Turizm için Ne Yapıyoruz

İnebolu’da Turizm için Ne Yapıyoruz

“Ne oluyor İnebolu’ya”

2,5 aylık yaz mevsiminde ki ilçe nüfusunun geçen yıllara oranla daha da geriye gittiğini herkes görüyor.  Esnaf ziyaretleri sırasında herkesin dile getirdiği aynı şey, “Ne oluyor İnebolu’ya” oldu.

Karamsar tablo çizmek istemiyorum ama görünen köy kılavuz istemez.

Turizm denilince akla deniz doğa tarih kültür gibi kelimelerin oluşturduğu etkinlikler çalışmalar lobiler geliyor.

Bu etkinliklerde seçilenler ya da atanmışlar üzerine düşeni yapsa yetiyor aslında.

Tabii ki bu konuda turizm pastasından ekmek yeme gibi bir derdimiz var mı yok mu?

Bu belirsiz.

İlçemize gelen herkesin ziyaretine gittiği gidebileceği ve merak ettiği bir sürü ilçemizin değeri olabilecek yer var.

Mesela, yıllardır Geriş Tepesine el atmadık. Resmen eski başkan Fikret İşeri’den sonra kendi kaderine terk ettik manastırı.

Mesire alanı olarak övündüğümüz reklamını yaptığımız bu yerin temizliğini dahi yapmadık yıllardır.

Sümele Manastırını 6-7 günlük bayram tatillerinde 30 bin kişinin ziyaret ettiğini unutmamalıyız.

Çıkaramaz mıydı İl Özel İdaresinden veya Turizm Bakanlığından Pınarbaşı’ndaki kanyon veya şelaleye ayrılan payın yarısı kadar bütçeyi turizm komisyonu başkanlığı yapanlar. 

   Vali Mesut Yıldırım’ın toplantısında dile getirdiğimiz, ilçe turizmine katkı sağlayacak çevredeki birçok ilçede bulunamayan Sakalar Köyündeki 8 metre yüksekliğindeki Gürleyik Şelalesini görmeye bile gitmedi, turizm konusunda yetersiz olan etkili ve yetkili kişiler.

   Mesela, Kel Seymen Tepesi ile ilgili bilgiyi yazılı olarak bizzat kendim verdim Kaymakam Atasoy’a, geldiği ilk günlerde. Belki bir şeyler çıkar diye. Hatta haberinin ve bilgisinin olmadığını belirtmişti o gün.

  Kel Seymen Tepesini mesire alanı olarak dönüştürme kararını aldıran cenah, gözlerden uzak kapıların arkasında günlerce kiracı aramışlar çalıştıracak. Fakat kimsenin haberi olmamış, Kendilerinin de.

  Taki Vali Mesut Yıldırım’ın Türk Ocağında ki toplantısına kadar. 

Herkese duyurarak ihaleye çıkarsaydınız, güzel, örnek, tarihi bir tepe olsaydı, çalıştıracak işi bilen bir kiracıya oraya kafe açma şansı tanısaydınız, Abana’daki Kent Ormanını katlasaydı, kötümü olurdu.

    Ama, anladım ki o toplantıda, birileri, kendi siyasi rantları için ilçenin geleceği ile oynuyor. Kel Seymen Tepesi ihaleye çıkarılmış, kimsenin haberi yok kendilerinin de.  

Sonuca baktığınızda ihalesi saklanan Kel Seymen Tepesi’ne kiracı bulunmadığı için dosya masanın en altına konuluyor ve tanıdık yandaş ya da partili biri bulunana veya talep edene kadar bekletilecek galiba. Aynı oyuna, atanmışlar ya sesini çıkarmıyor ya da çıkaramıyor, diye düşünüyorum.

Yıllardır atıl durumda olan sahile yakışmayan ve defalarca gazetemize konu olan ve en sonunda İhaleye çıkan Orman Kampı kötümü oldu. Kaç tane İnebolulu genç ekmek yiyor orada. Neredeyse sahilin yüz akı oldu burası. Açıldığı günden bu yana ful çektiği belirtiliyor.

