Nazım Hikmet İnebolu’da anıldı

Nazım Hikmet İnebolu’da anıldı
banner13
banner3

İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Nazım Hikmet’in İnebolu’ya gelişinin 101. Yıldönümü nedeniyle Nazım Hikmet’in doğum gününde İlçemizde 15 Ocak 2022 Cumartesi günü İnebolu Belediye Sinema ve toplantı salonunda ‘Nazım ve İnebolu’paneli düzenlendi.  Panele konuşmacı olarak Kastamonu Üniversite Öğretim Üyesi ve Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Hasan Sacit Keseroğlu, Eğitimci Yazar Mehmet Saydur ve Şair Yazar Mertcan Karacan konuşmacı olarak Eğitimci Refika Hıdır da moderatör sunucu olarak katıldı.

İnebolu Kültür ve Sanat Derneği tarafından gerçekleştiren Panele İlçe Kaymakamı Ahmet vezir Baycar, Belediye Başkanı Mustafa Huner Özay, Milli Eğitim Müdürü Telat Aktaş, İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hasan İlyasoğlu, CHP İlçe Başkanı Cemal İlyasoğlu ve İnebolu halkı katıldı.

Nazım ve Türkçe konusunda bilgileri aktaran Prof. Dr.Hasan Keseroğlu; ‘’ Nazım Hikmet Türk şiirinin en büyük şairlerinden birisidir. Şiir yazmak dilin olanaklarını bilmeyi sözcükleri ustaca kullanmayı gerektiren bir alandır. Şiirde kullanılan, şiiri kuran her sözcük yazıldığı dilin incelikleriyle bezelidir. Bu nedenle şirin başka dile çevrilemeyeceği belirtilir. Büyük şairde şairliğini yaptığı dili, öncelikle bayrağı olarak seçen kişidir. Şair dilinin bayrağı altında düşünen, duygu ve düşüncelerini dilinin sözcükleriyle kullanan kişidir. ‘’dedi.

Prof. Dr. Keseroğlu; ‘’ Dili, düşünce, duygu ve isteklerin, bir toplumda ses ve anlam yönünden ortak olan ögeler ve kurallardan yararlanılarak başkalarına aktarılmasını sağlayan, çok yönlü, çok gelişmiş bir çizgidir biçiminde tanımlanıyor. Ayrıca dilin toplumsal bir olgu olduğunu, bir toplumun ulus olmasının dile bağlı olduğunu ve doğal olarak da kültürün belkemiği olduğunu belirtir. İnsan kültürüne bağlılığından dolayı algıladığı ya da duyumsallığını değil dilin kendisine algılattığı ve duyumsattığını düşünür. İnsan dili kapsamlı olarak kavradığında dil insanı büsbütün çevrelemiş ve  kuşatmıştır. Dil insanın dünyayı bilmesini biçimlendirir ve insana dünyaya kendi bakış acısıyla, kültüre özgü bakış açısıyla sunar. Bellekte tutulan sözcükler arasında zihnin bağlantıları kurmasıyla düşünme gerçekleşir. Dil konusunda çok değişik kaynaklarda çok değişik yaklaşımlar karşımıza çıkmaktadır. Nazım, dil ve Türkçe üstüne imzasız Ben, Nazım Hikmet gibi değişik adlarla 1934 yılında yazılar yazar. Bu konuda en eski yazısını 1929’da yazar. ‘’

Prof. Dr. Keseroğlu sözlerini şöyle sürdürdü; ‘’ Nazım, Orhan Selim takma adıyla yazdığı yazılarda dinci kesimle bir tanışma işine girer ve birçok yazısında; it ürür kervan yürür başlığı altındaki yazılarında kendini temiz Türkçe devrimini denemelerini yazan kişi olarak betimler.  Yüzde yüzü okuryazar olan toplumda birden çok yabancı dillerde bilinir. Kültürde insanın ürettiği maddi, manevi her şeydir. Ulusal kültür deyip yabancı kökenli sözcüklerle kurulmaz. Dil bir insan uydurmasıdır. Bütün diller uydurmadır. Hiçbir dil gökten zembille inmemiştir. Tevrat, İncil yada kuran gibi kutsal kitapların dili de yaşanılan dönemde insan uydurması dillerle kurulmuştur. Her dilin kendi içinde kurduğu kurallar, yapısal özellikler vardır. ‘’ diye konuştu.

Panelde ‘Merhaba İnebolu, Merhaba Anadolu’ konudan bilgileri aktaran Eğitimci Yazar Mehmet Saydur; ‘’ İnebolu’ya 3 Ocak 1921 sabahı çıkan Nazım ile arkadaşı vâlâ, Ankara’dan mürur tezkeresi bekliyordu. İnebolu, değişik dört askeri birliği istihbarat görevlileri, güçlendirilmiş emniyet örgütü, her gün Milli Mücadeleye katılmak için akın akın kaçıp gelen insanların çıktığı, kaçırılan cephaneye yüklü vapur, kayık mavnaların demir attığı kalabalık bir şehir olmuştu.  ‘’

