Polisiye Yazarlığından Çok Konuşulan Yayınevine Bir Polisin Hikayesi

Polisiye Yazarlığından Çok Konuşulan Yayınevine Bir Polisin Hikayesi
banner13
banner3

İnebolu Postası Gazetesi muhabiri Muhammed Kömeçoğlu Hemşehrimiz olan Polisiye Roman Yazarı Polis Memuru Ali Bayram ile özel röportaj gerçekleştirdi. Kuğulu Park Cinayeti yazarı Polis Ali Bayram‘a merak ettiklerinizi sorduk ve Ortaya kitabı kadar muazzam bir röportaj çıktı.

23 Yıllık Polis Memurluğu hayatında 20 Adet kitap yazdı. Polis Memuru iken Edebiyat Dünyasına kazandırdığı kitapları ile şimdi ise çok konuşulan bir yayınevinin sahibi olup, Türk Polisiye Yazarlarının kitabını yayınlayan Ali Bayram ilginç hikâyesi ile konuğumuz oldu.

Ali Bayram kimdir? Ali Bayram’ın hikayesi bu toplumun neresinde ve nasıl yer alıyor?

1973 yılında İnebolu’da doğmuşum. Altı aylık bebek iken bu sahil kasabasında annemi bir hastalıktan dolayı kaybetmişim. Karaca Mahallesinde Kadriye isimli bir anneye beni emzirmesi için verilmişim. Bir Postacı olan babamın beş tane çocuğu varmış. Biz bir müddet sel sefil bir şeklide yaşamışız. Komşuların yardımlarıyla evde sahipsiz kalan bu çocukların öksüzlüğüne çevredeki komşular tarafından sahip çıkılmış. Babam bakmış ki, bu böyle olmayacak. Yeni bir evlilik yapmak suretiyle beş öksüzün başına üvey anne getirmiş. İşte kaderimizin ve kaderlerimizin değiştiği bu zamanda Üvey Anne elinde ki çileli yaşamımız başlamış. Annesizlik ve çileler beni küçük yaşlarda şiir yazmaya itmişti. Yürek yangını ne yazdırmış ise onların hepsini küçük notlar tutup bir kenarda biriktirmeye başladım.

İnebolu dediniz, çoğu romanlarınızda mutlaka İnebolu’dan bir kesit, toplumun kanayan yaralarını anlatan bölümler okuyoruz. Bunun sebebi bu acılar diyebilir miyiz?

Kastamonu-İnebolu benim ilk nefes alıp, hayatımda ilk defa acıyı tattığım yerdi. Annesizlik, aslında bir çocuk için dünyada ki en büyük kayıptır. Bir çocuğu toplumun ahlakında bir anne en ideal şekilde yetiştirebilir. Ama baba annenin yapabildiğinin onda birini evladına vermesi çok güçtür. Hatırlar mısın? Genç Gazetecimiz biz seninle Küre’nin Ersizlerdere köyünde tesadüfen karşılaşmıştık. O dağın başında ben seni, sen beni tesadüfler içinde tanımıştık.     

 “Hayat tesadüfleri sever de biz tesadüfler karşısında ne kadar dost kalabiliyoruz”

Ortada bir kader var ve biz bu yazılan senaryonun içinde oyuncuyuz. Peki yaşadığımız acılar bir tesadüf ise toplumun kanayan yaralarını görmemezlikten gelemezdim. Onun içindir ki, İnebolu benim acılarımda merkezi bir nokta oynar. Bunun da en güzel örneği Kertik ve Marazın Kahvesi romanlarımdır.

Ali Bayram yaşadıkları ile romanlarında geçen hikayelerin Polislik açısından ne gibi etkileri oldu?

Lise zamanlarında yazdığım şiirlerimi bir kitapta toplamak istedim. Tabi param yok, fakir bir aileyiz. Memur bir baba ve yedi çocuk, haliyle yoksulluk zirvede. Elimde şiirlerimle o günün şartlarında çalmadığım kapı kalmadı. Tabi öğrenci olunca, “Harran’dan doğan güneş” isimli kitabımın basımına izin verilmedi. Hem okuyorum hem pazarda sebze satıyor. Çaycılık yapıyorum ve simit satıyorum. Üvey Annem okumamı istemiyor. Babamda okulda gelen zayıflarımdan dolayı beni dövüyor. Liseyi bitirdikten sonra Babamın zoruyla polis oldum.

