İnebolu doğumlu yazar Oğuz Atay, doğumunun 88. Yıl dönümünde doğduğu topraklarda anıldı. İnebolu Kültür ve Sanat Derneği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen ‘Oğuz Atay Öykü Ödülleri’ ödül töreni düzenlendi. Törende Oğuz Atay’ın doğum günü anısına pasta kesildi.
Ödül törenine, İnebolu Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, İnebolu Belediye Başkanı Mustafa Huner Özay, AK Parti İlçe Başkanı Mehmet Ali Kömürcü, İnebolu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Kerim Daşçı, seçici kurul üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
BİRÇOK DEĞERLERİMİZE SAHİP ÇIKACAĞIZ
Öykü Ödülü Törenin açılış konuşmasını yapan İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hasan İlyasoğlu, Amacımız değerlerimize sahip çıkmaktır, birçok yerde olduğu gibi bizde değerlere sahip çıkma konusunda kendi aydın sorumluğumuzun aydın borcumuzu ödemek istiyoruz. Oğuz Atay, Orhan Şaik Gökyay, Nazım Hikmet gibi birçok değerlerimize sahip çıkacağız. Geçen sene birincisini düzenledik ve bu yılda ikincisini gerçekleştiriyoruz. Bu öykü ödülümüzde imece usulü bir çalışmamız oldu emeği geçen ve Öykü Ödülümüze katkıda bulunan herkese teşekkür ederim. Tüm yazarlarımıza öyküleri okuyarak değerlendiren gönlü zengin edebiyatçı, öykücü seçici kurulumuza, jürimize çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Öykü ödül yarışmasında ‘Kar Dağının Arkası’ öyküsü ile birinci olan Fayık Acun’a ödülünü İlçe Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar taktim etti. Anı kitabında yer almaya hak kazanan yazarlara da ödülleri teslim edildi.
‘’OĞUZ ATAY’A VEREBİLECEĞİMİZ EN GÜZEL HEDİYEDİR’’
Ödül töreni programının sonunda konuşma yapan İnebolu İlçe Kaymakamı Ahmet Vezir Baycar, ‘’ İnebolu ülkemizin cennet köşelerinden biridir. Çok güzel bir İlçedir, masmavi denizi, yemyeşil ormanları, çok güzel aşı boyalı evleri, köşk ve konakları ile 400 aşkın tescilli binasıyla ülkemizin medar iftarı İlçelerden biri İnebolu. İnebolu ilçemiz sadece bu güzelliği ile değil, içerisinde yaşayan insanlarıyla da çok önemli bir yerdir. Oğuz Atay, ülkemizin çok önemli düşünürlerinden biri, hem öykü hem de roman yazarıdır. Oğuz Atay’a verebileceğimiz en güzel hediye budur. Oğuz Atay’a rahmet diliyorum. İnşallah eserleri ile hep beraber kalbimizde yaşayacak. ‘’ şeklinde konuştu.
‘’MEMLEKETLERİNİZDE İNEBOLU’U ANLATMANIZI İSTİYORUM’’
Ödül Töreninde bir konuşma yapan İnebolu Belediye Başkanı Mustafa Huner Özay; ‘’ İnebolu Kültür ve Sanat Derneği tarafından gerçekleştirilen Oğuz Atay Öykü Ödülü etkinliğinin ikincisini gerçekleştiriyoruz. İnşallah bu etkinlik geleneksel hale gelip devam edilir. İnebolu Türkiye’deki tek İstiklal Madalyalı ilçedir. Bugün bu sıralarda bu makamlarda ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yazıyorsa kimliklerimizde bizim ecdadımızın yüzde yüz payı vardır. Çünkü üç yüz bin ton cephane hırçın Karadeniz de yaz kış bizim kahraman kayıkçılarımız tarafından karaya çıkartılarak kağnılar beraber Ankara'ya gönderildi. Lojistik olmadan savaşın kazanılması mümkün olmadığını şuan ki savaşlarda bile görüyoruz. Ondan dolayı sizleri yurdun her yerine İnebolu’nun gönüllü elçileri göndermek istiyoruz ve gittiğiniz yerlerde bizim kültür elçilerimiz olarak memleketlerinizde İnebolu’yu, Oğuz Atay’ı, İstiklal Madalyasını, kahraman denizcilerimize de anlatmalarınızı istiyorum. ‘’ ifadelerini kullandı.
‘’DERNEĞİMİZE DESTEK OLAMAYA GAYRET EDİYORUZ’’
İnebolu Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Kerim Daşçı yaptığı konuşmasında; ‘’ Biz Ankara’daki Dernek olarak, İnebolu kültür faaliyetlerine, eğitim faaliyetlerine uzun süre destek olamaya gayret ettik ama İnebolu’da, İnebolu Kültür ve Sanat Derneği kurulduktan sonra desteğimizi bu derneğimize yönlendirmek sureti ile yerinde daha güzel işler yaptığını gördük. Tüm arkadaşlarımızın emeklerine sağlık, Oğuz Atay iyi ki İnebolu’da doğmuş, iyi ki İnebolular bu Öykü Ödülü ile beraber Oğuz Atay’a sahiplenmişler, Oğuz Atay İneboluludur, Oğuz Atay Türkiyelidir. Tüm katılımcılara teşekkür, Derneğe tüm emekleri için teşekkür ediyorum. ‘’ dedi.
