Ergenlik ve Uyku

Ergenlik dönemiyle birlikte insan vücudu yeni gelişmelere ve değişimlere hazırlanmaya başlar. En belirgin değişimler duygular ve fiziksel özellikler gibi gözükse de aslında beyin de hala gelişimini devam ettirmektedir. Ergenlikte beyin, kendisini her anlamda değiştirmeye ve geliştirmeye hazırdır böylelikle ergen bir birey bu dönemde fiziksel, duygusal ve davranışsal değişimlerle birlikte yeni ve farklı tavırlar sergiler. Bu sebeple kendi çocuğunuzun sizlere bambaşka bir insan gibi gözüküyor olması da olası bir durumdur. Bir ergen dünyasında birçok farklı konuyu ele alabiliriz. Yetişkinliğe adım atılacak olan bu evre birçok açıdan ergenin büyüme sürecine etki eden unsurları içermektedir. Bugün ergenlik ve uyku ilişkisini ele almak istedim. Nitekim uzun zamanlar evlerde kaldığımız bu süreçlerde yemek ve uyku düzenlerinde değişimler söz konusu olabilir.

Söz konusu ‘’ergenlik’’ olduğunda;

‘’Sabahları ne kadar dil de döksem bir türlü uyandıramıyorum.’’ ya da ‘’Erken yat erken kalk dememe rağmen beni bir türlü dinlemiyor.’’ gibi hayıflanmalar söz konusu olabilir. Ergenlerin bu tür davranışları kimi zaman isyankârlık olarak algılansa da, uyku konusunda sergiledikleri bu tutumların beyin gelişimleriyle nasıl ilişkili olduğunu anlamak, ebeveyn-ergen ilişkisinde faydalı olacaktır.

Uyku hakkında bildiğimiz şeylerden birisi, sağlığımız için yararlı olduğudur. Evet, düzenli uykunun önemini hemen hemen birçok yerde okuruz ancak ergenlik döneminde uyku örüntülerinde bir takım değişiklikler meydana gelmektedir. Geç saatlere kadar ayakta kalabilirler çünkü uyku örüntüleri beyin sinyallerinden oluşan karmaşık bir ağ ve hormonlar tarafından kontrol edilir bunlar zamanla olgunlaşma evrelerine göre değişmeye başlar. Yani erken yatalım erken kalkalım düzeni henüz ergenlikte kurulamamış olabilir. 10-12 yaşlarından itibaren biyolojik saatleri ileriye doğru kaymaya başlayan gençlerin uykuya dalamamaları gelişimlerine göre normaldir. Böylelikle ebeveynler ne kadar ‘’Artık uyumalısın.’’ deseler de vücutları geç yatıp geç kalkmak isteyecektir. Bunun bir diğer sebebi uykumuzun gelmesini sağlayan ‘’melatonin’’ hormonunun ergenlerin beyninde yetişkinlere kıyasla 2 saat geç salgılanmasıdır. Bu sebeple sizler uyuma ihtiyacı hissederken, ergen çocuğunuzun hala uykusu gelmemiş olabilir. Ayrıca melatonin hormonu ergen sisteminde daha uzun süre kaldığı için özellikle sabahları liseye giden çocukları uyandırmak oldukça zorlayıcı olabilir.

Öte yandan, ergenlik çağı, son derece heyecan verici ve yeni birçok şeyin çok kolayca öğrenilebileceği bir dönem olduğu için beyin bu bilgileri uyku esnasında işleme ihtiyacı duyar. Yani uyku sadece vücudumuzu dinlendirmez aynı zamanda hafıza ve öğrenmenin gelişmesine de katkıda bulunur. Yapılan araştırmalar, verimli bir uyku almanın, ya da rahat bir şekilde dinlenebilmenin öğrenilen bilgileri hafızamızda tutabilmemiz ve işleyebilmemiz adına önemli olduğunu göstermektedir. Öte yandan uyku ergenlerin stresle başa çıkmalarında da yardımcı olur.

Eğer yeterince uyku alamazlarsa; ihtiyaç duydukları, bilgi işleme süreci ve öğrenmeyi düzenleyemeyebilirler. Düzenli bir uyku alışkanlıkları yoksa vücut ve zihin dinç kalamayabilir. Öte yandan fiziksel, duygusal ya da bilişsel birçok sorun yaşayabilirler. Örneğin ruh hallerinde ani değişiklikler, öğrenme yeteneğinin zayıflaması, problem çözme becerilerinin yavaşlaması, sabırsızlık, aşırı yemek veya yanlış besinler tüketmek gibi birçok sorun ergenlikte söz konusu olabilmektedir. Uykusuz kalmak ve düzenli bir uykunun olmaması son derece önemli ve düzenlenmesi gereken bir durumdur. Ancak tüm bu noktalarda, ebeveynlerin yaklaşımı ve çocuklarıyla kurdukları iletişim de son derece önemlidir.

Ebeveynler olarak, ergenlerin uyku süreçlerine nasıl destek olabiliriz?

Bu sorunun cevabı elbette değişken olabilir ancak çocuklarınızla iletişim kurmak ve beyin gelişiminin nasıl ilerlediği hakkında onunla birlikte sohbet edebilmek (‘’Ergen Beyni’’ kitabını okuyun derim), yeterli ve düzenli uykunun öneminden bahsetmek, akıllı telefon İPad gibi cihazların beyindeki melatonin hormonunu(uykumuzun gelmesini sağlayan hormon) baskıladığını anlatmak son derece önemlidir. Eğer düzenli bir uyku örüntüsü oluşturur ve yatmadan önce telefona bakmazsak vücudumuzun uyku için gevşeyeceğini ve her gece aynı saatte rahatlamaya alışacağını anlatmak (bunu uyku konusunda zorlanan yetişkinlerde uygulayabilir) yine uygulanabilecek bir diğer yöntemdir. Yataklarını sadece uyku için kullanmaları adına teşvik etmek (yemek yemek veya televizyon izlemek için değil) ayrıca uykudan önce oluşabilecek tartışmalardan kaçınarak daha rahat bir uyku uyumaları sağlamak önceliklerimiz arasında olabilir.

Ergenler ve üzerine konuşulabilecek her konu ebeveyn desteğini de içermektedir. Çünkü beyin yapısı olarak hala gelişmeye devam eden ergenlik döneminde, yetişkinlerin yapabildiği bazı durumlar ergenler için söz konusu olamayabiliyor. Beynin bizlere sağlayabildiği bazı işlevsel özellikler örneğin bir durumu kavrama ya da muhakeme yapabilme yeteneği, ergenlikte henüz yeni gelişmekte olan bir beyin işlevi görevidir. Bu sebeple ebeveynler uyku konusunda hızlı bir düzen yaratmak isteseler bile ergen bireyler buna ayak uyduramayabilirler. Bu sebeple saatlerce uyanık olması ya da çok geç yatıp kalkması ebeveynleri kaygılandıran bir durum oluşturabilir. Ancak uyku düzeni kendi biyolojik seviyesine zamanla dönmeye başlayacağından, gelişim evrelerini fark ederek, baskı yapmamakta önemli bir nokta olacaktır ve her ne kadar büyüseler bile, ergenlik dönemi ebeveynlerin desteğine, anlayışına, iletişimine ve şefkatine ihtiyaç duyulan önemli bir gelişim evresidir.

Sevgiler.

Kaynak: Ergen Beyni

YORUM EKLE