  Siyaset cesaret işidir derler.

   Adam vermiş zamanında fıstık gibi tarihi eserimiz olan Boyran Kalesi’nin duvarının dibini yandaşına. Ev yap kat kat demiş cesaretlice, bırak ilçenin tarihi değerini eserini, bana oy verirsin, müridlerini de bana yönlendirirsin yeter.

  Ve tarihin ve tarihsel yapının anasını bellemiş. Kılıfına uydurmuş kitabın.

  Kaybetmiş insanların gözünden Boyran Kalesini. Ne İnebolu’nun tarihini düşünmüş nede geleceğini.

  Ancak şimdiye kadar cesaretli siyasetçi giremedi APAŞ TEPESİ altına ve Boyran Kalesi içine.

  2008 yılında da söylemiştim o günün belediye başkanına Boyran Kalesinin çok değerli olduğunu

  Bu günde söylüyorum Apaş Tepesinin altına girilmeli artık. Gün yüzüne çıkarılmalı buralar.

   İl Özel İdaresinden veya Turizm Bakanlığı’ndan bölgenin değerini ortaya çıkaracak girişimlerde de bulunmadılar siyasi erkin başında olan kişiler.

Çıkarılsaydı ortaya tarihi Apaş Tepesinin altındaki kent, girilseydi kalenin içine ve dehlizlerin ne işe yaradığı, nereye uzandığı belirlenseydi, Sinop ve Boyabat Kalesi gibi ziyaretçi patlaması yaşasaydı burası kötümü olurdu. 

Buradaki çalışmaları birçok arkeolog grup yaparken, ilçe tarihini merak eden binlerce insan yıllar boyunca bu alanı ziyaret edecek. 

 Demiştik ya siyaset cesaret ister. Proje ister. Çalışmak ister. Ama…

Nasıl olsa Reis’in gücüyle götürüyoruz işi.

Deniz Turizmi mi dediniz.

Bildiğim kadarı ile 10 yıldır denize sahile turizme dair bir şey görmedik Özel İdareden, Turizm Bakanlığı’ndan ve denizlerden sorumlu Ulaştırma Bakanlığından.

Sahile göstermelik yapılan ve hemen dağılan çok küçük 2 mahmuzdan başka.

Cide, sahilindeki WC yi bile özel idareye yaptırırken, Abana, sahili için özel projeleri kabul ettiriyor siyasal iktidara.

   Cide, İller Bankası ve Kültür Bakanlığının desteği ile lağımını ve evsel atıklarını denizin altına borular döşeyerek 1.800 metre denizine gönderirken, İnebolu’da ki aynı partinin etkili ve yetkilileri sahile denize ve turizme katkı sunacak böyle bir proje çıkarmak yerine, Boyran’da denize giden lağım sularının sorumlusu olarak belediyeyi eleştirmekten başka bir şey yapmıyorlar.

   Şimdiye kadar ilçenin deniz tarih doğa ve turizm değerlerinin araştırılması işlenmesi gün yüzüne çıkması ve ziyarete hazırlanması konusunda herhangi bir projeyi turizm bakanlığına veya ilgili bakanlıklara ya da bütçe çıkacak kurumlara verildiğini ne gördüm nede duydum.

  Ama bir türlü kapısından müfettiş eksik edilmeyen,  nerede ise yaptığı bütün çalışmalar denetimden geçirilen İnebolu Belediyesi, turizm anlamında ilçemize İnebolu Kent Müzesini kazandırması gerçekten alkışlanması gereken bir durum. Açıldığı günden bu yana 2500 kişinin ziyaret ettiği belirtiliyor.  

Geçtiğimiz gün müzeyi ziyaret eden arkeolog, mimar ve doktor heyetinin ifade ettikleri ortak görüş şu oldu;

Türkiye deki hiçbir ilçede ve hatta birçok ilde bulunmayan bir müzeye sahipsiniz, değerini bilin.

Buraya kazandırana teşekkür ediyoruz.            

 

YORUM EKLE