İstiklal Gemisi

Dönülmez akşamın ufkunda olanlar anlayamaz; bazen bir gemi bir memleketin kurtuluşunun meşalesidir...

19 Mayıs tarihini hatırlamak istemeyenler anlamaz; Milli Mücadele ruhunu, o ruhun yaktığı ve küllerinden bir devlet doğuran tatlı sancıyı...

Bazen bir gemi, diğer türlerinden öyle bir ayrılır ki; yükü istiklal oluverir... Hele üzerinde taşıdığı yükün makus talihine hatırı sayılır bir şamar indirmek üzere olan kudret olduğunu biliyorsa; ucunda varacağı limanın iskelesine atılan ilk adımın bir milletin, koca bir Anadolu'nun gözyaşını topyekun bir direnişle sevinç gözyaşlarına vesile olacağını biliyorsa... O gemi; kutsaldır... Anlamak istemeyenler anlamaz!

Bazen bir gemi; bir memleketin kaderini, kapkara kağıda yazılmış çürüme reçetesini ta orta yerinden "caarrtt" diye yırtıp atıverecek bir misyonu yük edinir de bazı ahmaklar hala söylenedururlar köşelerinde... Ama o gemi (battı batacak hayalleri kuran binlerce ahmak zavallının şaşkınlıktan yuvalarından oynamış irileşmiş gözlerinin içine içine sokularak) varması gereken limana sağ salim gelir... Ve bir memlekete istiklal, özgürlük ve Cumhuriyet diye bir erdem getirir...

Cumhuriyet ile hesabı olanlar anlamaz... Ama o gemi, bu milletin bugününü borçlu olduğu direnişin sembolüdür... Bandırma! Nam-ı diğer; İstiklal'dir...

Anadolu'nun işte o kara günlerine işte tam da benim memleketimin vefakar ve cefakar dedelerinin, ninelerinin, kadınlarının, gençlerinin, kızlarının ve çocuklarının omuzlarında; kayıkla kağnının destanını yazan ecdadımın efsanesi bir güneş gibi doğmuş, Anadolu Kurtuluş ve Cumhuriyet destanının en önemli sayfalarının yazılmasına omuz vermiş, şehit vermiş, can vermiş, kan vermiştir... Bazı kansızlar anlamaz!

İstiklal adlı geminin yaktığı meşaleyle aydınlanan ve tek bir vücut olan Anadolu şahittir ki; kayıkla kağnının destan yazdığı İnebolu şimdi kendi istikbali için adımlar atıyor... İstikbali saraylarda, hanlarda hamamlarda istiklal hıncıyla yaşayanlar anlamaz... O yüzdendir ki; İnebolu dün akşam limanına sokulan o gemiye çok şey yüklemiştir... O geminin yükü de tıpkı İstiklal Gemisi gibi ağır, üstündekilerin mesuliyeti 19 Mayıs'ta Samsun'a ilk adımı atanların attığı adım kadar değerlidir... Her adımı çoktandır kararmış beyinlerinde binbir değişik anlam yükleyerek kirletenler anlamaz... Ama İnebolu, ilk defa kendi iradesinin arzu ettiği hayalini söke söke almış ve limanına demirlemiştir... O gemi İstikbal'dir...

Küçümseyenler, gizli gizli bir köşelerden izleyenler ve bıyık altı gülümseyenler anlamazlar...

Anlayamazlar çünkü; onlar hazır vatana konan soydandır... 

Anlayamazlar çünkü; onların hakikatleri malumdur...

İnebolu, yıllardır, "Oturun oturduğunuz yerde" diyenlerin güdümünden çıkmış, kendi mecrasını, yolunu çizmeye karar verdiğini bu gemiyi (herşeye rağmen) limanına getirerek ilan etmiştir... Anlayan anlar...

Şu yazdıklarımı da şerre, farklı yerlere yoranlar olacaktır...

İstiklal gemisi Samsun'a çıktığında da aynı şeyler yapılmıştı... "Üç beş maceraperest işte!" denilerek... O üç beş maceraperestin mirası üzerinde şımarık mirasyedi zengin bebelerinin, dış mihrak yalayıcıların inadına bu memleketi kurtaran irade o gemiyle, o mirasyedilere de vatan olan bu kara bahtlı Anadolu'yu karanlıktan çekip çıkartıvermişti... 

144 yıllık yakın tarihi boyunca İnebolu hep bir milat beklemiştir...

O milat, kaderi diye yazılmış reçeteyi yırtıp atacağı gündür... Küçük hesaplar peşinde olanlar anlamaz... İnebolu, küçük hesaplı büyük abilerin avucunun içinden dün akşam kurtulmanın ilk hamlesini yapmıştır.

İşte, 7 Kasım akşamı saat 18:30 sularında 7 pare top atışıyla karşılanan gemi sadece bir gemi değil, İnebolu için İstikbal Gemisi'dir...

Umarım İnebolu bunu farkeder, umarım o gemiyi İnebolu'ya taşıyanlar, mücadelesini verenler de bu ruhun farkında olarak İstikbal'in anlam ve önemine binaen bizleri hayal kırıklığına uğratmazlar...

Hoşgeldin İstikbal...

Hoşgeldin yarın!

bets10 - betsidney - betsmove - betticket - betvole

YORUM EKLE