YÜZ YIL ÖNCE KASTAMONU’DAN NAZIM GEÇTİ

‘’ Büyük Usta Nazım, 119 yıl önce bugün doğmuştu. 19. Doğum gününü de 100 yıl önce bugün de 100 yıl önce bugün İnebolu’da kalmıştı. İstanbul’dan kaçıp gelen ve İnebolu’da mürur tezkeresi bekleyen yüzlerce insan arasında kendilerine ‘Spartakisler’ denen Vehbi, Nafi Atuf ve Sadık Ahi gibi kimselerin bulunduğu ve sosyalizmi savunan bir grupla tanıştı. Özellikle Sadık Ahi, Nazım’ı oldukça etkiledi. Genç şairlerin kafası allak bullak oldu. Nazım’ın sonrasında edineceği dünya görüşünün ilk tohumları böylece İnebolu’da atıldı. Üç hafta kaldıkları Anadolu’nun kapısı bu ilçenin Apraştepe’sinde vâlâ ile yazdıkları ‘İnebolu’ adlı şiiri akşam Gençler Kulübü defterine geçirdi. İnebolu’dan yola çıkmadan yün çorap, külot ve pantolon aldı. O güne kadar giydiği fesi çıkardığı ve birde kalpak alarak ilk kez İnebolu’da giydi. Yürüyerek üç gün süren yolculuğunda ‘Yol Türküsü’ adlı şiiri kaleme alarak Anadolu içlerine dalmanın, Mustafa Kemal’e gitmenin sevincini dizelere döktü. ‘’

YÜZ YIL ÖNCE BUGÜN NAZIM HİKMET

Yüzyıl önce bugün (4 Ocak 1921) İnebolu Karadeniz Otelinin genç konukları saat on dolayında uyandılar. Çorba içtikten sonra ilk iş şehri tanımak için gezmek oldu. Kayıktan inip toprağı öptükleri yarbaşı’nda  onlarca İnebolu Gençler Birliği’ne gitmeleri önerilerek bina gösterildi. Sonrasında Atatürk’ün Şapka Devrimi söyleyişini vereceği mekan olacak bu binaya gittiler ve ulusal kurtuluşçu gençlerle tanıştılar. Hemencecik oluşuveren kaynaşmanın ardından yeniden şehri gezdiler. Nazım ailesine bilgi vermeden gelmişti. 5 ocak günü kahvaltıyı çorba içerek yaptıktan sonra ilk işi postaneye gitmek oldu ve üzerine ‘’ Souvenirde ‘ İnepoli’ yazılı bir posta kartı alıp ailesine mektup yazıp gönderdi. Yüzyıl önce 3 Ocak’ın şafağında yeni yılın ilk günü İstanbul’dan yumurtacı taciri kılığıyla iki genç yenidünya vapuruna bindi. Yüzyıl önce 3 ocak’ın şafağında Cide’nin Kerempe Burnu’ndan İnebolu’ya yöneldi. Vapurun yolcuların arasında İstanbul’dan kaçan Harbiyeli öğrenciler ile önemli bürokratlar, şair ve yazarlar çeşitli kılıklar içinde İnebolu üzerinden Anadolu’ya isyanına katılmaya gidiyorlardı.  O yarbaşı sahilinin toprakları sahilinin toprakları ki Erzurum’dan Musul’a Antep’ten İzmir’e Anadolu toprağının temsili örneği. Ey koskoca Anadolu Sana geldim!. Merhaba! Denilen ilk toprak ilk adım.  O günlerde Anadolu’nun tek giriş kapısı olan İnebolu’ya Ankara hükümeti sık kalbur yani süzgeç koymuştur.  ‘’ dedi. Ayrıca, Mertcan Karacan da panelde Nazım Hikmet’in ile ilgili hikâyeleri paylaştı.

DEĞERLERİMİZ İNEBOLU’YU TANITACAĞIZ

İlçe Kaymakamı Ahmet Vezir, programdan sonra yaptığı konuşmada; ‘’ Bu tarz programların İlçede gerçekten olması lazım, çünkü İnebolu’yu biz bu şekilde lansa etmeliyiz. İnebolu’yu biz dışarıya da  bunlarla tanıtmalıyız. Bunlar bizim en büyük değerimiz, en büyük hazinemiz. İnebolu’nun tanıtımı tarihi ile de turizmle de hepsi ile olur. Onlardan da daha önemlisi bu güzel değerlerimizle olur. Bu güzel program için İnebolu Kültür ve Sanat Derneğine ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum.’’ Dedi.

İnebolu Kültür ve Sanat Derneği Başkanı Hasan İlyasoğlu; ‘’ Değerlerimize sahip çıkmalıyız. Bu günümüzü onlara borçluyuz çünkü. Bir nebze olsun borcumuzu ödemeye çalışıyoruz biz. Kışlık kıyafetlerimiz içerisinde bu karda kış da üşüyoruz. Bu karda kış da evinden çıkıp ölüm pahasında yollara düşen ve yürüyerek Kastamonu ve Ankara’ya cepheye gitmenin nedeni ne olabilir.? Mustafa Kemal’in ordusuna katılmanın tek nedeni Yurtseverlik, Vatanseverlik, Özgürlük ve Hürriyet aşkı değil midir? Yoksa bazıları gibi işgalcilere ve işbirlikçi padişaha övgü dolu şiirler yazan bir eli yağda bir eli balda yaşar giderdi. Nazım Hikmet’i 101. Yılında saygı ve sevgi ile anıyoruz. İyi ki Doğdun Nazım Hikmet.’’  diye konuştu.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan duru
Hasan duru - 2 yıl Önce

Değerli gazeteci kardesim her kişinin sözlerini noktasına kadar yazmissin da oturumda tek nazima dair şiir okuyan kişi hasan duru hk tek kelime etmedin hayirdir cevap beklerim

SIRADAKİ HABER