Eğitimi Sorgulayan Var mı?

Hepimizin en değerli varlıklarının, 4 yaşından 18 yaşına kadar havasını teneffüs ettiği, öğreneceği, eğitileceği geleceğe hazırlanacağı, günün 8 saatini verdiği yaşam alanları olan okullarımız pansiyonlarımız öğretmen ve idarecilerimiz acaba ne durumda.

2010 yılında 450 öğretmen ve 5120 öğrenci ile başladığımız eğitim öğretim yılından geriye (2017 yılı verilerine göre) 314 öğretmen ve 3565 öğrenci kaldığı görülüyor.

Bu sonuca nereden geldik, neden ve nasıl geldik.

 MEB’in kendi sitesindeki veriler, eğitim sorununun tekrar tekrar ele alınmasını gösteriyor.

2010  yılı 5120 öğrenci   450 öğretmen

2011 yılı 5000 öğrenci

2014 yılı 4065 öğrenci

2015 yılı 3821 öğrenci

2016 yılı 3795 öğrenci

2017 yılı 3565 öğrenci  314 öğretmen

Ele alınmayan ve görülmeyen her hatanın, daha büyük sorunlarla daha sonra karşımıza çıkacağı aşikardır.

Eğitim öğretim alanında kurumların siyaset ve sendika ile yönetildiği günümüzde 2010 yılından 2017 yılına kadar ki sayı ve başarı oranında öğrenci ve öğretmen kayıplarının ortaya çıkardığı sonuç ortada.

Geçtiğimiz 7 yılı sorgulamazsak ve kayıplarını göremezsek, gelecek 7 yılın hazırlığını yapamayız.

Şimdi denebilir ki, çevre ilçelerde yeni okulların açılması öğrenci kayıplarının sebebidir.

Bu cümleye kesinlikle katılmıyorum.

Çünkü, çevre ilçelerde okullar açıldı ise sizde çevre ilçelerde olmayan bölümleri ilçeye kazandırın. Öğrenci kayıplarının önüne alternatifler koyun.

Örneğin her yıl ildeki ve başka ilçelerdeki fen ve diğer liselere gidecek öğrencilerimize alternatif olarak İnebolu Fen Lisesini ilçemize kazandırın. Ya da öğrencilerin gelecek olarak görebileceği bölümleri okullarımıza kazandırın.

Öğrenci tamam da, öğretmen açıklarının sebebi neye bağlanır merak ediyorum.

Çünkü hükümet sizin, kaymakam sizin, sendika sizin, idareci sizsiniz, yapılacak her hamle sizin iki dudağınız arasında.

  İstediğiniz öğretmeni istediğiniz okula idareci, İstediğiniz idareciyi uygun gördüğünüz okula müdür yapıyor, hatta ilçe şube müdür vekili, ilçe müdürü yapıyorsunuz.

Ve sonuç ortada. Kayıp; 7 yılda 1500 öğrenci, 136 öğretmen

2010 yılından bu yana her iki yılda bir değişen atanmışlardan söz etmiyorum. Onların görev süresi belli. Onlar yükselme derdinde. Katkı sunmuş sunmamış tasarruflarına bağlı.

   İşini, evini, ekmeğini, çocuğunun geleceğini bu ilçede yaşayanların seçtiği siyasetçilerden söz ediyorum.

Geçtiğimiz dönemde başarılı idealist öğretmen ve idarecilere şans tanımayıp, hükümetin sendikasına geçenlere idarecilik ve olur verildi. Okulların idareciliği boş bırakıldı, ilçe idareciliğine atandırıldı. Bir müdüre 3 tane okulun müdürlüğü verildi. İlçenin en başarılı okulunda 5 yılda 5 tane müdür değişikliği yaşandı. Okullarımızın birçoğunda nedendir bilinmez idareci mumla arandığı gibi yalnız bırakılmış görülüyor. Bir söylesen bin dert dökülüyor.

Bu şekilde yapılan uygulamalardan sonra proje çıkarmak isteyen başarılı idealist öğretmen ve idareciler soluğu daha rahat çalışacağı başka yerlerde aradı ve ilçeden ayrıldı, gitti.