İNEBOLU’DA ÖYKÜ ÖDÜLLERİMİZLE OĞUZ ATAY’A BİR KAPI AÇTIK
Oğuz Atay öykü ödülleri anı kitabının genel yayın yönetmeni Yazar Özlem Keskin; ‘’ Buraya geleni gelmeye karar vereni, gelmek isteyip bir işi çıkıp gelemeyeni ben çok önemsiyorum. Çünkü buraya gelmekle Oğuz Atay’ı Oğuz Atay yapan kavramı anı şey olduğunu düşünüyorum şüphe. Çünkü şüphe duyan insan sorgulayan insandır, araştıran insandır, bir yere ait olup ben yerimi buldum deyip ait olduğu yerde kalmayan dışarıya açık araştıran ve yeniliklere açık insandır. Şüphe duyduğumuzda insanlarışırız ben şüphe duyan insan çok saygı duyuyorum. Geçen yıl Oğuz Atay Öykü Ödüllerine iyi ki başladık, iyi ki de Sevgili Hasan İlyaoğlu hocam bir hayal kurdu. Çünkü o bir hayal kuruyor, ben o hayali bir yere yazıyorum ondan sonra yürüyoruz. Geçen yıl demişim ki biz Oğuz Atay’ın İnebolu da bir kapısı olsun istiyoruz evet Öykü ödüllerimizle Oğuz Atay’a bir kapı açtık. Biz hepimiz burada Oğuz Atay’ın konuklarıyız. Biz ülke olarak Oğuz Atay ile yazdıkları ve yaşadıklarıyla bu kadar özleştirmişiz. Biz Oğuz Atay’ın ışığında buradayız. Biz tehlikeli bir oyun oynadık sizde oyunun bir parçasınız çünkü hayat gerçekten bir oyunmuş o zaman. Etkinliğimize katılan ve katılamayan herkese teşekkür ediyorum.’’ İfadelerini kullandı.
‘’YAŞANMIŞLIK BİR YAZARIN EN BÜYÜK SERMAYESİDİR’’
Öykü Ödülünü alan Fayık Acun konuşmasında; ‘’ Oğuz Atay’ı daha görünür kılan İnebolu kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hasan İlyas oğluna olağanüstü çabalarından dolayı Özlem Keskin’e ve değerli jüri üyelerine teşekkür ediyorum. Ben okumayı çok sevdiğim halde çok az yazı yazan birisiyim. Bence yazı masa başında yazıldığı halde yazarlık masa başı işi değildir. Yazar Hayatın her karesinde yer almaya çalışmalıdır çünkü yaşanmışlık bir yazarın en büyük sermayesidir. Yazı her zaman hayatla iç içe, hayat kadar zor bir uğraş olmuştur. Görselliğin çabukluğu ve basitliği altında kalmış olan modern okuyucu dikkate alındığında yazarın işi eskiye göre daha zordur. Hızın kutsandığı çağımızda okuyucuya kısa süre içerisinde bir şeyleri aktarabilmek temel sorun haline gelmiştir. Sanırım son 10 yıl içerisinde edebi türler arasında öykünün popüler hale gelmesi bundandır. Post modern edebiyat günümüzün arada kalmış, kafası karışık okuyucusu için eşi bulunmaz bir kapı aralamıştır. Okumaktan hiç olmadığı kadar uzaklaşmış okuyucuyu, yazı eyleminin bir parçası haline getirerek tekrar okumaya ortak etmiştir. Efsaneler, masallar ve destanlar yani koskoca bir geçmişin üzeri bir çırpıda çizilemezdi. post modern edebiyat, geçmişin elinden ve tutu onu günümüze davet etti tabi ki onunla birlikte ilgisi dağınık, düşünceleri parçalı modern okuyucuyu da. Bugün burada Türk edebiyatında bu post modern yazı geleneğini başlatan ve bu yazma olanaklarını bize sunan Oğuz Atay’ı anmak için toplanmış bulunuyoruz. Fakat Oğuz Atay üzerine o kadar çok şey söylenmiştir ki onunla ilgili ne söylersek söyleyelim bir şekilde başkalarını tekrar etmiş oluruz ve bana göre post modern edebiyatın en tehlikeli yanı da geçmişi sık sık tekrar ederek kısırdöngüye düşme tehlikesidir. Hepimiz biraz post moderniz. Bu ülkenin insanlarını anlatmak için de en uygun yöntem bana göre post modern edebiyattır. Bunu herkesten önce Oğuz Atay görmüş ve çok ustaca da kullanmıştır. Bu yüzden Oğuz Atay’ı anlamanın ve anlatmanın en iyi yolu onun kitaplarını alıp okumak, okumamış olanlara da ısrarla okumalarını tavsiye etmek olmalıdır. ‘’ diye konuştu.
Oğuz Atay Öykü Ödülü Jürilerinden Hülya Soyşekerci yaptığı konuşmasında; ‘’ Oğuz Atay’ın memleketinde olmaktan ayrıca onun adına düzenlenmiş bir öykü ödülü yarışmasında jüri üyesi olmaktan büyük bir gurur ve onur duyuyorum. İnebolu çok güzel bir ilçe, İnebolu’nun çok daha güzel günler göreceğine inancım ve umudum tamdır. Çünkü gençlere inanıyorum, iyiliğe ve güzelliğe inanıyorum. Halkımızın ve Anadolu güzelliğine inanıyorum. Her şeyin güzel ve aydınlık olacağına inanıyorum. Özellikle de Sanatın, edebiyatın ışığında gençlerimizin güzel işler başaracağına inancım tamdır. Ödül alan arkadaşlarımızı ve gençlerimizi kutluyorum.‘’ dedi.
Etkinlik, Oğuz Atay’ın doğum günü anısına kesilen pasta ile sona erdi.
