Çocuklara Ölüm Kavramını Anlatmak

Değişen, evrilen ve belirsizliklerle dolu bir dünyada elbette ölüm kavramı da kendisini gösteriyor. Ölüm, hem konuşmak, hem anlatmak hem de dinlemek için oldukça zor bir konu. Bizler yetişkinler olarak ölüm kavramından pek hoşnut olmazken çocuklara ölüm nasıl anlatılmalı ve neler yapılmalı ile ilgili biraz konuşmak istedim.

Öncelikle her çocuğun gelişim evresine göre ölüm kavramı da farklılık göstermektedir. Bunun nedeni çocukların soyut ve somut kavram beceri oluşumlarının farklı dönemlerde gelişmiş olmasıdır. Örneğin 5 yaş ve öncesi için ölümün kalıcı olmasının anlaşılması zor iken, 6-10 yaşındaki çocuklar ölümün geri dönülmez olmasını yavaş yavaş anlamaya başlarlar. 11 yaş üstü ise ölümü, ölümün sonuçlarını ve nedenlerini tam olarak anlayabilir haldedir. Bu noktada önemli olan ölüm haberinin çocuğa ne şekilde izah edildiği ve özellikle ölümün çocuğa tanıdığı ve güvendiği birisi tarafından söylenmesidir.

Öncelikle ölüm tanımı yapılırken, değişen dünyaya atıf yapmak oldukça önemlidir. Bir metafor üzerinden veya yaşamın döngüleri üzerinden açıklamalar yapmak faydalı olacaktır. Örneğin, her insan doğar, bebek olur, büyür ve sonra yaşlanır gibi aslında durağan değil süreğen olduğumuzu vurgulamak ve zaman geçtikçe elimizde olmadan bir şeylerin hep değişim içinde olduğunu anlatmak oldukça kıymetlidir. Bazen ölen bir insanı anlatırken kelimelerimizi değiştirmek isteriz. Öldü demek yerine çok uzaklara gitti, artık başka yerde yaşıyor ya da uzun bir yolculuğa çıktı gibi cümleler kullanırız. Bu cümleler, çocukların anlaması ve algılaması için zor olabiliyor ve dönecek umudu besleyebiliyorlar. Oysaki daha aşina ve hayatın içinden olan ölüm kelimesini kullanabilmek acı bir durumda olsa çok daha tanıdık geliyor. Bu anlamda net, açık ve basit kelimelerle birlikte ölüm kavramını kullanabilir ve durumu izah edebilirsiniz. Genellikle üzüntülü bir olay yaşandığında bu durumu konuşmak yerine susmayı tercih ederiz. Sanki konuştukça daha kötüye gidiyor gibi gelir. Aksine travmatik olaylarda konuşmayı ve dinlemeyi çok önemseriz. Bazı çocuklar çok küçük yaşta ölümle karşılaşabiliyor ve bir şeylerin yolunda gitmediğini hissedip soru sorabiliyorlar. Mutlaka net cevaplar verebilmek önemlidir ki konuştukça ve anladıkça üstesinden gelebilsin. Güvenilir olmayan bilgiler eşliğinde yas ve kayıp sürecini geçirmesindense daha güvenilir kaynaklardan, ebeveynlerinden bilgi alıyor olması da oldukça mühim.

Öte yandan ölümden sonrası için net bilgiler edinmek isteyebilirler. Bu kısım biraz inanç sistemlerinize ve sizlerin de neye inandığına bağlı olarak değişebilir ancak her ne şekilde izah ederseniz edin kaçamak veya yarım cevaplar vermek yerine daha basit ve açık kelimelerle konuşabilmelisiniz. Elbette çok detay vererek korkutmamak da önemlidir. Bazen sizler içinde zor olan veya yanıtını bilmediğiniz sorularla gelebilirler. Böyle durumlarda mutlaka ‘’ Bu konuyu merak etmeni anlıyorum ancak şu an için emin değilim. Bu konuyu araştırıp anlatacağım.’’ gibi, sorusunu ve düşüncelerini önemsediğinizi gösteren bir tavırla hareket etmek çocuğa duygularını açabilmeyi de öğretecektir. Ek olarak, vefat eden birisinden sonra çocuğa durumu anlatmak için uygun ortam yaratmak oldukça önemli olacaktır. Her zaman bulunmadığı, belki uzak veya muhtemelen pek sık gitmeyeceği bir yerde durumu anlatmak uygun olabilir. Eğer böylesi zor bir durum çok aşina olduğu bir ortamda anlatılırsa, ev gibi, travmatize olma durumu artabilir ve daha fazla olumsuz duygulara kapılabilir.

Son olarak, genellikle aileler üzüntülerini ve mutsuzluklarını çocuklarının yanında belli etmemeye çalışırlar. Göstermeden ağlamak, gizlenerek üzüntüsünü atmak gibi davranışlarla çocuğu korumak isterler. Ancak aynı acı yaşanıyor, ortak bir kayıp için gözyaşı dökülüyorsa elbette acıda paylaşılabilir olmalı. Çok fazla yoğun duygular içerisinde olmadan, çocuğu korkutmadan ve duygu patlamaları yaşamadan beraberce duygularınızı konuşabilir ve ölen kişi ile ilgili sohbet edilebilirsiniz. Bu durum çocuğunda kendisini ifade etmesi için oldukça iyi gelecektir. Hatta bu durum çocuğa, duygularımı paylaşabilir ve konuşabilirim hissi verecektir. Elbette sizlerde birer insan olarak bazen bu kadar acı verici durumlarda kontrollü davranamayabilir ve çok ajite olabilirsiniz. Bu gibi davranışlar da çocuğun yanında olmamanız elbette daha iyi olacaktır. Kayıp yaşayan bir çocuğun ise duyguları bastırılmamalı ve ifadesine izin verilmelidir.

Unutmayın ki tutulmuş yas sağlıklı bir durumdur.

Bir sonraki hafta çocukların yas sürecinde psikolojik sağlamlık ve duygularını ifade edebilmeleri için neler yapabilecekleri hakkında konuşuyor olacağız.

Hepinize iyi haftalar dilerim.

Kaynak; Polat,İrem. (2017, 12 Mayıs). Ölüm Kavramı Çocuklara Nasıl Anlatılabilir?

YORUM EKLE