  Hepimizin emanet ettiği okullarımızda o kadar ilginç şeyler oluyor ki, akıllara zarar.

Geçtiğimiz günlerde Bülent Yağcıoğlu köşe yazısında ilçedeki bir okuldan mezun olan öğrenci ile yaptığı sohbeti kaleme aldı. Öğrencinin 3 yıl yaşadığı pansiyonda ve okulda sigaradan tertipçiliğe alt sınıfların ezilmesine, sınıfta ders hakimiyetinin öğrencinin eline geçmesine, öğretmenlerin sırtını döndüğünde içilen sigaraya, sigara içmeyenlerin orada barınamayacağına, öğretmen ve öğrenci ilişkilerine kadar birçok olumsuz olarak görebileceğimiz konuyu köşesine taşıdı.

Anlattı anlattı da kime anlattı. Aradan 1.5 aya yakın zaman geçti, soruyorum Bülent Yağcıoğlu’na,

“Eğitim nereye gidiyor” yazınla ilgili, öğrenciyi okulu ve detayları öğrenmek isteyen soran yetkili oldu mu?

             Tek cümle kuruyor,” kimsenin umurunda değil, ilgilenende yok soranda”.

   Geçtiğimiz günlerde akşam saat 19.30 sıralarında  14-15 kişilik bir öğrenci grubunu takip ettim. Başlarında 2 tane öğrenci olmayan başkası.  Öğrencilerin, öğretmen ve idarecilerin yönlendirmesi ile bir yerlere gittiklerini öğrendim. Ve okulun idarecisine öğrencilerin nereden geldiğini sorduğumda kaymakamdan izini alınan toplantıya gittiklerini söyledi. Bunun yanlış olduğunu, o saatte hızlı geçen araçların öğrencilere çarpabileceğini ve o tür toplantıların izini alınıyorsa okullarda yapılmasının daha doğru olacağını belirttim, ama nerdeee…   

  Geçtiğimiz hafta çarşı ortasında kavga eden öğrenci grubunun, kavga ile ilgili sebep ve sonuç ilişkisini tahlil ettiğinizde, Bülent Yağcıoğlu’nun köşesine taşıdıkları ile bağlantılı olduğunu ilkokulu bitirmemiş insanlar anlayacaktır. 

  Ancak görülen o ki önümüzde ki günlerde okullarda ve pansiyonlarda başarının ve gelişmenin yerini gruplaşmalar, kavgalar olacak. Bu kavgalar geçen hafta olduğu gibi ilçeye yansıyacak.

    Bırakın kavgayı eğitimi onu bunu, geçtiğimiz yıldan bu yana 3 defa sayfalarımıza taşıdık, yurtlarda yapılmayan yangın merdivenlerini. Bir o kadar da ağızdan söyledik bize haber çıkmasın diye. Ama kimsenin umurunda olmadı.

    Kız yurduna firari mahkûmun girmesinde belletici öğretmenin savunması alındı, ancak ola ki bir yangın çıktığında haberlerimize ve uyarılarımıza rağmen yangın merdiveni yapılmayan yurtlarda mağdur olan öğrencilerin hesabını acaba kim verir merak ediyorum.

Kız yurdunda kalan öğrenci velisinin olabilecek tehlikeyi belirterek, “yangın merdiveni yapılmazsa 2. Dönem çocuğumu yurttan alacağım” dediğini dile getirdik geçen hafta.

 Yukarıdakilerden çıkarılacak sonuç ortada;

Bırakın artık şu siyasi emelleri, kirli siyaseti, sendikal ayrımcılığı, onun bunun yeri ile oynamayın, işi layığı ile yapanlara verin, koltuk için yalakalık yapanlara, sendikalaşanlara değil, işi layığı ile yapan idealist öğretmen idareci ve memurlara verin.

Oynadığınız oyun, her ailenin umudu varlığı varlık sebebi en değerli çocuklarının geleceğidir. İnebolu'nun geleceğidir, Ülkenin geleceğidir.

 

bahis siteleri - deneme bonusu veren bahis siteleri - kaçak iddaa illegal bahis - kaçak bahis

YORUM EKLE