İnebolu Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Gamze Gül Yazar, mantar zehirlenmelerine dikkat çekti.

Ekim ayıyla beraber dört bir yandan mantar zehirlenmesi vakaları da gelmeye başladığını belirten Dr. Yazar “Özellikle ilkbahar ve sonbahar ayları gibi yağışların bol olduğu, dolayısıyla daha fazla mantarın yetiştiği mevsimlerde daha sık görülen mantar zehirlenmesi ölümcül sonuçlar doğurabiliyor. Zehirli mantarların tadı, rengi, kokusu yenilebilen mantarlarınkinden farklı değildir. Bu nedenlerle zehirli ve yenilebilen mantarlar birbirinden ayırt edilememektedir. Ağaç diplerinde yetişen mantarların zehirsiz olduğu, mantarı yoğurtla yemenin zehirlenmeyi önlediği, zehirli mantarların iç kısmının koparılınca mavileştiği ve kurutulmuş mantarların zehirlemediği gibi bilgiler kesinlikle doğru değildir. ‘’ dedi.

PEKİ, MANTAR ZEHİRLENMESİ NASIL ANLAŞILIR?

Terleme, ateş, yüz ve boyunda kızarma, ağızda metalik tat, kol ve bacaklarda şişme ve karıncalanma, baş dönmesi, solunum güçlüğü, nabızda artış, halusinasyonlar, karın ağrısı, kusma ve ishal gibi belirtiler gelişebilir, bunların sonucunda da karaciğer yetmezliği, böbrek yetmezliği ve koma hali hatta ölüm bile görülebilir.  Mantar zehirlenmesinden şüphelenen kişi veya kişiler mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna (mantar yiyen diğer bireylerle birlikte) başvurmalı ve bu kişilerde tedaviye erken dönemde başlanmalıdır.

Zehirlenmenin önlenmesindeki tek çare; doğal alanlarda yetişen mantarların kesinlikle yenmemesi ve mantar tüketilmek istenen durumlarda ise bandrolü ve son kullanım tarihi uygun olan kültür mantarının tercih edilmesidir.’’ diye konuştu.