AK Parti Kastamonu Milletvekili Halil Uluay, önceki akşam TV366 ekranlarında Emin Eğri’nin sunduğu Gündemin Merkezi programına konuk oldu.
“DELİ PARALAR GİDİYOR”
Köy yollarının ardından Daday, Tosya İnebolu ve Araç ilçelerinin Kastamonu’dan ulaşım yollarının sorulması üzerine de Uluay, “Şu an bahsedilen yollarda yol yapım ve proje çalışmaları devam ediyor. Bu işlere ciddi miktarda paralar gidiyor. Tosya yolu şu an proje aşamasında. İnebolu yolu yavaşladı ama devam ediyor. Ama çok ciddi para gerektiriyor İnebolu yolu. İnebolu yolu aslında bizim İç Anadolu’yu Karadeniz’e bağlayan limanla entegre bir projeydi yine o şartlarda devam ediyoruz ama deli paralar gidiyor. Araç yolu yapıldı bitti hızlı şekilde. Şu an iyileştirme çalışmaları yapılıyor, yol güzergahı değiştiriliyor sıfırdan yol yapılıyor” diye konuştu.
“KÖY YOLLARININ BİTMEMESİ COĞRAFYANIN ZORLUĞUNDAN”
Köy yollarının neden bitmediği sorusuna ise Halil Uluay, “Kastamonu’nun 10 Bin kilometre köy yolu ağı var. Yılda Bin kilometre yol ağı yaptığımız zaman 10 yılda bitiyor. Yılda Bin kilometre yol ağı demek, Kastamonu’yla İstanbul’a gidiş geliş mesafesi. İstanbul Kastamonu’dan 500 kilometre, İstanbul’a gidiyoruz, geliyoruz ve bu kadar yol yaparsak bir yılda, bizim köy yollarımız 10 yılda bitmiş olacak. Ama biz buna rağmen, köy alt yapılarını ve yollarını ciddi manada yükselttik. Bunun tamamı neden bitmedi, bizim köylerimizin yolu neden sıcak asfalt değil sorunusun cevabı, zor bir coğrafyada yaşamamızdandır” dedi.
UYUŞTURUCUYLA MÜCADELE
Uyuşturucu hakkında verdiği demeç hatırlatılan Halil Uluay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu konu önleyici hizmetlerle ve cezalandırmayla olacak şeyler değil. Tabi ki cezalandırmada önemli ama bu durum sadece iktidarın ve devletin değil toplumun tamamının kaygı güttüğü ve o yöne çaba sarf ettiği mesele olması lazım. Benim o verdiğim demeçte bir örnek var, biz okullarda genellikle akademik dersleri yüksek olan çocuklara burs veririz ama dersleri iyi olmayan çocuklarla çok fazla irtibat kurmayız. Ama akademik dersleri iyi olmadığı halde çok iyi müzisyen olanlar var, çok iyi ressam olanlar var, çok iyi tamirci ve sıva ustası olanlar var. Dolayısıyla biz öncelikle çocukları akademik başarıya göre ayrım yapmamız lazım. Tüm çocuklarımıza ilk ve ortaokuldan itibaren toplum olarak sahiplenmemiz lazım. Çocukları boş bırakmayıp ötekileştirmemiz lazım. Çocuk okuldan çıktığında o boş alanda uğraşacak faydalı meşguliyetleri olması lazım. Aslında bu konuyu milli eğitim dert edinmeli ve her çocuğumuza bir hobi kazandırmalı ki sokakta çetelerin eline düşmesin. Ve uyuşturucu konusunda ceza yaptırımı çok daha ağır olmalı.”