Derdimiz İnebolu

İşyerim burada, evim burada, eşimiz dostumuz burada,

İnebolu’da doğduk, İnebolu’da doyuyoruz.

Şimdiye kadar yazdıklarımızdan özel hiçbir şey istemedik, bu böyle biline.

İlçenin menfaatine ya da zararına olacağını düşündüklerimizi kaleme alıyor,

Kamuoyunun masasının üzerine bırakıyoruz, eğri anlayanda var doğru anlayanda,

Geçen hafta “İnebolu Bunları Hak etmedi” başlıklı köşe yazım yayınlandı.

Şimdiye kadar görmediğim bir teşekkür telefonu geldi. Ve büroma ziyaret oldu. 

İnsanlar korkuyor açık açık yazmaktan, kimseden böyle bir şey de istemiyorum.

Birçok Ak Partili de dâhil İnebolu için duyarlı olan herkes yazdıklarımdan dolayı teşekkür etti. 

Meğer ne kadar çokmuş dile getirdiklerimin yapılmamasından rahatsız olan,

Meğer ne kadar çokmuş memurları doktorları idarecileri rahatsız edene kızan,

Meğer ne kadar çokmuş İnebolu’nun gerilemesinden rahatsızlık duyan,

Meğer ne kadar çokmuş eğitimdeki erimeden, öğrencilerin azalmasından, cezaevinin kapanmasından, köylerdeki göçten rahatsız olan,

Ne kadar çokmuş eski kaymakamı seven, saygı duyan, örnek gösteren, insanlığından söz eden,

Herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum, İnebolu bizim, başka İnebolu yok.

Gazeteme teşekkür edenlere, yazıya imza atıp Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanlığı ve Kastamonu Valiliğine göndermek için birlik olanlara teşekkür ediyorum.

Arada yok mu yazdıklarımıza itiraz eden, böyle yazamazsın diyen, elbette var,

Yazdığım konunun özünü unutturup, konuyu dağıtmak isteyen ve siyasete çekmek isteyen elbette var,

Elbette sorduğu sorulara kendisi bile inanmayıp, eline uzatılanı yazanlar var.

Özellikle bir ekip var ki, akıllara zarar, işi gücü nemalanmak,

Bir bakıyorsun park ihalesi var adı orada geçiyor, otel ihalesi var adı orada geçiyor, sanayi arsası var adı orada geçiyor, oda seçimi var hemen oraya zıplamış,

Pazaryerinde kendine özel ihalesiz verilen bürosundan bana yazmış, Cemal İlyasoğlu bunları da yaz.

Güya sahip çıkıyor birilerine, kendi yolunu tutmuş Cemal İlyasoğlu’na da yol gösteriyor.

Bir arkadaşımız demiş ki şimdiye kadar niye yazmadın. Yazdım.

3 Yıl önce- 2 yıl önce, 1 Yıl önce yazdım. Ama devleti sevmeyen güruh, art niyetli ve provokatör ilan edildim. Felaket tellalı ilan edildim.

Ne ilan ederlerse etsinler. Her zaman yazıyorum ve yazacağım da.

Ben siyasetin dışında tutuyorum yazdıklarımı, onlar hala 31 Martın gerisinde kalmışlar. Ya da göze girmek istiyorlar.

Bana ne sizin Engin Uzuner düşmanlığınız. Bu beni ilgilendirmiyor.

İnebolu bitmiş çarşı esnafı sanayi esnafı kan ağlıyor, ben ona bakıyorum. Geçtiğimiz yaz şimdiye kadar yaşanılan en kötü yaz mevsimiydi. Geçtiğimiz kış en kötü kış mevsimiydi.

 İlçenin ekonomisi bitmiş ben ona bakıyorum. Sizin başkaları ile siyasi çekişmeniz beni ilgilendirmiyor.

Ak parti Gençlik Kolları Başkanı Emrah Nalbant dile getirdiğim İnebolu sorunları ile ilgili şöyle yazmış;  Yazdığın bu ilçe sorunları yalan ve iftira. İlçenin sorunlarını sözde memleketi savunuyorum diye türlü yalanlarla, iftiralarla ve oyunlarla haber yapmaya çalışıyorsun. Bu ilçede böyle sorunlar yok.

Hatta benim sormadığım bir konuyu bana soruyor, Sayın Cemal İlyasoğlu o gece kaymakam   nerede olduğunu sorguluyorsunuz ya şimdi bende size soruyorum o gece siz neredeydiniz?

Ben isterdim ki öncelikle 15 Temmuzda fetö davasından ihraç olan cezaevine atılan Bozkurt Abana, Doğanyurt, Küre kaymakamlarını düşünerek böyle bir yazı yazılsaydı.

Ben isterdim ki o soruyu bana soracağına, daha önce İnebolu’ya gelen ve Fetö davasından ağırlaştırılmış müebbet alan Tuğamiral Faruk Bal’ı ilçe kaymakamı Kastamonu’da makamında ziyaret etti mi, onunla fotoğraf çektirdi mi, o fotoğrafları sosyal medyada yayınlayıp 15 Temmuz 2016 dan sonra geri çekti mi, ona sor.

Benim nerede olduğumu merak ediyorsan biraz araştır görürsün o gece nerede olduğumu.

YORUM EKLE