Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1965 İnebolu (Kastamonu) doğumluyum. Yani Oğuz Atay’ın doğduğu memleket. Lise den sonra İstanbul’a geldim. Uzun yıllar ilaç sektöründe çalıştım. Şu an yine sağlık alanında faaliyet gösteren bir Sivil Toplum Kuruluşunda Genel Sekreter Yardımcısı olarak çalışmaya devam ediyorum.
İlk kitabınız hayatınızda ne gibi değişmelere sebep oldu. Size ne kattı bu kitap?
Hayattım da fark edilir bir değişiklik olduğunu söyleyemem, zaten böyle bir beklenti içinde de değildim. Ama kişisel olarak söylemeliyim ki; kendim için özel bir şey yaptım ve bunun mutluluğu, bana yaşattığı haz tarif edilemez. Şiirlerimi bazı dönemlerde forum sitelerinde paylaştım. Aldığım yorumlar bana daha da cesaret verdi. Uzun zamandır bir kitap çıkarmayı düşünüyordum , her şeyin bir zamanı vardır derler ya benim içinde o zamanın geldiğini hissettiğim anda bu işe başladım. İnsanın hayatta geriye kalıcı bir şey bırakması çok güzel bir duygu ve bu kitap vesilesiyle 2016 Tüyap kitap fuarında kitabımı imzalamam ise hayatımın en güzel anlarından biriydi. Hele sizi hiç tanımayan insanların gelip kitabımı incelemesi, sonrasın da kendilerinden bir parça bularak almaları ile ”İşte ben güzel bir şey yaptım” hissini yaşamak tarif edilemez.
Bir kitap çıkarmış olmayı söyle ifade edebilirim; derin bir kuytulukta avazın çıktığı kadar bağırırsın, sesini bir çok kişi duyar sen bunu bilmesen bile yüreğinde hissedersin işte bu duygu insana yeter..
Bu kitap bana ben kattı, bana ayrı diyarlarda, farklı hayatlar da hiç tanımadığım insanları kattı.
Edebiyat ile ilk kez ne zaman tanıştınız? Ne zaman yazmaya başladığınızı hatırlıyor musunuz?
Net bir tarih vermek zor lakin ilk şiirimi Ortaokul yıllarında kimsesiz iki kardeşin haberinden etkilenerek yazdım. Çok basit kelimelerle o an hissettiklerimdi. Benim ilk kaleme aldığım bu şiiri sizin ile paylaşmak isterim. Bu şiir kabımda yok.
Otururuz bir köşeye
Dileniriz iki kardeş
Para yok elimiz de
Verin bize bir kaç kuruş
Akşamları sokakta
Gündüzleri sokakta
Ömrümüz böyle geçer
Verin bize bir kaç kuruş
Ana baba bilmeyiz
Giyim nedir bilmeyiz
Eğlenceye gitmeyiz
Verin bize bir kaç kuruş
Ve sonra harfler kelimelere dönüştü, kelimeler mısralara ve Siyahın İzi ortaya çıktı.
“Edebiyat” sizin için ne anlama geliyor?
Benim için edebiyat duyguların kelimelere dönüşerek kainatta uçuşması, gecelerde gerçeklerin hayallerle buluşarak, yaşanmış yaşanmamışlıkların gün ışığına çıkması ve bir yürekte can bulması.. Bana göre insan tüm sırlarını daha çok gecenin zifirisin de sorgusuzca ortaya çıkarıyor ve cesaretle kendine itiraf eder. Ben bunu biraz daha ileriye götürerek mısralara döktüm. İşte bu yüzden kitabımın ismi de Siyahın İzi.. Geceler itiraf edilerek güne taşınan duygular.. Bana göre edebiyat; Hayali bir o kadarda gerçeğe dokunan YOKLUK ve VARLIK arsındaki yolculuk
Peki ya yazmak?
Yazmak her durumda hissettiklerinizi, duygularınızı cesaretle itiraf edebilmek gücüdür. Ve bu güçle bir çok kişinin hissettiği ama itiraf edemediği duygularını kaleme dökerek onların yüreğine dokunabilmektir.
Kısaca kalbinizin, düşüncelerinizin kapılarını açarak harflerin uçuşmasına izin vermektir….
Peki kitaptan önce, yazın serüveninize dair çalışmalarınız oldu mu?
Uzun yıllar şiir yazdım. Lakin en kötü yanı Ortaokul ve Lise dönemlerinde şiirlerimi yazdığım defterimi kaybettim. Bu benim için çok büyük bir kayıp oldu. Bundan sonra da şiirlerimi ve kısa sözleri forumlarda paylaşmaya başladım. Bunun dışında bir çalışmam olmadı. Ama belli bir süre sonra bu da yetmemeye başlayınca işte o zaman hep aklımda olan ama bir türlü girişimde bulunmadığım kitap çıkarma serüvenim başladı.
Bundan sonraki kitaplarınız aynı tarzda mı devam edecek, yoksa başka tür projeler gerçekleştirmeyi düşünüyor musunuz?
