Madde Kullanım Bozuklukları

İnsanlar yüzyıllar boyunca hem acıyı azaltmak hem de bilinç durumlarında değişiklik sağlamak için çeşitli maddeler kullanmışlardır. Fiziksel veya ruhsal acının etkisini azaltmak veya coşku yaratmak için merkezi sinir sisteminde değişiklikler yaratan çeşitli maddeler hala kullanılmaktadır. Genellikle bu tür maddeler yıkıcı sonuçlar doğursa bile başlangıçta yarattığı mutluluk verici ve hoşa giden etkisinden dolayı kullanımı sürekli hale getirmekte ve bu durum madde kullanım bozukluğuna kadar gidebilmektedir.

Madde kullanım bozukluğu ile ilgili birden fazla başlık bulunmaktadır. Alkol Kullanım Bozuklukları, Tütün Kullanım Bozukluklar vs. gibi ve her biri ayrı ayrı değerlendirilebilir özelliklere sahiptir ayrıca farklı maddeleri içerdikleri için birbirlerinden ayrılmaktadırlar. Ancak bugün genel başlık altında Madde Kullanım Bozukluklarının özelliklerine daha geniş bir çerçeveden bakacağız. Nedir Madde Kullanım Bozuklukları?

Öncelikle madde kullanım bozukluğu; alkol, amfetamin, kanabis, kokain, halüsinojenler, morfin türevleri, tütün mamülleri… gibi belirli maddeleri içermektedir. Bu maddeler, kullanıldıktan bir süre sonra bağımlılık yaratması durumunda, bir bozukluğa dönüşmeye başlamaktadır. Bağımlılık dediğimiz durum; madde arayışı ve olumsuz sonuçlara rağmen kullanıma devam etme ile karakterize edilen kronik, tekrarlayan bir durumdur. Kullanılan maddenin etkileri kişinin genetiğine, yaşam koşullarına, kullandığı maddenin türüne, ve miktarına göre kişiden kişiye değişkenlik gösterebilse bile bağımlılık söz konusu olduğunda aşağıda ki özellikler ele alınmalıdır;

  • Görevlerini yerine getirmede aksama
  • Yineleyici bir biçimde tehlikeli olabilecek durumlarda madde kullanma,
  • Yineleyici bir biçimde, ilişki içinde bulunduklarıyla sorunlar yaşama
  • Maddenin neden olduğu sorunlara rağmen kullanmaya devam etme
  • Tolerans geliştirme,  (yani aynı etkiyi sağlayabilmek için kullandığınız madde miktarını giderek arttırmaya başlamak)
  • Yoksunluk ( madde olmadığında, zorlantı hissi, terleme, titreme, gerginlik, gevşeyememe )
  • Niyetlenenden daha uzun süreli ve daha yüksek oranda maddeyi alma
  • Başarısız kontrol ve azaltma girişimleri
  • Maddeyi elde etmek için daha çok zaman harcama
  • Sosyal aktiviteler, hobiler ve iş aktivitelerini bırakma yada azaltma
  • Maddeyi kullanma konusunda çok güçlü istek duymak gibi belirtilerle karakterize olan madde kullanım bozukluklarında, yukarıda yer alan kriterlerin en az ikisini 12 aylık dönem içinde kendinizde gözlemlediyseniz madde bağımlılığı riskinizin değerlendirilebilmesi için bir uzmanına başvurmanız uygun olacaktır.

Madde kullanım bozuklukları en çok damgalanan bozukluklardan bir tanesidir. Toplum içerisinde pek hoşa gitmeyen adlarla isimlendirilirler. ‘’Bağımlı’’ yada ‘’alkolik’’ gibi terimlerle, insanların muzdarip oldukları bozukluktan daha çok ruhlarına zarar verilmektedir. Okuduğum bir makalede bu durumu şu şekilde tanımlamaktadırlar;  ’’Tarihsel olarak madde ve alkol sorunları tedaviye gereksinim duyma durumundan çok ahlaki bir sapma olarak görülmüştür. Maalesef bu tür yaklaşımlar günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Oysa ki fizyolojik olarak bir maddeye ya da alkole bağımlı olmanın yalnızca kişisel seçim meselesi olmadığına ilişkin yeterince kanıt mevcuttur. İnsanların alkol ve madde kullanımını deneyip denememek konusunda karar vermelerinin kişisel olduğu doğrudur ama bağımlılığın ortaya çıkmasına kişinin nörobiyolojisi, sosyal düzeni ve kültürü de etki edebilmektedir. ‘’

Ek olarak hem genetik yatkınlığa hemde sosyal çevreye bağlı olarak kişi duygularını düzenleme de zorlanıyor olabilir ve bu duygu durumuyla baş edebilmek adına madde kullanımına yönelebilmektedir. Bu döngü içerisinde kişi madde kullanımı davranışını her olumsuz duygu durumunda ya da duygularını düzenleyemediğinde tekrarlamaya gidebilir. Örneğin yaşadığı bir tartışmadan sonra normal duygu seviyesine dönemediği için ve ek olarak genetik yatkınlığı da varsa madde kullanımı davranışına gidebilir ve bu her duygu düzenleyememe durumunda tekrarlamaya müsaittir.

Madde kullanım bozukluğuyla ilgili birçok tedavi yöntemi mevcuttur. Tedavi de en önemli faktörlerden bir tanesi kişinin maddeyi kendi isteğiyle bırakmak istemesi ve bu konuda motivasyona sahip olmasıdır. Bağımlılık zor bir hastalıktır. Bu yüzden de kişi tedavi olmayı kendisi istiyorsa bu büyük bir kazanç olacaktır.

Hepinize sağlıklı haftalar dilerim.

Kaynak: Davison, G. C., Neale, J. M., & Dağ, İ. (2004). Anormal psikolojisi:(Abnormal psychology). Türk Psikologlar Derneği Yayınları.

illegal bahis - bahis siteleri - deneme bonusu veren siteler - canlı bahis - güvenilir bahis siteleri -

YORUM EKLE