Çocuklarınızı Büyütürken Karşılaştığınız Zorluklarda Beyin Gelişiminin Rolü Nedir?

Kimi zaman ebeveyn olarak çocuklarımızın davranışlarının nedenini anlamlandıramayabiliriz. Örneğin, anaokuluna giden çocuğunuz giyinmeyi reddediyor, kahvaltı yaparken bir anda ağlamaya başlıyor ya da alışverişe gittiğiniz marketin ortasında öfke nöbeti geçiriyor olabilir. Davranışların nedeni, her çocuğun biricikliğine dayansa da araştırmalar beyin gelişiminin de bu tip davranışlara neden olabileceğini göstermektedir.

Beyin gelişimi karmaşık bir konu gibi gözükse de, çok basit bir şekilde bu gelişimi ifade etmek mümkün. Beyin, bir bebeğin dünyaya geldiği ilk andan itibaren sadece ebat olarak değil işleyiş olarak da değişen çok önemli bir organdır ve yaşam boyu gelişmeye devam eder. Ebeveynlerin beyin ve işleyişi ile ilgili çok temel bilgileri biliyor olmalarını önemsiyorum çünkü çocuklar gelişim aşamasındayken karşılaşılan, tahammülsüzlükler, başa çıkmakla ilgili zorlanmalar ya da yaşanılan birçok sıkıntı beyin gelişiminin işleyişini bilip bilmemekle yakından ilişkilidir. Bizler neden bir çocuğun öfke patlaması yaşadığını, yolun ortasında saatlerce ağlayıp istediği şeyde tutturmasını ya da acil bir yere yetişmeniz gerekirken, yolun kenarında gördüğü uğurböceğini saatlerce seyredip, zaman kavramını anlayamamasını, ebeveynler olarak kavramakta zorlanırız ve ‘’Bu çocuk bilerek mi böyle davranıyor? ‘’ Kesin beni sinirlendirmek için yapıyor.’’ diye düşünebiliriz. Hayır. Amaçları ne sizleri kızdırmak, ne de sizleri çileden çıkartmaktır. Çocuklarınız sadece büyüyorlar ve beyinlerinin sadece belli kısımlarını kullanıyorlar ve bütün beyinli bir hale henüz erişmemiş olabilirler.

Peki, nedir bu önemsediğimiz ‘’Bütün-Beyin’’?

Beynin birçok bölümü olsa da bizleri etkileyen temel iki farklı bölümü vardır. İki yarım küre olan sol beyin ve sağ beyin. Sol beyin düzeni sever, mantıksal, gerçekçi ve dilbilimseldir.(sözcüklerden hoşlanır) Sağ beyin ise, sözel değildir, iletişim kurmamızı sağlayan yüz ifadeleri, göz teması, jest ve mimik gibi işaretlere odaklanır. Yani özetle sol beyin mantıksalken sağ beyin daha duygusaldır. Bu 7’den 70’e hepimiz için böyledir.

Ebeveynler olarak erken yaş dönemindeki (0-3 yaş) çocuklara mantıksal açıklamalarda bulunduğumuz zaman sözümüzü dinlemediklerini ve açıklamalara uymadıklarını düşünürüz. Aslında bu gelişimsel bir nedene dayanır. Çünkü küçük çocukların (0-3yaş arası) sağ beyinleri sol beyinlerine baskındır yani mantıklı davranmalarını beklemek pek söz konusu değildir daha çok duygusal beyin baskın olduğu için henüz duygularını ifade etmek için sözcüklerden ve mantıktan faydalanma yeteneğinde ustalaşmamışlardır. Hayatlarını tamamen şimdiki ana göre yaşarlar, o yüzden kaldırım üzerinde yürüyen bir uğur böceğini seyretmek için ellerinde ne varsa bırakıp, oraya çöker ve saatlerce onu izleyebilirler. Dürtüleri içgüdüseldir. Sizler ebeveyn olarak, ‘’Geç kalıyoruz, kalk artık.’’ deseniz bile, onlar için henüz zaman ve sorumluluk gibi kavramlar pek söz konusu değildir. Bu sebeple sizinle inatlaşmıyorlar da dürtüleri doğrultusunda hareket ediyorlardır. Örneğin küçük bir çocuğun istediği bir şeyin büyükler tarafından engellendiğini düşünelim. Çocuğun hemen duygusal beyni devreye girecek ve beynin mantıklı düşünme ve sabırlı davranma yetisinden sorumlu olan bölümü etkisiz duruma gelecektir. Çocuk duygularına yenik düşecek ve öfkesiyle birlikte avazı çıktığı kadar bağıracaktır. Bu durumda çocuğu sözlerle yatıştırmaya kalkışmak pek uygun olmayacaktır çünkü başka zamanlarda sizi dinleyip anlamaya yönelik işlev gören bilişsel beyin devreden çıkmıştır. Yani çocuk kendisine söylenen sözleri algılayıp işleyemez.

Ne zaman ki çocuğunuz ‘’ Neden’’ sorusunu sormaya başlar, artık o zaman daha mantıksal olan sol beynin devreye girdiğini anlarız. Çünkü sol beyin artık dünyadaki neden sonuç ilişkilerini öğrenmek ve sözcükleri kullanarak bu mantığı ifade etme peşindedir.

Bu noktada, ‘’Bütün Beyinli Çocuk ‘’ kavramını oluşturabilmek adına amacımız; daha duygusal olan özellikle 0-3 yaş aralığında en baskın olan sağ beyinle, daha mantıklı davranabilmemizi sağlayan sol beyni entegre edebilmektir. Bu gerçekleştiğinde, çocuklarınız hem mantıklarına hem de duygularına değer vermeyi öğrenecek ve sizinle iletişimlerinde daha güçlü bir dinamik oluşturacaklardır.

Ek olarak, çocuklarımıza hem sağ hem de sol beyinlerini kullanabilmeyi öğretirken, ebeveynler olarak bizler ne kadar ‘’ Bütün Beyinli Modele’’ sahibiz sorusunu sormak kıymetli olacaktır. Unutmamalıyız ki çocukların hayatları sadece onların başlarına gelen şeylerden değil, onlara bakmakla sorumlu olan kişilerin verdikleri tepkilerle de şekillenmektedir. Diğer bir deyişle ebeveynin kendi gelişimi veya olgunlaşması çocuğunda beynini etkiler. Ebeveynler farkındalıklarını geliştirdikçe ve duygusal anlamda daha sağlıklı oldukça çocukları da bunların semeresini toplarlar ve daha sağlıklı olmaya doğru ilerlerler. Bu da aslında çocuklar için sunabileceğimiz en öncelikle şeyin kendi beyninizi entegre etmek ve eğitmek olduğu anlamına gelir.

Peki çocuklarımızı büyütürken nasıl bir iletişim kurarsak onları bütün beyinli hale getiririz? Bu sorunun yanıtı için elbette sunacağımız yöntemler mevcut ancak öncelikle bu hafta biraz bilgileri sindirmek ve gerçekten çocuğunuza bu bakış açısıyla bakabilmenin önemini izleyelim derim. Çocuğunuzu izlerken ne zaman sağ beyni aktif (duygular yoğun) ne zaman sol beyni aktif (daha mantıksal) gözlemleyelim. Haftaya tekrar bu gündemden devam ediyor ve oldukça kıymetli olan beyin gelişimi konusuna dair birkaç şey daha konuşuyor olacağız. Sevgiler…

YORUM EKLE