Şiir ve sözler yazmayı seviyorum ve devam ediyorum. İkinci bir şiir kitabı daha olabilir. Bunun yanında bir roman yazmayı hedefliyorum. Taslak olarak kafamda hazır, 10 kadın 10 hayat hikayesi. İlk cümleyi yazmak önemli. Ama acele etmiyorum her şeyin bir zamanı vardır derler sanırım bende o anı bekliyorum.
Kendinizi tam anlamıyla bir yazar, bir edebiyatçı olarak görüyor musunuz?
Ben çevremdeki her insanı tanımayı, analiz etmeyi duygularını anlamayı, insanların hayat hikayelerini dinlemeyi seviyorum. Bu duygu birikimi de beni bir şekilde yazmaya yönlendiriyor. Sadece okuyucu olan kitle için evet şair, yazar, edebiyatçı olarak tanımlanabilirim. Lakin ben bir yazarım, şairim, edebiyatçıyım demek hayranlıkla okuduğum usta edebiyatçılara haksızlıktan öte saygısızlık olur. Bu tanımları kullanabilmem için daha çok yolum var çok çalışmam gerek..
Eğer büyük ustaların nezdinde çırak olarak anılabilirsem ne mutlu bana..
Bir sanatçı olmadan da sanata hizmet edilebilir mi?
Evet burada yayınevlerine ve kitapevlerine çok büyük görev düşüyor. Büyük yayınevleri genellikle yeni yazarların kitabını basmaya pek yanaşmıyor, ayrıca tanınmış bir yazar değilseniz kitabınızın raflar da yer alması çok zor.
Yayınevlerinin benim gibi yolun başında olan yazar adaylarını desteklemeleri , yeni ufuklar açmaları, kitapevlerinin de ”Yeni Yazarlar” diye bir raf açıp ilk kitabını çıkarmış kişilere destek olmaları sanat için en büyük hizmettir diye düşünüyorum.
En önemli konu ise; bir sanatçının en büyük destekçisi sanat severlerdir. Benim açımdan ise kitap okuyucularıdır. Eğer okuyucular bizlerin kitabını alıp, beğenileri doğrultusunda takdir ederlerse bizim var olmamız için, devam etmemiz için en büyük hizmeti vermiş olurlar. Bu tüm sanat dalları için geçerli değil midir? Hele ki biz çırak yazarlar için…
Ben kendi adıma sosyal ağ hesaplarımın da ve bir web sitesi açarak şiirlerimi bu mecralarda paylaşarak kendi kendime destek olmaya çalışıyorum.
Web : www.siyahinizi.com
Facebook : siyahinizii
Twitter : @siyahin_izi
İnstagram : @siyahinizi
Kitaplarınızı ne kadar sürede yazıyorsunuz? Başka bir deyişle bir romanın ortaya çıkması ne kadar sürüyor?
Ben daha genç yıllarda bir kitap çıkarma düşüncesi ile başlamadığımdan bir süre vermek çok sağlıklı olmayacak.Bu nedenle ki; bu kitabı çıkarmaya karar verdiğimde tüm şiirlerimi bir kitapta topladım ve 210 sayfalık bir şiir kitabı oldu. Ama şunu söyleyebilirim ki; klasik olarak ilham geldiğinde demeyeceğim, hayatın içinde o kadar çok renk var ki yazmak istediğimde mutlaka bir duygu yakalayıp yazabiliyorum.
Sizi en çok etkileyen yazarlar ve şairler kimlerdir?
Yerli ve yabancı bir çok yazarın romanını ve şiir kitabını okudum ve kütüphanemde mevcut. Bu benim hem hayata bakışımı, hem kelime dağarcığımı hem de ifade gücümü oldukça geliştirdi. Ama kendi şiirlerim de olmak üzere hiç bir şairin şiirini ezberlemedim, defalarca inatla okumadım. Bunun sebebi şiirlerimde etkilerini taşımamak içindi. Daha çok serbest yazmaya çalıştım.
Peki bu kitaptan sonra yeni kitap çalışmaları var mı? Okurlarınıza yeni kitap hakkında tüyo verme şansınız var mıdır?
Yukarıda da bahsettiğim gibi şiir ve sözler yazmaya devam ediyorum ve ileride ikinci bir şiir kitabı çıkarmayı düşünüyorum. Ayrıca bir roman yazmak için kafamda oluşturduğum bir taslak var ve en kısa zamanda o ilk kelimeyi bularak yolculuğa çıkacağım.
Son olarak, edebi dünyada geleceği dair başka planlarınız nelerdir?
Tabi ki daha bir çok kelimeyi ard arda dizerek bir şiirin mısraların da insanların yüreğine dokunmak, bir romanın içine insanların hayallerini sığdırmak istiyorum.
Lakin ne demişler ”hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir”
İşte bu yüzden benim planlarımın hayatta başına geleceklerin içinde olmasını dilemek kalıyor bana..
Bana sesimi duyurmak için bu imkanı verdiğiniz için de size çok teşekkür ederim.
Ve son olarak şunu demek isterim; HAYDİ GEÇ DEĞİL sevmek için çıktığınız yoldan geriye sadece hayallerinizle dönmekten vazgeçin…
Filiz Gündüz