FARKINDA OLMADIĞIMIZ NEDİR?

Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşayan bizler, bu güzelliklerin acaba ne kadar farkında oluruz.

  Doğal güzelliklerinin farkında olan bazı uluslar neredeyse tüm ulusal gelirlerini doğal güzelliklerden oluşan doğa turizmine dayandırırlar.

  Üç tarafı denizlerle çevrili, Toroslardan, Kaçkarlara, kaz dağlarına, denizlerimizden sıfır noktasından başlayarak zirveye ulaşan güzergahta doğa tüm çeşitliliği ile dünyanın başka bir yerinde olmayan çeşitliği sunmuştur bu topraklara, dolayısı ile bizlere, Endemik bitkilerden özeklere, çaylara, derelere, göletlere, hatta en önemli ırmakları ülkemizde görmek mümkündür.

Tabi bunlara bağlı olarak ta

tüm doğal zenginlikleri.

Bizler bu varlıklarla içi içe yaşarız, ancak bu güzellikleri başkaları ile paylaşıp ekonomik değer yaratma konusun da nedense gereğini yapmakta oldukça gecikmişizdir, bunun altında yatan gerçekler elbette çeşitlidir.

  Hala geçimini sadece tarladan sağlayan için gölet sadece sulama içindir. Ormansa ağaçları kesilip yakmak ya da ticari kazanım elde etmek içindir. Bu feodal dönemde vazgeçilmezlerdendi doğal olarak, ancak bu gün insanlığın geldiği nokta bunun çok ötesindedir. Hala farkında olmadığımız bu olsa gerek,  aslında aynı değerlere artı katacak çok şey var. Dünya nüfusunun artması kentlerin birer taş yığını haline dönüşmesi doğanın bir parçası olan

insanları doğa özlemiyle doldurur.

   Bu nedenledir ki sahibi olduğumuz bu zenginlikleri artık kullanma zamanıdır.

Bu konuda bu alanda proje üreten ve yatırım yapmak isteyenlere kamu yönetenleri en büyük desteği verirken çevre sakinleri de her türlü güvenceyi vermelidirler. Çünkü yapılan yatırım o köye, ilçeye, İl’e verilmiştir ve ortak değerdir. Bir şartla, doğayı tahrip etmeden. Tüm bunları yazma nedenim geçtiğimiz aylarda şile de gelişen bir olaydır. 

  Bundan üç yıl önce tüm zorluklara rağmen var edilen Karamandere Saklı Cennet mesire alanı üzerinde bir takım oyunlar oynanıyor. Yetkililerden şahıslara kadar herkesin bir şekilde diline dolanmış. Ya alanı alacaklar, ya da onlarda olsa farklı şeyler yapacaklar, kendi köyü için bin bir uğraşla saklı Cenneti ortaya çıkaran işletmeci Ersin Kartal’ ı nasıl devre dışı bırakıp geçip başına oturabiliriz gibi, bir çok beyinde planlar yapılıyor. "Yiğidi öldür hakkını yeme" sözün den yola çıkarak, 35 yıllık bir mazisi olan bu yerin hiç kimse tarafından dikkati çekilmeyip, yıllarca emeğini ve birikimini oraya yatıran birine de saygı duyup destek olunması gereken yerde köstek olunuyorsa ne insanlığa, ne İslam’a ne de ahlaka uyar.

   Bu iki aylık süre içinde bir sürü senaryolar yazılmasına rağmen, tek başına halen dahi mücadele verip, hiçbir tahrike kapılmadan yalnızca adalete güvenen, Ersin Kartal'ı sadece tebrik etmek gerekir. Şile'ye turizm adına çok şey kazandıran, birçok kişiye iş olanağı sağlayan örnek bir işletmeyle yola çıkan Ersin Kartal ne yazık ki gerekli desteği alamadı. Destek verir gibi gözükmeleri de hoş olmamıştır.

   Köy tüzel kişiliği ile Ersin Kartal arasında yapılan sözleşmede “Ersin Kartal işletmeci kalmak istediği sürece başkasına verilemez” ibaresi olmasına rağmen nasıl oluyor da muhtarlık, kendi köyünün çocuğunu dışlayarak yüzdelikle köy dışından birilerine pazarlamaya çalışır?

   Tabii iddia bunlar, doğruysa yazık.

    Muhtarlık eline almış bir değnek Şile’de istediği yere, istediği şekilde suçlamalarda bulunuyor. Yalan yanlış iddialarla hem kamuyu, hem de kolluk kuvvetlerini oyalayıp duruyor.

  Hiç kimse de dur demiyor, insanları karalamak bu kadar kolay olmamalı. Biz bu sayfalardan hiç kimsenin borazanlığını yapmak gibi bir derdimizde yok.

Fakat olayları ve tüm detayların yakın tanığı olarak bu kadar haksızlığa

göz yummamız bizim ayıbımız olur.

  Her defasında haklıdan yana tavır alan Yıldız  Haber, bu olayda da haksızlığa uğramış bir kişiye sırtını dönmesini de hiç kimse bekleyemez.

"Kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma" diye bir atasözü vardır.

Peki soruyorum size yıllarca mücadele ve emek verip ortaya çıkardığınız bir alanı her önüne gelen bir şeyler söyleyip, arkanızdan bir takım oyunlar çevrilmesi sizde nasıl bir izlenim bırakır,

psikolojinizi nasıl etkiler? 

Yazımın girişinde belirttiğim gibi doğal zenginliklerimizi kullanma zamanıdır.

Bölgemizin insanı yoksuldur.

Bu yoksulluğu ortadan kaldıracak yatırımları küçük çıkarlar uğruna sekteye uğratmayalım…

Sevgiyle kalın….

YORUM EKLE