9 Haziran’ın, Kurtuluş Savaşı’nda İnebolu halkının yazdığı kahramanlık destanını simgelediğini ifade eden Salcıoğlu,“Kadınlar, yaşlılar ve çocuklar, cephedeki askerlerimize mühimmat taşıyarak eşsiz bir fedakârlık göstermiştir. Bu tarihi fedakârlığı rahmet ve minnetle anıyoruz” dedi.
Salcıoğlu yaptığı açıklamada şunları ifade etti:
“9 Haziran… Vatanımızın kurtuluş mücadelesinde İnebolu ve çevresinin yazdığı şanlı tarihi bir kez daha onur ve gururla hatırlıyoruz. Büyük bir irade ve fedakârlıkla, erleri, evlatları ve babaları cephede düşmanla göğüs göğüse çarpışmakta olan kadınlar, yaşlılar ve çocuklar; tüm yokluklara, zorluklara rağmen büyük bir fedakarlık ve vatan sevgisiyle cepheye mühimmat taşımışlardır. Bu eşsiz fedakârlıklarıyla tarih yazan ecdadımızı saygı ve rahmetle anıyoruz.
İnebolu’dan başlayıp, Anadolu'nun kalbine kadar ulaşan İstiklal Yolu, yalnızca bir lojistik güzergâhından ibaret değildir; aynı zamanda Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık iradesinin bir simgesidir. Bu kadim yol, istiklalimizin ve özgürlük ruhunun canlı şahididir.
Bugün, İnebolu’nun geçmişten gelen bu değerli mirasını yalnızca yılda birkaç gün anmak yerine, “Müze Kent İnebolu” düşüncesiyle 365 gün yaşayan bir kültür, tarih ve hafıza kenti haline getirmenin hem geçmişimize hem de geleceğimize dair çok önemli bir sorumluluğumuz olduğuna inanıyoruz.”
ÇANAKKALE ÖRNEĞİ İLE “MÜZE KENT İNEBOLU” DÜŞÜNCESİ VE POTANSİYELİ
“Nasıl ki Çanakkale, bir direniş destanını anlatan simge bir ulusal hafıza merkezi haline geldiyse, İnebolu da aynı şekilde “İstiklal Yolu’nun, bağımsızlığın ve fedakârlığın merkezi” olarak anlatılmalıdır. Zengin tarihimiz, mimari yapılarımız, kahramanlık hikâyelerimiz ve İstiklal Yolu üzerinde yaşanan büyük destan, modern bir müzecilik anlayışıyla sergilenmeli ve kentimizin tarihi anlamda değer taşıyan her bir köşesi, yaşayan bir açık hava müzesine dönüştürülmelidir.”
BU HEDEF, GERÇEKLEŞTİRİLEMEZ YA DA ULAŞILMASI GÜÇ BİR İDEAL DEĞİLDİR
“Yıllar içinde bilinçsizce yapılan büyük tahribata rağmen İnebolu, hâlâ bu büyük destanın izlerini önemli ölçüde taşımaktadır. Başlangıçta; bilimsel, akademik, fiziksel ve toplumsal gerçeklerimizi göz önünde bulundurarak, sağlam ve uzun vadeli bir planlamayla yorulmadan bu hedefi gerçekleştirme potansiyelimiz ve imkânımız vardır. Yeter ki gerekli farkındalığı sağlayıp harekete geçebilelim.
Bu çerçevede, Heyamola Derneği olarak hazırladığımız raporu yakında kamuoyuyla paylaşacağımızı belirtmek isteriz. Şimdilik, öncelikli olarak neler yapılabileceğine kısaca değinmek istiyoruz:
1- Tarihi binaların, “Müze Kent İnebolu” kapsamında, güçlü bir şekilde hikâyemizi anlatan müze ve kültür merkezlerine dönüştürülmesi,
2- İstiklal Yolu Milli Parkı’nın işlevsel hâle getirilmesi,
3- Yıl boyunca düzenlenecek eğitim, belgesel gösterimleri ve sanat etkinlikleriyle kentin tarihi hafızasının canlı tutulması,
4- Yerel halkın ve gençlerin sürece etkin katılımının sağlanması,
5- El sanatlarının ve kültürel değerlerin yeniden canlandırılarak turizme entegre edilmesi,
6- Cephane naklinin ve sahildeki organizasyonların anlatılacağı bir açık hava müzesinin kazandırılması.
