Disosiyatif Bellek Yitimi

Tıp dilinde sık kullanılan kelimelerden biri olan dissosiyasyon, sözcük anlamı ile ayrılma, bölünme, kopma veya çözülme gibi anlamlar taşımaktadır. Disosiyatif kelimesini psikolojik açıdan değerlendirdiğimizde; bilincin alışkın olduğu görevleri; yani bilişlerimizi, duygularımızı ve farkında olarak yapılan tüm diğer deneyimlerimizi birleştirme görevini yerine getirememe durumu olarak değerlendirebiliriz. Aslında kişi disosiyatif bozukluklarda bilincin bozukluğunu deneyimler ve öz farkındalığının, belleğinin ve kimliğinin izini kaybeder. En hafif şekli ile problemleriyle meşgul olan bir kişinin evinin yolunu unutması buna iyi bir örnek olarak verilebilir. Disosiyatif bozuklukların en belirgin çeşitlerinden birisi disossiyatif bellek yitimidir.

Disosiyatif bellek yitimi yaşayan bir kişi önemli kişisel bilgileri, genellikle de travmatik yaşantıyla ilgili bilgileri hatırlayamamaktadır. Yani unutulmuş bilgiler genellikle kişinin yaşamındaki stresli ya da travmatik olaylarla ilgilidir. Bellekteki(hafızadaki) boşluk sıradan bir unutkanlıkla açıklanamayacak kadar geniştir. Bilgi kalıcı olarak unutulmaz ancak bazen kısa bir süre, bazen de yıllarca süren bellek yitimi anıları, geri getirilemez. Bellek yitimi aniden başlayıp, aniden sona erebilir. Dissosiyatif bellek yitiminde anahtar belirti, hastanın hafızasında depolanmış bilgilerin hatırlanamamasıdır. Kişiye ilişkin önemli bilgileri hatırlayamamak unutkanlıktan çok daha yoğun olan bir durumdur.

Bellek yitimi herhangi bir madde kullanımı ile açıklanamaz. Yani kişi alkol veya uyuşturucu etkisinde bir şeyleri hatırlayamıyorsa bu duruma disosiyatif bellek yitimi diyemeyiz.  Öte yandan, bellek kayıplarının çoğu, sevilen bir kişinin ani ölümüne tanık olmak gibi travmatik olayların bir kısmını unutmak için gerçekleşebilir. Belleğin (hafızanın) stresli deneyim yaşayan kısımlarına kısıtlı ulaşım vardır. Stres altında gerçekleşen olayın tümüne yönelik bir bellek yitimi çok nadir olarak gerçekleşir.

‘’Disosiyatif füg’’ adını verdiğimiz durum bellek yitiminin daha ciddi bir türüdür. Çok daha yoğun bir bellek kaybıdır. Birey sadece sürekli bir bellek kaybına uğramaz aniden evini ya da işini terk edebilir. Bazıları şaşkın bir şekilde evinden uzaklaşır. Dissosiyatif fügü olan hastalar, evlerinden veya iş ortamlarından bedensel olarak uzaklaşırken önceki kimlik özelliklerini (ad, aile, iş gibi) anımsayamazlar.

Ek olarak disosiyatif bellek yitiminde ki bellek hasarı önemli bir ayrımın altını çizmektedir. Tipik olarak disosiyatif bozukluklar örtük bellekteki değil, açık bellekteki hasarı içerir. Açık bellek yaşadığımız olayların bilinçli hatırlanmasını içerir; örneğin açık bellekte lise mezuniyet töreninize ait bilgileri hatırlayabilirsiniz.  Örtük bellek ise yaşantıların bilinçli olarak hatırlanmadığı kısımdır. Örneğin bisiklet sürmeyi bilen bir kişinin, bisikleti nasıl süreceği örtük bellektedir. Bunu bir şekilde öğrenmişizdir ve bilinçli olarak hatırlamayız.

Disosiyatif Bozuklukların Ortaya Çıkmasında ki Etkenler Nelerdir?

Disosiyatif Bozuklarda en belirgin neden çocukluk yıllarından gelen travmatik öyküler olmaktadır. Yani kişi disosiyasyonu (kopma, çözülme) travmadan kaçınmak için kullanmaktadır. Bulgular göstermektedir ki; travma geçiren kişiler travmadan sonra psikolojik semptomlar geliştirmeye daha yatkındır. Çocukluk çağı deneyimleri, fiziksel veya cinsel istismar, kişiler arası şiddet gibi travmatik deneyimler disosiyatif bozukluklar için öncül olabilmektedirler. Aslında yaşanan kaygı seviyesi, stresli yaşam olayları ve travmatik geçmiş disosiyatif bozuklukların en belirgin nedenleri arasındadır.

Diğer bozukluklara nazaran disosiyatif bozukluklar ile ilgili bilinenlerin çok az olması, araştırmacılar arasında hastalıkla ilgili risk faktörlerinde soru işaretleri yaratmaktadır. Üzerine çalışılan ve araştırılan bir konu olmaya devam etmektedir. Eğer yukarıdaki belirtilerden herhangi birisini kendinizde veya çevrenizde gözlemliyorsanız, bir uzman yardımı almanız faydalı olacaktır diye düşünüyorum.

Dipnot: Demans ve bellek yitimi birbirinden ayrıştırmak kıymetli olacaktır. Her ne kadar benzer olduğu düşünülse de demansta, bellek yavaşça zaman içerisinde hasara uğrar ve demans stresle ilişkili değildir. Disosiyatif bellek yitimi ise, yoğun stres yaşantıları sonucunda oluşabilmektedir.

Hepinize keyifli ve sağlıklı haftalar dilerim.

Kaynak: Kring, A. M., Johnson, S. L., Davison Gerald, C., & Neale John, M. (2017). Anormal psikolojisi: psikopatoloji. Nobel Yayıncılık.

YORUM EKLE
YORUMLAR
necmettin oskan
necmettin oskan - 4 yıl Önce

çok teşekkürler ansiyete bozukluklarında ailenin hastaya davranışlarını anlatırsanız çok sevinirim şimdiden teşekkürler

Sinem HIDIR
Sinem HIDIR @necmettin oskan - 3 yıl Önce

Rica ederim, keyifli okumalar. Bu hafta kaygı ve korku duygularının farkına değineceğiz. Bir sonraki hafta anksiyete bozukluklarında ailenin tutumunu konu ediniyor olacağım.
Sevgiler.