“ASİ BİR ADAM İKEN POLİS OKULUNDA EN İYİ MİLLİYETÇİ OLDUM”

Hayatımın dönüm noktası polis okulu oldu. Vatan, Millet, Bayrak bu kutsal değerleri polis okuluna gittiğimde öğrendim. Polis Okuluna gitmemiş olsaydım. Belki de Marjinal bir adam olarak yaşamaya devam edecektim.

Polislik bana kitaplarımda ki hikayelere çok konular kattı. Acılarla yoğrulmuşum, çileli bir yaşamdan sonra şerefli bir mesleğe başlamışım. İşte hayatımın dönüm noktası ile birlikte gerçekten edebiyatın kapısından içeri üniformamla 2012 yılında Aynasız Düşüncelerim isimli kitabımla giriş yaptım.

Takipçi kitlenizin en çok merak ettiği sizin hakkınızda bazı konular var. Mesela Ali Bayram nasıl bu kadar hızlı kitap çıkarabiliyor? Yayınevine nasıl kurdunuz?

23 yıllık meslek hayatımda kitap yazmaktan, medyaya röportaj vermekten hakkımda defalarca kez soruşturma açıldı. 2012 yılında Polislerin kitap yazmasına izin çıktığında benim yayına hazır yaklaşık otuz adet kitap olması gereken dosyam hazırdı. Yazmayı ve kitap okumayı seven bir kişi olarak bu izin ile birlikte her yıl yaklaşık iki kitabımı yayınladım. Yayınevi konusuna gelince 25 yıllık edebiyatın içinde olan birisi olarak, bir zamanlar kitabımın yayınlanması için birçok yayınevinin kapısını çok kez çaldım.   Yayıncılar için bir kitabın içeriğinin kalitesinden çok yazarın ödeyeceği para ve popülerliğiydi. Ben bu tapuları yıkabilmek için bir müddet sonra kendi yayınevimi kurdum.

Yayınevinizin ismi Arsine, bu isim ile sizin aranızda ki özdeşlik sadece bir kitap ismi mi? Yoksa?

-Arsine ismi 2014 yılında kaleme aldığım 1915 yıllarını anlatan gerçek bir yaşam öyküsüydü. Ar ile Sine kelimesinin birleşmesinden oluşan bir isim ama kitabın ismine göre Ermeni’ce bir kelime olan Arsine, yaylalarda yetişen zehirli bir çiçek olup, Kardelenlerden sonra yılda iki kez açan bir çiçeğin ismi, eski dönemlerde hastalıkların tedavisinde kullanılan, şimdilerde unutulup giden bir bitkinin ismidir. Bana göre Arsine’nin hikayesi ile ismi ile tarihe ışık tutan bir hikayesi var. Benim için özeldir.

ARSİNE; İSMİNİ BİR ROMANDAN ALAN YAYINEVİMİZDİR

Arsine Yayıncılık kısa sürede nasıl bu kadar çok konuşulan bir yayınevi oldu?

Bir yayınevi kuracağımı açıkladığım zamanlarda, çok tepkiler ve karalama kampanyaları ile karşılaştım. “Kuramazsın” “Yapamazsın” “Bir polisi bu işi başarması zor” vb. tepkiler ve mesajlar aldım. Bu iddiaları sunan o isimler şimdi Arsine’den kitap yayınlamak için bekliyorlar. Arsine kuruluşu ve kurulumu ile ilgili Ali Bayram’ın 25 yıllık edebiyat birikimi ile alt yapısını oluşturdum.

 “BİRİLERİNE GÖRE HİKAYELERİN GÜN YÜZÜNE ÇIKMASIYDI ARSİNE”

Şimdilerde ise Arsine Yayıncılık 2019 yılında kısa bir sürede 50.nci kitabını yayınlamaya hazırlanıyor. Arsine olarak Yerli Polisiye Romanlar yayınlıyoruz. Sebebi de yerli polisiye romanların hak ettiği yere gelebilmesi içindir.