Tüm bu çalışmalar, yalnızca İnebolu’nun gelişimine katkı sağlamakla kalmayacak, aynı zamanda Kastamonu turizminin gelişiminde lokomotif rol üstlenerek, ilimize ve bölgemize önemli katkılar sağlayacaktır. Ayrıca, ülkemizin kültürel mirasına, turizm potansiyeline ve vizyonuna da büyük değer katacaktır.
Bu çalışmalar elbette birden bire gerçekleştirilebilecek kolay uygulamalar değildir. Ancak hakkıyla hazırlanmış projelerle, bir - beş ve on yıllık programlar dahilinde ideal hedefe ulaşmak hiç de zor olmayacaktır.”
İSTİKLAL YOLU, YÜRÜYÜŞ ORGANİZASYONU VE KALICI DEĞERLER
“Her yıl kamu öncülüğünde yapılan “İstiklal Yolu Yürüyüşü” elbette kıymetli ve anlamlıdır. Ancak yıllardır yapılmakta olan bu organizasyon, İstiklal Yolu’nu anlama ve anlatma açısından kalıcı bir değer oluşturamamaktadır. İstiklal Yolu yılda sadece dört günlüğüne bir kez hatırlanan, yılın geri kalanında unutulan ve kaderine terk edilen sembolik bir değere dönüşmektedir. Bu yaklaşım, hak ettiği değeri tam olarak bulamayan İstiklal Yolu için büyük bir kayıptır.
Bu nedenle, İstiklal Yolu’nun tanıtımı ve korunması için yıl boyunca sürecek projeler geliştirilmeli, eğitim programları düzenlenmeli ve bölge turizmine entegre edilerek sürekli bir ilgi odağı oluşturulmalıdır. Yalnızca anma günlerinde değil, her daim sahip çıkılan bir yol haline getirilerek, gelecek nesillerin de bu şanlı mirası hakkıyla tanıyabilmesi ve yaşatması sağlanmalıdır. İstiklal Yolu’nu gerçek anlamıyla yaşatmak, ona hak ettiği değeri yılın 365 günü vermekten geçmektedir.
Biz diyoruz ki, gerekirse her yıl sadece bir kerelik bir yürüyüş için önemli sayılabilecek bir miktarda harcama yapmak yerine, kamunun ve yerel yönetimlerimizin enerjisi ve kaynakları, İstiklal Yolu’nun ve İnebolu’nun kalıcı olarak bir kültür rotasına, milli bir hafıza parkına dönüştürülmesi amacıyla kullanılmalıdır. İstiklal Yolu, tarihi ve kültürel özellikleri korunan sürekli bakımlı bir yol olarak, günübirlik ziyaretçi bilgi alanları, yürüyüşçüler için yönlendirici ve bilgilendirici tabelalar, dinlenme alanları, bilgilendirici ve eğitici dijital uygulamalar, sürdürülebilir turizm altyapısı, rehberlik ve güvenlik hizmetleriyle sürekli yaşatılmalı, yeni nesillere güçlü bir şekilde aktarılmalıdır. Bu tarihi yolun korunması ve yaşatılması, ancak güzergah üzerindeki ekonomik ve kültürel canlılığın sürekliliğiyle mümkündür.
Bu vesileyle, İnebolu’yu ve İstiklal Yolu’nu “Milli Hafıza Merkezi” olarak geleceğe taşımanın hem geçmişimize vefa hem de geleceğimize yatırım borcumuz olduğu gerçeğinden hareketle; tüm kurum ve kuruluşlarımızı, STK’larımızı, gönüllülerimizi bir ortak gayede birlikte çalışmaya davet ediyoruz.
Heyamola Derneği olarak; başta büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, İnebolu ve İstiklal Yolu’nda emek vermiş, canını vermiş tüm ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyor; vatanımızın kurtuluş destanının önemli bir simgesi olan 9 Haziran’ı ve İstiklal Yolu’nu her daim canlı tutmak için üzerimize düşeni fazlasıyla yapmaya söz veriyoruz. Saygılarımızla,”