra gerek merkezi hükümetlerin ihmal etmesi gerekse Türkiye’deki karayollarının gelişmesiyle beraber deniz yolunun bir noktada ihmal edilmesinden kaynaklanan sebeplerden dolayı İnebolu yıllar içerisinde hep göç vermiş. Yatırım alamadığı içinde nüfusun büyük çoğunluğunun ilçeyi terk ettiğini görüyoruz. Bugün burada sivil toplum örgütlerini gezdiğimizde ortak karar şu bir ekonomik daralma var. Yaşam şartlarının zorluğundan dolayı göçün hala devam ettiğini, bununla ilgili bir limanın işlevsel hale getirilmesi ve bölgeye bir canlılık kazandırması, buna bağlı olarak da İnebolu yolunun standartları yüksek bir yol haline getirilmesi gibi problemlerin çözüleceği noktasında ortak görüşler var.

  Yılmaz; Milletvekillerinin söylediği birinci adresleri Kastamonu’ya aldırın nüfus artsın sloganı İstanbul’dan ya da başka illerden buraya seçmen taşımanın kamuflajıdır.

Nüfusa göre genel bütçeden pay alma gibi bir olgu yok. Devlet planlama yatırımlarının illere yaptığı yatırımların nüfusla hiçbir ilgisi yoktur. Eğer iktidar partisi milletvekilleri olarak bu bölgenin hassasiyetini ortaya koyarsanız, yatırımlar bir noktada doğru tercihlerle doğru tespitlerle ve Kastamonu sevdalısı olarak bu yörenin milletvekili olarak tespitleri doğru koyduğunuzda yatırımlar geliyor. Bugün Bingöl’ün nüfusuyla Adana’nın nüfusunu söyleyeyim, Adana’nın nüfusunun 20’ de 1’i ama Adana’dan 6 kat fazla yatırım alıyor. Bu nüfusa bağlanıyorsa bu bir yanıltma. Nüfusla devlet yatırımlarının bir alakası yok. Belediye nüfusuna göre gelen pay farklıdır. Nüfusun artmasıyla devlet yatırımının bir bağlantısı yok. Bu milletvekillerimiz Kastamonu’ya sahip çıkma konusunda kendilerindeki eksikleri kamufle etmek için böyle bir bahanenin arkasına sığınmışlar.

Arkadaşımız tahmin ediyorum 12 yıldır milletvekili Kastamonu’ya hangi yatırımın getirilmesi konusunda öncülük etmişte böyle bir bahanenin arkasına sığınma gereği hissediyor. Şunu söyleselerdi daha etik olurdu biz merkezi hükümetten yatırım alma noktasında gerekli gayretleri gösteremediğimiz için bu yatırımlar Kastamonu’ya gelmedi ama bundan sonra en azından gayret göstereceğiz deselerdi daha etik olurdu.

AK Partili belediyeler Ramazan boyunca Kastamonu’daydı. Siyasi çalışmalar yapıldı.

Türkiye ekonomisi 2002 yılında devraldıkları iç ve dış borç stoğunun bugün 700 milyar liraya çıkarmış ve resmi rakamlara göre toplumun yüzde 85’inin tamamen kredi kartı borcu, banka borçları altında olduğu bir yapıyla karşı karşıyayız. Esnafımız, köylümüz, çiftçimiz sıkıntıda. Ekonomik olarak uygulanan politikalar, sıcak parayla dönen ve tamamen borca dayalı bir yapı. İlerleyemeyecek devam ettirilemeyecek bir döngü haline gelmiş.