-Yayıneviniz de hangi yazarlar var?

Kısa sürede yayınevimizin kadrosuna Doruk Ateş, Nurhan Işkın, Oğuzhan Aslan, Alper Kaya, Mehmet Taşdelen, Taner Mutlu, Faruk Kuyucu, Banu Akeloğlu, Burakcan gibi ünlü yazarlar katıldı. Yayınevimize daha da katılımlar sürüyor. Aralık ayında Lidya Nasman, Gürkan Karahan gibi isimlerinde kitaplarını yayınlayacağız. Kadromuzda şu ana kadar otuz tane yazar yer alıyor.

-Bu zamana kadar yayınladığınız kitaplar içinde sizi en çok sevindiren, en çok üzen kitap hangisi?

Beni en çok etkileyen kitap olarak İNTİHARDA POLİS kitabıdır ki, o da meslektaşlarımın intihar vakalarını anlattığım ve hakkımda en çok soruşturma açılan kitabımdır. Sevindiren ise Polisiye Roman olarak ilk yazdığım KUĞULU PARK CİNAYETİ isimli kitabımdır.

-Biraz da Polislikten Edebiyat dünyasında ki yerine bakalım? Edebiyat dünyasından ne bekliyorsunuz? Bu dünya polislere göre mi?

Polis olmak ve üniforma içinde Edebiyat dünyasında girmek, bu maçın skorunu 5-0 olarak aleyhinizde bir skorla maça başlamak gibidir. “Polis kitap mı yazarmış?” bu sorunun tapularını Ali Bayram ile yıkıldı. Özellikle Polisiye Romanlarda son zamanda polislerin yazdığı romanların etkisini görmek mümkün. Kurgunun dışında cinayet dosyalarına yer veren Polis Yazarların her geçen gün artması Yerli Polisiye de çok farklı bir tarz ve bakış açısı getirdi.

Ali Bayram ile “acılarımın merkezi” dediği İnebolu’da Marazın Kahvesinde yaptığımız söyleşi de; ‘’Edebiyat dünyasına son günlerde yazdığı kitaplarla katılan Polis Yazarların bu mesleğin içinde Edebiyattan nice ışıkların yer aldığının ispatıydı. Arsine Yayıncılıktan Polis olup kitapları yayınlanan Polis Yazarların çoğunluğu ise gözlerden kaçmıyor. Yazarlarımız,’Taner Mutlu ‘Sinek’,Mehmet Taşdelen ‘Komiser’,Faruk Kuyucu ‘Bir Deli Aklımca’, Gürkan Karahan ‘Dokuz Yönünde’, Ali Bayram ‘Bir çay koy, gelirim’.

Ali Bayram’ın bu zamana kadar yayınlanmış kitap isimleri şöyle;

-Aynasız Düşüncelerim, Kertik, İntiharda Polis, Arsine, 13’ünde Kadın Olmak, Kuğulu Park Cinayeti, Atakule Cinayeti, Tanrı’nın Beğenmediği Kadın, O gece Özel Harekât, Bordo Bereli, Marazın Kahvesi, Muhbir, Sen O Kocayı Boşa, Polis Özel Harekât, Derin Devletin Çakalları, Otopsi, Bir çay demle, gelirim ‘’

Bu güzel röportaj için İnebolu Postası Gazetesi ailesi olarak size çok teşekkür ediyoruz.

İnebolu Postası Gazetesi ailesine ve sizlere, takipçilerinize saygılarımı sunarım. Her yeni hikaye de gerçekler de buluşmak dileğiyle, sevgiyle kalın.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Sema Aslancı
Sema Aslancı - 4 yıl Önce

Kitaplarını okurken, hep şunu söylerdim. Bu yazarın mutlaka iç yangını çok büyük diyordum. Sayenizde hayatını okudum ve kitaplarına daha bir sıkı sarılmak geldi içimden....

SIRADAKİ HABER